1.7

343 38 15
                                    

Duyduklarım olduğum yerde öylece kalmama neden olurken tüm gücümle Enes'in adını bağırmış olduğum yere çökerek gözlerimi kapatmıştım.

Kısa bir süre sonra kapının arkasından Enes'in endişeli sesini duymuştum.

"Giriyorum Öykü."

Kapıyı açarak içeri girdiğinde endişeli gözlerinin içine bakmıştım. Hıçkırarak yüzünü incelerken olduğum yere çökmüş hareket edemiyordum.

Enes karşıma bağdaş kurduğunda ellerini yanaklarıma yerleştirmiş "İyi misin bebeğim?" demişti.

Başımı iki yana sallayarak hıçkırdığımda "Enes... E-Ecrin... Yaşıyor..." Enes ellerimi tutarak üzerini öptüğünde konuşmaya başlamıştı.

"Tamam, derin nefesler al."

Başımı iki yana salladığımda hıçkırarak "Enes, yalan söylemiyorum. Telefonda aradı, sevgilisi... Kanser olduğumu söyledi... Ecrin'in yaşadığını söyledi..." demiş Enes ayağa kalkmıştı.

İçeriden havlu getirdiğinde vücuduma sararak beni ayağa kaldırmış ve daha sıcak olan kısma yürütmüştü.

"Hastalanacaksın, hadi üzerini değiştir."

Havlumun üzerine kendi havlusunu da sararak konuşmaya devam etmişti. "Şimdiden buz kestin Mira, hadi güzelim."

"Enes kriz geçirmiyorum, ciddiyim." diyerek kolundan tuttuğumda gözlerinin içine bakmıştım.

Bana kaşlarını çattığında gözlerimi kapatarak duyduklarımı sindirmek için kendime zaman tanımıştım.

Ta ki o günü hatırlayana kadar...

Enes ile ev bakmaya gittiğimiz gün...

Korkuyla gözlerimi araladığımda Enes anlamayarak gözlerimin içine bakmaya başlamış "Mira, derin nefesler al." diyerek ellerini yanaklarıma koyan Enes alt dudağımı dişlerimin arasına almama neden olmuştu.

Hıçkırmamak için kendimi zor tuttuğumda Enes yanaklarımı okşayarak konuşmaya başlamıştı. "Ağla güzelim. Ağla bebeğim, neden ağlamıyorsun? Bunlar hep başına üzüldüğünden gelmedi mi? Ağla güzel kızım..." benim gibi gözleri dolduğunda kollarımı boynuna dolayarak ona sıkıca sarılmıştım.

"Enes... Ecrin yaşıyor, o gün karşılaştık. Tartışmaya başladığımızda beni itti, yola düştüm..."

Enes'in belimdeki kolları gerildiğinde Enes'in saçlarının arasını öperek konuşmaya devam etmiştim.

"Yıllardır benim yüzümden saklandığını söyledi, seni benden kıskanmış..." bu sefer saçlarını okşamaya başladığımda konuşmaya devam etmiştim.

"Enes... Bencillik ediyorum belki ama Ecrin umurumda değil. O şeyleri yapmış olmasının sebebi ben olamam, kıskançlık olamaz. Öyle olsa bile onun hastalıklı düşünceleri yüzünden neden kendime acı çektireyim ki?"

Haklı değil miydim?

Neden saçma sapan vicdan azabı çekiyordum ki?

Neden salak gibi yıllardır Enes'ten uzak durmuştum ki?

Enes"Senin suçun yok..." diyerek elimin üzerini öptüğünde benden ayrılmış "Hadi üzerini giy, çıkalım." diyerek ayağa kalkmıştı.

"Bana inanmıyor musun?" diyerek oturduğum için başımı geriye atmış onu izlemeye başlamıştım.

Enes"İnanıyorum, inanıyorum... Sadece düşüncesi... Ağır geldi..."

"İyi misin?" diyerek ayağa kalktığımda iyi olmadığının bilincinde yüzüne bakıyordum. Sadece bu sefer, bir kerelik iyi olmadığını itiraf etmesini istiyordum.

Anonim Kadar Başına! Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin