Kahkalı Sohbetler

96 11 7
                                    

  Arabayı durdurup deponun önünde ki adamlara anahtarı verdim yüzlerinde ki ifadeden az çok abimin içerde iş üzerinde oldugunu tahmin ediyordum deponun gıcırtılı kapısı açılıp içeriden savaş öksürerek çıktı

Yılmaz =su iç su

Savaş = sen içeriye gir görürüm ben seni

Yılmaz = miden kötüyse daha fazla gelme cehennem olucam

Savaş = bir toparlanıp geliyorum

   Savaş 'ın omzuna iki kere vurup içeriye girdim kan kokusu etrafı sarmış abimin sesi yankılanıyordu koca depoda adımlarımı hızlandırıp ulaşmak istedigim yere geldim karşımda ki adamı zincirlemiş azer abim başında parmaklarını kırıyordu

Yılmaz = abim

Azer = gel yılmaz 'ım gel

Yılmaz = lan it oglu

Azer = sana bırakıyorum o zaman ben

Yılmaz = sen fazla yorulmuşsundur otur dinlen beni özledin mi lan

   Ferhat' ın iniltilerine karşılık güldüm karşımda acı çeksin istiyordum şu zamana kadar acı cektirdigi her masumun acısını çeksin istiyordum Masanın üstünde ki bıçaklarla baktım abimin özel koloksyonu

Yılmaz = çok güzeller dimi insanın içinde ki şiddeti desteklemek ister gibi

Ferhat = seni geberticem

Yılmaz = babanda aynısını demişti tabi iki saniye sonra beyninde bir kurşun patladı

Ferhat = lann

Yılmaz = şihh sakin bak ellerin baglı canını yakıyorsun daha vaktin var senin ölmek için

Ferhat = uzatma sık bir tane bitsin

Yılmaz = sen o kadar şerefli degilsin bir kurşunla ölmeyi hak etmiyorsun

Ferhat = sen beni öldürmezsen ben seni öldürürüm sonra gü

    Masanın üstünde duran tırtıklı çift uçlu bıçagı alıp dizine geçirdim acıyla kıvranınca gülümsedim

Yılmaz = adını agzına almaya bir daha kalkma. Biliyor musun bazen seni paramparça etmek istiyorum ama sonra hırsımı alamıcagım aklıma geliyor yaşadıgın her an acı çekiceksin ahını aldıgın kim varsa onların intikamı olarak ben yollandım

Ferhat = sus lan artık

Yılmaz = niçin sohbetim hoşuna gitmedi mi? Kırılırım ama ya da seni kırmak daha eglenceli

    Bıçagı çıkarıp  Masanın üstünden kancayı aldım yaranın içine kancayı geçirip kesilen deriyi açınca acıyla bagırdı kulaklarım acı çıglıkları sagırdı ben Ferhat 'ın üstünde deneysel çalışmalar yaparken arkamda ki sesle irkildim

Savaş = abi hadi yeter

Yılmaz = karışma sen

Savaş = abi Gül arıyor bak kendinde degilsin sonra yine geliriz

Yılmaz = hala adını agzına almaya cesareti var savaş alıcaktı onu benden

Savaş = siktir kriz abim hadi dışarı çıkalım

Yılmaz = yaklaşma lan acı çekicek bu şeref yoksunu

Savaş = abi yapma bak ölücek

Yılmaz = ölsün ulan, zalimler için yaşasın cehennem

    Çakmagı yaranın üstüne bastırınca acıdan bayılmıştı büyük gıcırtılı kapı açıldı azer abim kollarımdan tutup beni dışarı attı

Ehvenişer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin