9.Bölüm

1.5K 139 35
                                    

Medya:San:)

Woo'dan

'  'Lütfen bırakın beni gideyim.'
Ellerimi  sıkı sıkı tutan adamlardan kurtulmaya çalışıyordum. Ne kadar hareket edip kurtulmaya çalışıyorsam o kadar çok ellerimi sıkıp canımı acıtıyorlardı. 'Sana benim olacaksın diyorum güzelim ve ben her zaman ne istiyorsam onu alırım.' Karşımda duran adamlardan biri arkama geçmişti. Karşımda duran adam ise bir elini  ağlamaktan ıslanmış yüzüme diğerini ise t-shirtumun içine koymuştu. Hıçkırarak ve sesli bir şekilde ağlamaya ve çırpınmaya devam ediyordum. 'L-lütfen bırakın beni. Ya-yalvaririm g-gercekten kimseye hic-hiçbir şey söylemem. Bırakın beni.'' Bir süre üst tarafımla ilgilendikten sonra sağ elini pantolonuma götürmüş ve fermuarumi açmıştı.'Seninle işimiz bitmeden olmaz küçüğüm.'demis ve boynuma yönelmişti.' gördüğüm iğrenç rüya ile kurumuş boğazım ile çığlık atarak uyandım ve derin derin nefesler almaya başladım. Çok kötü bir rüyaydı. Yanaklarımın ıslanmaya başlaması ile ağladığımı farkettim. Doğrulmaya çalışırken başıma giren keskin ağrı ile birlikte acıyla inleyip tekrardan arkama yaslandım. En son ne olmuştu. Ben o adamlardan kurtulmuştum. Sonra sonra ise eve gitmiştim ve bayılmıştım. Evet bayılmıştım. Bu sefer dikkatli bir şekilde yavaşça doğruldum ve etrafıma baktım. Hastanedeydim ve kimse yoktu yanımda. Kolumda ki serumu çıkartıp ayağa kalktım. Tekrardan başıma giren ağrı ile hafif sendeleyip yatağa tutunarak oturdum. Elimi başıma götürünce sargı ile sarılmış olduğunu anladım. Sanırım o adamlardan kaçtığım zaman yere düşerken olmuştu. Ağrıyan başımı es geçip burnumu çektim ve ayağa kalktım. Yavaşça kapıya doğru ilerledim ve açtım.

Kapıyı açtığım gibi karşımda kızarmış gözleri ile oturaklarda oturan Yeosang'la göz göze geldim. Beni gördüğü gibi ayağa kalkmış ve sıkıca sarılmıştı bana. Ben de kollarımı ona sardığım sırada''Tanrım Woo iyi misin? Canın çok acıyor mu? Sen öyle yere düştüğüm zaman o kadar korktum ki anlatmaya kelimeler yetmez. Ben...ben çok korktum. Yeni tanışmış olmamıza rağmen sana alıştım ve seni kaybetmek istemiyorum.''demiş ve ağlamaya başlamıştı. Ağlamak istemiyordum ama zaten dolu olan gözlerimden yaşlar gelmeye başlamıştı. Kollarımı daha da sıklaştırıp uzun süredir konuşmadığım için çatallaşmış sesimle konuştum.'' Ben iyiyim yani sanırım. Sanggie~ Seni korkuttuğum için özür dilerim. Inan ben de çok korktum o adamlardan kaçarken ama şimdi iyiyim.''diyerek onu sakinleştirmeye çalıştım. Ağlaması biraz da olsun durmuştu  ama gözlerinden yaşlar gelmeye devam ediyordu. Aniden gözümün kararması ve başımın dönmesiyle Yeosang'dan ayrılıp kapıya tutundum. ''W-woo iyi misin? Doktoru çağırayım mı?''diye endişeyle konuşan Yeosang'a iyi olduğumla alakalı  bi şeyler söyleyip bi kaç saniyeliğine gözlerimi kapattım.
Kendimi iyi hissetiğim zaman gözlerimi açtım.

Tanıdık bir sesin ismimi seslenmesi ile o tarafa döndüm. Annem gelmişti. Hızlı hızlı yürüyüp yanıma gelmiş ve sımsıkı sarılmıştı. ''O-oglum nasılsın? Neden bana haber vermedin? Ben çok endişelendim  senin için. O kadar çok korktum ki bulduğum ilk uçağa binip buraya geldim. İyisin değil mi neren ağrıyor? Woo b-ben çok korktum ve seni o kadar çok özeldim ki O evde tek başımayken.''dedi ve sonlara doğru sesi kısılıp  ağlamaya başlamıştı. Bende ona sımsıkı sarılıp '' Ben iyiyim annecim ve seni kotkuttugum için özür dilerim böyle olmasını istemezdim. Ayrıca bende seni çok özledim.''dedim ve yanağına küçük bir öpücük bıraktım. Gerçekten annemi çok özlemiştim. Buraya kadar sırf benim için gelmesi beni o kadar çok mutlu etmişti ki anlatamam.
Biraz daha sarılmış ve ondan sonra gelen hemşire ile ayrılmıştık. Kaldığım odaya üçümüz birlikte gittik ve ben başım ağrıdığı için yatağıma girerken  hemşirenin anlattıklarını dinliyorduk.

~İstenmeyen üye~/ WoosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin