17. Bölüm❄️

211 30 34
                                    

Multimedya: Nisan Günay ve bölüm şarkısı(şarkıyla dinleyin bundan sonra kitabın müziği o şarkı aşık oldum resmen)♥️

Bölüm ithafı: Cemresarald ♥️

Şakağıma bastırılan pamukla yüzümü buruşturdum.

"Yüzünü serbest bırak Nisan. Böyle yaparsan daha da acır, bir seferde kapatalım yarayı."

Dediğiyle başımı salladım, acıyınca istemsiz oluyordu. Bilerek yapıyordum sanki.

Pamuğu tekrar bastırdığında dişlerimi sıktım. Doğanın neden olduğu panik atak sonucu yerle buluşmuş üstüne kafamı yere çarpmıştım. Ama çok kötü olmuştu... Şakağım patlamıştı. Ve acıyordu.

Onu umursamayabilirdim. Kafamdaki keskin ağrı olmasaydı.

Okul dersteyken biz spor odasında pansuman yapıyorduk, hemşire hanım gelmediği için reviri kullanamamıştık.

Tunç (her ne kadar inanılmaz olsa da) beni spor odasına bırakmış ve gidip en yakın eczaneden gerekli malzemeleri alıp gelmişti.

Şu an kaşları çatık bir şekilde yarayı temizlerken suratını inceliyordum.

Yanaklarını sıkmamak için büyük özen gösteriyordum.

Aşırı tatlı görünüyordu.

Artık nasıl baktıysam gözleri bir anda gözlerimle buluştu. Tabi ben yürek yediğim için gözlerine bakmayı kesmedim.

Tek kaşı havalanırken dudağının kenarı kalktı.

Kısa bir an bakarken hemen gözlerimi kaçırdım.

Duyduğum sesiyle ona döndüm. "Kimdi o piç?" Sakin bir şekilde sorsa da içinde yatan öfke varlığını koruyordu.

"Eski okulumdan arkadaşım, size anlatmıştım. Çetin de onun arkadaşı..."

Yanakları dişlerini sıktığını belli edercesine çöktüğünde. Başını sallarken gözlerini hafif kısmış etrafa bakınıyordu.

Kafamı hafif geri çektiğimde gözleri bana döndü.

"Bekle kremi ve yara bandını yapıştırayım, ne kadar sabırsız çıktın..." az öncekinin aksine eğlenen ses tonuyla bu sefer kaşlarını çatan taraf bendim.

Yüzüme gelen perçemlerini eliyle arkaya itti birkaç kere.

Burnundan nefes verip sürekli yüzüme gelen perçemlerimi tutturdu eliyle.

Normalden daha yakın olması kalbimi hızlandırırken gözlerimi kaçırdım.

Güler gibi bir ses çıkardı.

Yanaklarımın yandığını hissediyordum. Şuan utançtan yerin dibine girebilirdim.

Sonunda yarabandını yapıştırdığında gözlerine baktım.

"Teşekkür ederim..." bana baktığında minnetle başımı salladım. "Herşey için..."

Dudağının kenarıyla güldü. "Önemli değil her zaman..."

Eli saçıma giderken bir tutamını alıp kulağımın arkasına sıkıştırdı. Eli yanağımdayden spor odasının kapısı birden açıldı.

Yerimde irkilip geri çekilirken bir çift siyah göz girdi odağıma.

Ve Tunçtan yükselen o ses..

"Juliet?"

Aha basıldık!!

Nasıldı?

Sizce Tunç hala Juliete karşı birşey hissediyor mu?

İkide bir Juliet diyorum, ama adı gerçekten Juliet değil. Beste...

Soracağınız soruları buraya bırakın..

İstek/öneri?

Yeni bölüme kadar kendinize iyi bakın ballar♥️

Lise FaciasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin