AKREP VE YELKOVAN (3. BÖLÜM)

93 7 1
                                    

Hayat.. Ne kadar zorsun. Ne kadar acımasız ve ne kadar hayatsızsın. Aynı saatte kalan akrep ve yelkovanın bile vaktini aynı yapmadan onları ayrı ayrı zamana bölmüştün, beni de parçalara böldün. Ne diyeceğimi bilmiyorum. Sadece bir dakika birleşiyorlardı akrep ve yelkovan. O bir dakikada kıyar mıydı seven sevdiğine? Akrebin zehirli kıskacı yüzünden mi yelkovan daha hızlı hareket ediyor peki? Peki ya akrebin kıskacındaki zehir ya aşkın panzehriyse? Ya akrep yelkovana olan aşkından kendini zehirlerse? Zehirler. Sevdiğine kavuşamamanın acısını çıkarır elbet ya kendinden ya da ruhundan. Saatler de imkansızın aşkıdır. Biz ise... Kum saati olabilirdik anca. Tane tane... Yavaş yavaş tükenen iki insan olarak bize layık olan tek şey kum saatiydi...

Başım dönüyor. Başımın durup dünyanın dönmesi gerekirken dünya durmuş, başım deli gibi dönüyor. Neler olup bittiğini bilmiyorum. Bir kör ve sağırdan farksızım. Midemden çıkardığım sabahtan yediğim bisküviler gözlerimi kanlandırıyordu. Evde olan çizimlerimden farksız, karalamaya dönmüş ruhum canımı yakıyordu. Canım çok yanıyordu.

"Biraz daha iyi misin?" Boran sanki çok ilgiliymiş gibi çıkan sesiyle tuttuğu kısa saçlarımı salarken başımı salladım. Konuşacak bir durumda değildim. Aşırı boktan hissediyordum. Eline aldığı su ile yüzüme elini hafifçe vuruyordu. Gözlerimi devirip ayağa kalkmaya çalıştım ama başım aynı hızda dönmeye devam ediyordu. Ayağa kalkmaya çalıştığım sırada geriye doğru düşecek gibi hissettiğim için Boran'ın omzundan tutunmak zorunda kaldım. "İyi değilsin," Bacaklarımın altından hızla geçirdiği kollarını eteklerimin açılmamasına dikkat ederek kaldırdı. Havaya kalkmanın verdiği his ile kollarımı onun boynuna sardım. Neden bilmiyordum ama kapattığım göz kapaklarımın ardındaki karanlıkta onun kokusunun yanında güvende hissediyordum...

Yüzüme yapışan saçlarımın verdiği rahatsızlıkla yüzümü buruşturdum. Saçlarım gözlerimi kapatıyordu, olmasalardı da zaten karanlıktaydım. En azından onun yanında karanlıkta kalıyordum. Bu da güzeldi işte. "Çıkalım, adamı alın mekana bırakın. Konuşana kadar bırakmayın" Boran kalın sesiyle Aykan ve yanında daha kim varsa onlara doğru konuştuktan sonra kapıyı ayağıyla açıp asansörü es geçtikten sonra hızla otelden çıkış yaptık. Ben onun kucağında yüzüne bakarken o ise direk olarak önüne bakıyordu. Keskin bakışları bize değinen gözleri kesip geçecek gibi duruyordu resmen. "Boran..."

"Konuşma iyice miden bulanacak yoksa," Parmakları sadece beni taşıyordu. Tam anlamıyla dokunuyor bile sayılmazdı. Rahatsız olacağımı sandığı için muhtemelen çoğunlukla kollarını kullanıyordu. Soğuk hava ile buluşan bacaklarım çivilenmeye başlamıştı bile. Titremeye başlayan çeneme aldanmadan onu incelemeye başladım. Ok gibi keskin bakışların süsleyen uzun kirpikleri, kalın dudakları, esmer damarlı boynu, fındık kadar küçük ve kalkık burnu o kadar harika duruyordu ki. Bir film sahnesinden fırlamış gibiydi şu anki halimiz. O ise... Bilmiyorum, her şeyiyle güzeldi.

Vücudum yavaş yavaş kendini mayıştırmaya başlarken sıcak hava ve sırtımda hissettiğim yumuşaklıkla kapanmış gözlerim açılmamaya direniyordu. "Üzerine bir şey istiyor musun?"

"Battaniye," diyebildim zar zor çıkan sesimle. "Onu zaten vereceğim. Eski kıyafetlerini mi getireyim yoksa benimkilerden versem sorun olur mu?" Sesi beynimde yankı yaparak kafatasıma çarparken açılmaya yakın olan eteğimi çekiştirdim kapalı gözlerimle. İçimde garip bir istek vardı. Ona ait bir şeye sahip olma isteği. "Seninkilerden lütfen," cızırtılı sesim boğazımda yaşıyor gibiydi. "İlk defa ölmekten başka bir şey istedi," Odaya giren Han ve Aykan başımda dikilmeye başlarken başımın dönmesinin geçtiğini fark ettim. Gülümsemeye çalışarak gözlerimi aralayıp başımdaki kişilere baktım. Han saf saf elinde her ne varsa tişörtüne silerken Aykan ellerini beline yerleştirmiş ne yapacağımızı düşünüyor gibiydi. "Bunlar iş görür," Boran elinde birkaç parça kıyafetle yanıma gelirken Han elini silmeyi bırakmış, kalan kırmızı sıvılara sessizce küfür etmekle meşguldü. "teşekkür ederim-"

ÇOBAN YILDIZI +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin