Yılmaz
Sabahın köründe annemin ısrariyla bahçede kahvelerimizi içiyordukFadik = sen neden gece Diger eve gitmedin evde misafir varken hem de
Yılmaz = gül misafir degil çünkü anacım
Fadik = ben Gül kızımı demiyorum bunu biliyon yılmaz
Yılmaz = ee anacım son dakika gelen misafir yüzünden ben neden keyfimi bozuyorum
Fadik = bana bak yılmaz ben sizi dövmeyeli çok oluyor herhalde unuttunuz sözümü dinlemez oldunuz iyice
Yılmaz = anacım sabahın köründe yakaladın beni cidden bunun için mi?
Fadik = he bunun için ananın ben senin ne dersem yapicaksin tabi bir de biz bugün gezicez sen gezdiricen bak öglene dogru evde ol de o abine de gecenin köründe gelmesin akşama eve gelsin artık sıcak bir şey geçsin bogazından bı uyusun iyice kendine bakmaz oldu
Yılmaz = derim de ne gezmesi bu
Fadik = Zehra yengen attı ortaya bir fikir ben de hayır diyemedim işte
Yılmaz = annem şimdi tam zamanı gerçekten ben hala birinize bir şey olucak diye diken üstünde duruyorum siz gezme diyorsunuz
Fadik = misafir istegi yılmaz ne dicegim kadına zaten bütün akrabalara rezil edicek bizi
Yılmaz = biz acaba yine neden rezil oluyoruz
Fadik = eh gülle seni gördü kadın gözleri ilk parmagınıza baktı zaten nazar degmez inşallah
Yılmaz = ana deli etmesin kimse beni ne olmuşta rezil oluyor oluyoruz o kadın konuşmadan ilk kendi kızına tövbe estağfurullah ana konuşturma beni
Fadik = dur hemen ecellenme öyle daha ortada bir şey yok ama siz de bir yüzük takın be oglum en azından çevreye sus payı olur
Yılmaz = Gül'ün okulu var daha ne yüzügü
Fadik = evlenin demiyorum ya ben milletin agzı kapansın diye bir yüzük takın parmagınıza
Yılmaz = milleti var diye ben sevdiğim kadını zora sokmak hem sen iglunu tanımıyor musun anne deli etmeyin beni ben yüzügü taksam Gül 'ün parmagına bekler miyim sanıyorsunuz
Fadik = ulan it oglu beklemeyip ne yapıcaksın kız okuyor sen okuyorsun ne güzel daha çok küçük yaşınız
Yılmaz = o zaman bizi darlamak yok anacım bak tutarım kolundan basarım nikahı
Fadik = yılmaz alırım seni ayagımın altına valla döverim bu yaştan sonra
Yılmaz = abim arıyor zaten konuşmamız da bitti ana sakın Gül 'e bir şey demiyorsun bak kurban olurum hala iyi degil zaten bunalmasın
Fadik = höst ulan ben kızlarımı ne zaman üzdüm
Ayakta ceketimi düzeltirken annemin başından öpüp bahçenin içinden arabama bindim . sabah Gül'ün kollarından çıkmak zulüm gibi gelse de Azer kurtuluş korkusu daha ağır basmıştı simdi genç yaşımda ölmeme hiç gerek yok bence büyük deponun önüne gelince arabadan indim adamlar sandıkları tırlara taşıyordu başımla selam verip içeriye abimin yanına gittim demir merdivenlerin üstünde küçük odanın camindan aşsagi izliyordu
Azer = neredesin lan sen
Yılmaz = hoşbuldum abicim ben de iyiyim evdekiler de iyi
Azer = yılmaz basım ağrıyor sabrımı zorlana benim
Yılmaz = ne oldu yine
Azer = 24'unde yapilicak teslimatın malları yok ortada hangi depoda
Yılmaz = bizim depolarda değil emanete bıraktım fazla dolu diye buralar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ehvenişer
FanfictionKaranlık ormanda içinde yükselen bebek sesine dogru koştu genç kadın ne ayaklarını kana bulayan çalılar umrunda oldu nede gecenin zifirisi umrunda oldu karanlıkta düşünce kalkıp koşmaya başladı kız uzun , ürpertici agaçların arasında arkasını dönmüş...