2.2

318 33 30
                                    

"Mira!" Enes'in bağırışıyla gülerek diziyi izlemeye devam ediyordum. Enes oturma odasına girdiğinde yüzüne bakmayı çok istesem de onu kudurtmaya devam etmek için bakmamış hiçbir şey olmamış gibi merakla diziyi izlemeyi sürdürmüştüm.

Birkaç kez adımı seslendiğinde göz devirmiş beşinci adımı seslenişiyle "Ne var aa? Dizi izliyorum, kör müsün?" diyerek televizyondan gözlerimi ayırmamıştım.

"Yüzüme bak." onu dinlemediğim sırada derin nefesler almış ardından önüme geçmişti.

Şu an ona yaptığım şey için sinirli olmadığını biliyordum, şu an onu umursamadığım için bu kadar sinirlenmişti.

Sanki önümde yokmuş gibi hafifçe yana kayarak televizyonu izlemeye devam etmiştim.

Tekrar önümde dikildiğinde kendimi uyarıyordum, gülmemeliydim, yüzüne bakmamalıydım.

Enes"Yüzüme bak Mira."

Ses tonundan ürkerek kaçmam gerektiğini anlayacak kadar sinirlendiğini fark ettiğimde tepki vermemiştim. Neden mi?

Çünkü Enes ne kadar öfkelenirse öfkelensin bana zarar vermezdi. Zarar verecek de bir şey yapmazdı.

Şaka bile olsa.

Bende aynı şekilde, her ne kadar sürekli didişip dursak da birbirimizi seviyorduk. O anlamda değil.

Arkadaş anlamında.

Bu sevgiyi de çürütecek, sarsacak ve yok edecek bir şey yapmazdık.

Mesela o kızlarla konuşurken bile ben kıskanmayayım diye özen gösterirdi. Bunu yüzüme söylemezdi, ona sorsanız itiraf etmemek için inkar da ederdi ama bu olay böyleydi.

Ben dikkat etmiyordum.

Çünkü Enes kıskanç biri değildi, bu nedenle dikkat edebileceğim bir şey de yoktu.

Enes'in sabır çektiğini duyduğum sırada aniden kollarını iki yanıma yaslayarak yüzünü yüzüme yaklaştırmış gözlerimi kapatmıştım.

İnat değil mi?

Bakmayacağım o yüzüne.

"Gözlerini aç, beni bazen ayar ediyorsun."

"Biliyorum." diyerek gülümsediğimde gözlerimi açmamıştım.

Enes'in derin bir nefes alışını duyduğumda bıraktığı nefes yüzüme çarpıyordu.

Al işte.

Sonra Mira neden bu kadar aşık?

Bu böyle yakınımda olursa unutacağım varsa da unutamam ki.

Enes"Meleğim gözlerini aç." sesi az öncekine nazaran daha sakin geldiğinde bana meleğim demiş olması gerçeği titrememe yol açmıştı.

Şş kızım.

Ne bu?

İyice saf aşığa döndün.

Cümlesi ve ses tonlanması o kadar güzeldi ki burada ölmemi istese gözümü kırpmadan ölebilirdim.

Ama ben ne yaptım?

Gözlerimi açmadım.

Enes'in burnunu yanağıma sürttüğünü hissettiğimde sertçe yutkunmuş onun güldüğünü işitmiştim.

"Neden beni dinleyip gözlerini açmıyorsun?"

"Çünkü seni dinlemek zorunda değilim." diyerek kalan son gücümle bu cümleyi kurduğumda dik omuzlarım düşmüştü.

Anonim Kadar Başına! Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin