Bölüm 1

84.4K 2.4K 1.2K
                                    

09.12.23 yılından merhaba! Kitabımın bazı yerleri değiştirildi lakin hâlâ çoğu olay ve yaşanmışlıklar aynı. Bunu bilerekten okumanızı ve eski okurlarımdan yeni okuyuculara spoi vermemesini rica ediyorum. Satır arası yorumların hepsi silindi bu yüzden bol bol yorum yapmanız beni oldukça mutlu edecektir. Son olarak, beni eleştirip kitabıma iğrenç yorum bırakanlar sessize alınacaktır. Heyecanla düzelttiğim kitabımı, tekrardan sizlere sunmaktan gurur duyarım. İyi okumalar!

-

Kucağımda birleştirdiğim ellerim titremeye başladığında korkuyla doğrulmuştum. Dayanamıyorum! Yemin ederim altıma işemek üzereyim ve dayanamıyorum! Alt dudağımı dişlerim arasına alıp başka şeyler düşünmeye çalıştım. "Dayan, şimdi zil çalacak ve hızla ayağa kalkıp lavaboya yetişeceksin."

Bu şekilde mırıldanmam bir boka yaramıyordu bu yüzden kısık gözlerimle tahtanın üzerinde duran saate baktım.

3 dakika.

Gözlerim dehşetle aralandı. Sikerler! Yok, bu imkansız! Bu kadar dakika bana fazla. Tekrardan elimi havaya kaldırdım. "Hocam, yemin ederim doğruyu söylüyorum. Tuvalete gitmem lazım."

Hoca sinirle soluduğunda, az önce söylediğim şeyin onda bir etki yaratmadığını da anlamış oldum.

İzin vermeyecekti.

"Yavrum, 2 dakika kaldı dayan işte." dedi ve tahtaya yazı yazmaya devam etti. Doğrusu şaşırmamıştım ama yine de belki izin verir umudu içinde beklemiştim cevabını.

"Ama ho-"

"Lan sus!" diye bağıran Yiğit'e baktım. "Kapa çeneni. Duyamıyorum siktiğimin hocasını. Altına yapsan dahi en fazla rezil olursun, abartma." diye sitemle konuşup elindeki kalemi sıkmayı bıraktı. Tekrardan başını masaya yaslayıp gözlerini kapattığında yüzümü buruşturmuştum. Duyamamak mı, abartmak mı! İşte böyle birinin söylediği kelimelere kim kulak asmak isterdi ki?

Derin bir nefes aldım, gülümsedim. "Bekle, konuşursam..." Devamını getirmeden gözlerimi sıkıca kapattım.

"Lan ciddi misin? Altına mı işedin?"

"Hayır ama..."

Sözümü bitirmeden duyduğum zil sesi ile aceleyle ayağa kalktım. Yarabbim, cennete girmeden böyle sevinmem normal mi? Şu anki mutluluğumun başka bir sebebi olamaz çünkü. Çok sağ ol!

Koridordan koşar adım alt kata indim. Hızlı gidiyormuşum gibi anlattığıma bakmayın. Her adımda kendimi daha çok kasıyor, yürümekte daha çok zorluk çekiyordum. Yanından geçtiğim bedenler bana dönüyor, ben ise umursamadan ilerlemeye devam ediyordum.

Az kalmıştı!

Köşede duran tuvalete ilerlemek için sağa döndüğüm an omzuma yediğim darbe, yere halı misali serilmeme neden olmuştu. Kaşlarım sinirle çatıldı, dudaklarım nedensizce aralandı.

Sanırım hayat bana cennete giremeyeceğimi ufak bir uyarı ile belli etmeye çalıştı, diye düşündüğüm an bacaklarıma ulaşan sıvı, pek de ufak olmadığını kanıtlamış oldu.

"Gitti pantolon. Valla ederim gitti..." diye söylenip başımı kaldırdım. Sanki suçlu benmişim gibi sinirle beni izleyen beden ile karşılaşınca şaşırmıştım doğrusu. "Özür dilerim efendim ama siz de önünüze baksanız diyorum. Sizin yüzünüzden yeni aldığım pantolonum gitti! Sinir bozucu." deyip ıslanan pantolonuma baktım tekrardan.

"Önümden çekilecek misin?"

Söylediğim şeyleri umursamadan konuştuğunda kaşlarım çatılmıştı. "Anlamadım?"

Stand Up! (GAY) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin