Ben Deniz Altan. 21 yaşında üniversite öğrencisiyim. Hayatımda hiçbir zaman belirli bir düzenim olmadı. Yaşadığım şehir, edinindiğim arkadaşlıklar, okulum... Babamın işi yüzünden sürekli seyahat etmek zorunda kalıyordum. Şimdiyse Antalya'dan İstanbul'a seyahat etmiştik. Açıkçası bu, artık benim için sorun olmuyordu. Çünkü küçüklüğümden beri buna alıştırılmıştım.
"Kızım, ben geldim!" Ayrıca eklemeliyim,
Babamın eve bazen bir gün, bazen iki gün ve bazense bir hafta gelmediği oluyordu."Hoş geldin baba! Projeyi bitirebildiniz mi?"
"Evet kızım, evet." Bir haftadır uğraştığı mimarlık projesi yüzünden iki gündür eve gelmeyen babamın ses tonundaki yorgunluğunu duyduğumda yüzüm asıldı.
"Yine hiç uyumadın değil mi?" diye sordum hem üzgün hem de kızgınlıkla. Babamsa sorumu yanıtsız bırakarak elindeki poşetlerle mutfağa geçti. Poşetleri tezgaha bırakmasıyla kollarımı boynuna doladım.
"Kendini fazla yoruyorsun." dedim. Babam yanağıma sulu bir öpücük bıraktı.
"Biliyorsun, bu iş bizim için fazla önemliydi." Kollarımı boynundan çekerek poşetlerle yöneldim.
"Hem bak." dedi. "Sana en sevdiğin çikolatalardan aldım." Asılan yüzüm yerini gülücüklere bırakırken mutlulukla çikolatayı aldım ve paketi açarak ağzıma attım. Bunun üzerine babam, elimde yarısı ısırılmış olan çikolatayı aldı.
"Önce yemek." dedi. Gözlerimi devirerek yemek masasına oturdum ve babamın önüme makarnayı koymasını beklemeye başladım.
"Okul işini ne yapmayı düşünüyorsun?" diye sordu. O sıradaysa makarnaları tabaklara koymaya çalışıyordu.
"Bir haftaya yaparım kaydımı bir yere." diyerek kestirip attım. Babam makarna doldurduğu tabakları masaya koyarak karşıma oturdu. Ardından yemeğe başladı ama biraz gergin görünüyordu.
"Bir sorun mu var?" diye sordum.
"Hayır." dedi. Elimdeki çatalı tabağa geri bıraktım.
"Bir sorun yoksa neden tırnağını soyuyorsun." Babamın gergin olduğunda yaptığı hareketti bu.
Yemeği bıraktı ve gözlerime baktı.
"Kızım ben seni yurda yazdırdım." Şaşkınlıkla açılan gözlerim ve hayal kırıklığımın aynası olan yüzümle öylece bakakaldım.
"Kızacağını biliyorum ama ben yokken evde tek kalman beni endişelendiriyor. Tek çaremse buydu."
"Hayır." dedim kesin bir dille. "Yurda falan gitmek istemiyorum."
"Kaydını yaptırdım bile."
"Sildir o zaman." Söylediğim sözle sinirle yüzüme baktı. Kavga etmek istemiyordum ama beni göndermeye çalışıyor olmasını hazmedemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Palyaçonun Makyajı
Teen FictionDeniz, bir anda belirli zamanlarda işlenen seri cinayetlerin katilini ararken bulmuştu kendini. Tanıştığı üç kız ve dört adamla ise işler iyice çığırından çıkmıştı. Hatta ajan olarak başladığı işte, sıradaki kurban olduğunun bile farkındaydı. Peki y...