1.5

394 31 16
                                    

Önümdeki zarfı açtığımda içindeki yazı dikkatimi çekmiş okumaya başlamıştım.

"Sayın Öykü Mira Aksoy:

Yıllardır yüzücü olarak gösterdiğiniz üstün başarınız nedeniyle 21.12.20 (21 Aralık, 2020) tarihinde olacak on beş yaş sınırı yüzme eğitimine sizi öğretmen olarak Güney Kore Cumhuriyet'ine bekliyoruz..."

"Bunu Enes yapmayacak mıydı?"

Kendi kendime mırıldandığım sırada kağıdı elime alarak odadan çıkmış oturma odasına doğru ilerlemiştim.

"Baba, burada mısın?"

"Buradayım bebeğim, henüz gitmedim." diyerek spor çantasını omzuna taktığında karşısına geçerek kağıdı uzatmış ve konuşmaya başlamıştım.

"Güney Kore'ye Enes gitmiyor muydu?"

Babam kağıdı okuduktan sonra beni başıyla onaylayarak konuşmaya başlamıştı.

"Normalde öyleydi ki hala öyle. Sen sıfır, on beş yaşa öğretmenlik yapacaksın. Enes de on altı, yirmi yaşa yapacak. Aslında senin çalışmanı tasvip etmiyorum, bu görevi iptal ettireceğim."

"Yaa, neden ki? Ben istiyorum."

Babam"Güzelim, tedavi olman gerekiyor."

"Baba alt tarafı araba çarptı, ayağımdaki çatlak bir haftada iyileşti. Sadece kolum alçıda ve yüzebiliyorum."

Babam gözlerini kapatarak derin bir nefes aldığında "İtalya'ya görevi aldıracağım, tamam mı?" başımı iki yana salladığımda "Kore'yi istiyorum, hem Enes de orada. Lütfen..." diyerek diretmiştim.

Babam"Virüs var ve bu yüzden hemen gitmeniz gerekiyor. Buna hazır değilsin."

"Ne gibi bir hazırlık yapmam gerekiyor ki? Yüzmeyi öğretmeyecek miyim?"

"Doğru, yüzme öğreteceksin ama orada aynı zamanda beden öğretmeni de olacaksın. Sizi Enes ile aynı liseye aldıracağım. Hem Korece biliyor musun? Daha adını hatırlamıyorsun ufaklık."

Gülerek başımı eğdiğimde "Birçok dil bildiğimi biliyorsun. Oraya gidersem Korece'yi hatırlayacağımı düşünüyorum." dememle Enes'in sesini duymuştum.

"Senden neden kurtulamıyorum?"

"Bilemiyorum, başının belası oldum."

Enes"Gelmek istediğine emin misin?"

Kaşlarımı kaldırarak onlara bakmaya başladığımda neden bu kadar endişelenmelerine anlam veremiyordum.

Hala yüzebiliyordum.

Hala neyden korkuyorlardı?

"Lütfen, yüzebiliyorsam sorun yoktur. Öyle değil mi?"

Enes"Öyle değil ki soruyoruz. İyi hissediyor musun?"

"Evet? Ağrılarım yok." diyerek omuz silktiğimde Enes babama dönmüştü.

"Emin miyiz?"

Babam"İstiyor, kızımı kıracağıma kafamı kırarım."

Anonim Kadar Başına! Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin