2.7

293 29 32
                                    

Endişeyle karışık heyecanla yutkunduğumda derin bir nefes almıştım.

Büyük gün gelimişti.

Yarışma günü...

Kendim kazanamayacağını biliyordum, buna kendini manipüle ediyorsunuz demeyin çünkü hastalığım yüzünden çoğu zaman titrediğim dahi oluyordu.

Yani güçsüzleşmiştim.

Enes çoğu zaman tüm gün havuzdan çıkmazdı, onun birinci olmasını her şeyden çok istiyordum.

Endişeyle titreyen parmaklarımı birbirine kenetlemiş açılan soyunma odasının kapısına dönmüştüm.

Enes'i gördüğümde ona gülümseyerek yanına ilerlemiştim. "Heyecanlı mısın?" dediğinde başımı sallamıştım.

"Sen?"

Enes"Hayır, kazanacağımı biliyorum."

Ona güldüğümde bana sarılmıştı. "Mira, canının yandığı an bırak. Tamam mı?"

Onu onaylayan bir mırıltı çıkardığımda boynuna sarılmıştım. "Sende asla pes etme, kazanacaksın."

Enes"Tabii ki, sen yokken kim benim önümde durabilir?"

Ona gülerek göz devirdiğimde Enes benden uzaklaşarak kendi odasına girmiş bizi çağırmalarını beklemiştik.

Bir süre sonra havuzun başına geçtiğimizde gergin bir şekilde yutkunmuş Enes'e döndüğümde gerilmiş bedeni kaşlarımın çatılmasına neden olmuştu.

Bir sorun mu vardı?

Bakışları beni bulduğunda gülümsemiş ardından bana bakan Joseph'i fark ettiğimde kaşlarımı çatmıştım.

Sunucuların konuşmasıyla bakışlarımı önüme çevirmiştim.

Babam ve annem gelmişti.

"Evet sevgili seyirciler, uluslararası bu yıl Kore'de yapılan yüzüncü yüzme yarışmamıza hoş geldiniz. Yüzücülerimizin heyecanı gözle görülür şekilde, güzel rakiplerimiz var ve bu seneye özgü kadınlar ile erkekler aynı anda yarışacak. Ben sunucunuz Kim Min Joon."

O konuşmayı bitirdiğinde bir başka adamın sesini duymuştuk. "Evet, Kim Min Joon. Benim yarışmacılar arasında gördüğüm ve özellikle yakından takip ettiğim üç yüzücü bulunuyor. Öykü Mira Aksoy, Enes Demir ve Joseph Morgan. Gözlerimin bu üç yüzücüden ayrılmayacağına emin olabilirsiniz. Bu üçlünün mağlup olmaları neredeyse hiçe yakın. Gök Deniz Aksoy'un öğrencisi olmanın başarılarından birini görebilirsiniz."

Gözlerimi kapattığımda başımı eğmiş derin bir nefes almıştım. Artık başlatabilirler miydi?

Joseph"Bebeğim? Korkuyor musun?"

Onun kulağıma fısıldayışıyla bir adım gerileyerek kaşlarımı çatmıştım. Onunla uğraşacak halim yoktu.

"Gördün Min Joon, Joseph, Öykü'nün kulağına bir şeyler fısıldadı. Bu sence ne olabilir?"

"Bilmiyorum ama birbirlerine güçlerini göstermek istemiş olabilirler."

"Evet, bu oldukça muhtemel. Özellikle Mira'nın kadınlar arasında hiç mağlubiyeti bulunmuyor oluşu heyecan verici. Yalnızca bir ara Maria ile çekişmeli gidiyorlardı ama ona hiç yenilmedi ve bu sene Maria bacağı kırıldığı için katılamıyor."

"Peki ya Enes ve Joseph?"

"Yıllardır var olan ikilinin yarışları heyecan verici. Hiçbir zaman kimin kazanacağını önceden söyleyemeyiz."

"Evet, pekala başlıyoruz. Üçten geriye sayıyorum ve siren sesini duyduğunuz an başlayacaksınız."

Derin bir nefes al.

"Üç!"

Derin bir nefes ver.

"İki!"

Derin bir nefes al.

"Bir!"

Siren sesi...

Suyun içine girdiğimde konuşulan hiçbir sesi idrak edemiyordum. Uğultular vardı ama umurumda değildi.

Tüm gücümü kullanıyordum ve uzuvlarımın yandığını hissediyordum.

Boğazımın kaşındığını hissediyordum ve canım yanıyordu.

Bir an önce su yüzeyine çıkıp nefes almam gerekiyordu.

Kulaklarımın gereğinden fazla uğuldamasıyla iyi bir ruh haline girmediğimi fark ederek kapalı gözlerimi acıyla yummuş ve hızlanmaya çalışmıştım.

Su yüzüne nefes nefese çıktığımda midemi tutarak salondan ayrılmak istemiş ama kolumdan tutulmam kaşlarımı çatmama neden olmuştu.

Şu an bir şeyler duyuyordum ama duyduklarımı o kadar anlamıyordum ki.

Olduğum yerde dizlerimin üzerine çökmüş ellerimi yere koymuştum. Dönen başım araladığım gözlerimi kapatmama neden olmuştu.

Birinin yüzümde hissettiğim parmaklarıyla gözlerimi açmaya zorlamıştım.

Bir süre kendime zaman tanımış ardından gözlerimi aralayarak beni tutan Joseph'i fark ettiğimde ondan uzaklaşmıştım.

Bedenime sarılan havluyla beraber birinin kolları arasına alındığımda babamı fark ederek gözlerimi kapatmış ve başımı omzuna yaslamıştım.

Babam"Allah aşkına neler oluyor! Neden Enes böyle oldu?"

Duyduğum kelimeler gözlerimi açmama neden olmuştu. Ona ne olmuştu ki?

"E-Enes'e n-n-e o-l-duki?"

Duyduğum bağırışlar kaşlarımı çatmama neden olduğunda kararan bilincim babamın omzundan başım geriye düşmüştü...

Özür dilerim... İlhamım yok bir türlü yazamıyorum, yalnızca Valeria'yı yazabiliyorum... ❤️

Anonim Kadar Başına! Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin