Kızların gitmesinin ardından Yalçın'la odada baş başa kalmıştık. Ancak şu anda önemsediğim tek bir şey vardı. O da, kızların sağsalim karavana ulaşıp ulaşamadılarıydı. Gerginlikten ritim tutan bacağımı cihazdan gelen sesle durdurdum."Hepimiz iyiyiz Deniz." Bu Nisa'ydı. Rahatlıkla tuttuğumu yeni fark ettiğim nefesimi dışarı verdim.
"Fazla gerginsiniz." dedi Yalçın. Söylediği şeye kulak asmayarak yüzüne baktım.
"Bana hangi işi vereceksiniz?" diye sordum. Yalçın nedenini anlamadığım bir şekilde güldü. Ardından düşünür gibi yaptı ve parmağını şıklatarak konuştu,
"Asistanım olmanı istiyorum." Şaşkınlıktan açılmak üzere olan ağzımı kapatmaya zorladım. Tıpkı diğerleride çok şaşırmış olmalılardıki cihazdan 'oha' tarzı sesler geliyordu.
"Nedenini sor." dedi Güney.
"Neden beni seçtiniz ve neden bu işi verdiniz Yalçın Bey?" diye sordum.
"Güçlüsün." dedi tek kelimeyle. "Güçlü bir kadınsın ve benim..." Kaşlarımı çattım. Bunun üzerine düzeltti. "Yani şirketin böyle birine ihtiyacı var."
Dediklerine inanmalı mıydım bilmiyordum. Dört kız arasından güçlü olduğum için mi beni seçmişti yani? Fakat ben ona hiçbir iş teklifinde bulunmamıştım. Buna rağmen beni seçmiş olması oldukça saçma geliyordu. Yine de istifimi bozmamaya çalışarak ayağa kalktım.
"Öyleyse bir an önce başlamalıyım. Nede olsa sizin, yani şirketinizin bana ihtiyacı var." Kendimden süper kahraman gibi bahsetmem garibime gitse de sahte gülümsememi bozmadım.
"Haklısınız Atlas Hanım." dedi ve oda ayağa kalktı. Birlikte odadan çıktığımızda şirketin inanılmaz derecede büyük olduğunu fark ettim. Gizleyemediğim hayran bakışlarımla etrafı süzdüm. Herkes büyük bir düzen içerisinde kendi işini yapıyordu. Etrafta birkaç müşteri haricinde hiç ses yoktu.
"Bu babamın değil, benim sağladığım bir şey." dedi Yalçın. Bunun üzerine gözlerimi hızlıca yere çevirdim. Duygularımı fazla belli etmemem gerekiyordu.
"Neyden bahsediyor bu Yalçın?" dedi Çınar. "Deniz cevap verebilecek durumda mısın?"
"Şirketinizdeki çalışanların bu denli düzenli olmasını sağlamanız büyük bir başarı." dedim Çınar'ın sorusuna yanıt olarak.
"Bu kız süper oğlum!"
"Sakın yürüyeyim deme Eren!"İdil ve Eren'in küçük muhabbetine göz devirmemek için kendimi zor tutarken Yalçın'ın kapıyı işaret etmesiyle geldiğimizi anladım.
"Burası sizin odanız. Şu taraf ise benim ki." dedi. İçeriye girip girmemek konusunda kararsızca kapıya baktım. Yalçın'da bunu anlamış olacaktı ki sordu,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Palyaçonun Makyajı
Teen FictionDeniz, bir anda belirli zamanlarda işlenen seri cinayetlerin katilini ararken bulmuştu kendini. Tanıştığı üç kız ve dört adamla ise işler iyice çığırından çıkmıştı. Hatta ajan olarak başladığı işte, sıradaki kurban olduğunun bile farkındaydı. Peki y...