YABANCI (1. BÖLÜM)

278 14 25
                                    

01.01.21


Okumaya başladığınız tarihi bırakmayı unutmayın Kar Taneleri'm...

Hepimizin hayatında yeterince kör düğüm olmuş bir konu vardır değil mi?

Hani olur ya, babalarının sırtında taşıdığı kız çocukları vardır. Kahkahalarını beraber attıkları babaları. Bir de babasız büyüyen kız çocukları. O çocuklar büyüyüp genç kız olduktan sonra başka erkeklerin gözünde sevgi kırıntıları arar olurlar . Ama gelin görün ki benim ne beni sevecek babam ne de sevgi arayacağım biri vardı.

"Baba yeter artık!" Diye bağırdım sadece nefesimin yettiği kadarıyla hıçkırarak. Her zaman kavga ediyorlardı. Annem her seferinde evin durumunu babama söyler, babam para olmadığını bağırır ve kavga ederlerdi. Başka kavga edecek konuları yoktu. Benim için bile kavga etmezlerdi. "Susun artık dayanamıyorum!"
Sonra babamın bağırarak bir şeyler söylediğini, sinirle kapıyı çarpıp evden çıkıp gittiğini, annemin ağlayarak mutfağa gittiğini izledim olan bitenden habersiz. Kulaklarım artık duymak istemiyordu. Beni ayakta tutacak kadar gücü olmayan dizlerimi serbest bıraktım. Diz kapaklarım yer ile buluşurken buruk bir gülümseme ile buz gibi zemine düşen göz yaşlarıma baktım. Beni duymuyorlardı. Fayans zemin ile buluşmuş diz kapaklarım, her zerrem bile çığlık atarken beni hem duymuyor hem görmüyorlardı. Gözlerinin önünde dayanma gücümün kalmadığını bağıra bağıra haykırsam da görmüyorlardı işte.

Gözyaşlarım ile ıslanmış zeminden destek alarak ayağa kalktım. Nefeslerim akciğerimi kemiriyordu. Odamın kapısını açıp ardımdan kapattım. Kendimi yatağın içine bırakıp yatakta kaybolan telefonum ve kulaklığımı buldum, müzik listemden rastgele bir şarkı açtım. Amacım müzik dinlemek değildi, kafam dağılsın yeterdi.

Kaç dakika öyle kaldım bilmiyorum, yatakta oturmaktan uyuşmuş oturma organım yüzünden bu sefer yatakta yatmaya başladım. Bomboş tavana bakıyordum sadece. Gri renge dönmeye başlayan perdelerimin ardından gün ışığı ısrarla odama süzülmeye çalışıyordu ama gün ışığı isteyen yoktu. Tıpkı bu evde benim de var olduğum halde istenmemem gibi...

Acıtmıyordu artık. Alışılmışlığın verdiği buruk hisle gülümsedim boş tavana. Duvarda asılı çizimlerim, duygularımın karışıklığını yansıtan tuvallerim, karanlıkta beni yalnız hissettirmemek için yapıştırdığım parlak stickerler... Hiçbirine bakmayı istemiyordum çünkü tek bir tanesiyle bile göz göze geldiğim anda ağlayacak ve kendi kendime konuşmaya başlayacaktım. Bunu istemiyordum. Kendime ait ne varsa böyle hissederken onlara bakarak ağlamak istemiyordum işte.

"Kalk!" Annemin aniden odaya girmesiyle sıçrayarak yatakta oturur pozisyona geçtim. "Ne var yine?" Kulaklıklarımı çıkarıp telefonumla beraber kucağıma bıraktım.

"Ne mi var? Ne var söyleyeyim, ne çalışıyorsun ne okuyorsun senden bir halt olmaz derken haksız değilmişim. Baban zaten kendi kafasında dolanıyor pavyon köşelerinde, sen de bir işe yara!" Bağıra bağıra ellerini saç diplerinin arasına geçirip çekiştirip duruyordu. Umurumda değildi artık. Alıştım dedim ya, hakaret de etse dövse de bir şey yapmıyordum artık. O beni kötü yanlarımla vurmaya çalışıyordu hep, bense yenilmekten yorulmuştum. "Okumamamın sebebi sizsiniz," dedim sinir bozukluğunun verdiği gülümsemeyle.

"Git ve çalış, evde daha fazla yetirecek bir şey kalmadı size, boş boş dolanıp durmak yerine bi faydan dokunsun. Nerede çalışırsın ne kadar alırsın bilemem ama bu eve para getirmezsen buraya adımı daha atma!"

"Adımını atma mı? Ne diyorsun sen! Ne diyorsun? Ben senin yüzünden okulu bıraktım senin yüzünden kaç kere nelere kalkıştım kaç kere başım derde girdi ama senin tek derdin para!" Gülerek elini çizim masamın üzerindeki karalamalarımda gezdirdi.

ÇOBAN YILDIZI +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin