Güneş tekrar dogarken Koltugun önünde yere çökmüş öylece elimde ki kagıda bakıyordum bu kadar yaşanan olaydan sonra aklımda tek bir soru dönüyordu deger mi? Yine ayni şeyleri yaşamaya deger mi? Telefonum çalınca bakışlarım sehpaya kaydı ekranda yılmaz 'ın adını görünce sesimi temizleyip telefonu kulagıma götürdüm
Gül = efendim
Yılmaz = ne oldu sana
Gül = yok bir şey olmadı sen neden aradın
Yılmaz = gül sesinden belli. Bir şey olmuş geliyorum hemen evdesin dimi?
Gül = yılmaz iyiyim dedim uzatma hem kapa hadi benim işim var kayın validem ile tanışmak için hazırlanıcam
Yılmaz = gelmim mi söz yanında dururum sesim çıkmaz iyi oldugunu bilsem yeter
Gül = gelme yılmaz hadi sevgilim akşama görüşürüz
Telefonu kapatınca önüme gelen saçlarımı arkaya attım geceden beri yere çökmüş sadece kagıda bakmıştım tek damla göz yaşı dökmeden öylece oturmuştum, söz vermiştim kendime ben onlar gibi olamazdım ben kimseye benzemezdim her zaman bir yolunu bulur çare üretir kendimi kurtarırdım kimseye muhtaç olmazdım bu zarfın hiç bir anlamı yoktu sadece geçmişimden ufak bir kesit gelmişti gözümün önüne sonra geçmişti her şey yolunda gibi Ayaga kalktım üstümde ki kıyafetlerden kurtulup kendimi suyun altına attım sıcak su Vucudumu arındırırken Kafamın içinde ki düşünceler boşalıyordu sanki uzun süren duşun ardından havluya sarılıp odama geçtim banyodan çıkan buhar evin ısısını yükseliyordu dolabın önüne geçip kıyafetlerime baktım hanım hanımcık sayılabilecek elbisem azdı alışveriş yapıcak param da yoktu biriktirdigim para hala bankada duruyordu yılmaz sayesinde orda degerleniyordu kırmızı elbiseyi çıkarıp yatagın üstüne bıraktım bedenimi kurulayıp üstüme günlük kot gömlek giydim çantamı hazırlayıp cüzzanımda ki parayı kontrol edip evden çıktım adımlarımı hızlandırıp cadde üzerinde iki katlı olan kuaföre girdim danışmada ki kız beni görünce yanıma geldi baştan Aşşagı siyah giyinmiş isimliginde Leyla yazıyordu
Gül = randevu alamadım ama musait misiniz?
Leyla = şanslısınız kimse yok henüz nasıl yardımcı olabilirim
Gül = fön, manikür, pedikür
Leyla = buyurun şöyle alalım o zaman
Kızın yönlendirdi koltuga geçip oturdum ayna karşısında güneş gözlügünü çıkarınca mor göz altlarım bana merhaba diyordu onları kapatmam şart gibiydi yanıma gelen kısa saçlı kadınla aynadan gülümsedim gelişi güzel topladığım saçlarımı salıp mavi suyu sıktı
X= çok güzelmiş saçların senin hiç paraya çevirmeyi düşündün mü?
Gül = anlamadım nasıl yani
X= ben melek buranın sahibiyim bu saçlar için sana güzel bir teklifte bulunabilirim
Gül = he siz öyle dediniz ama teşekkür ederim ben seviyorum saçlarımı
Melek = sevmemek mümkün mü baksana şunlara boya yok dimi
Gül = yok hiç boyatmadım
Melek =. Ee nasıl fön çekelim nereye bu sabah sabah kuaföre geldiricek kadar önemli yer
Gül = düz fön olsa
Melek = sorudan kaçmak yok ama
Gül = aile tanışması
Melek = ilk defa herhalde
Gül = evet
Melek = o zaman seni güzel yapalım adın neydi

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ehvenişer
FanficKaranlık ormanda içinde yükselen bebek sesine dogru koştu genç kadın ne ayaklarını kana bulayan çalılar umrunda oldu nede gecenin zifirisi umrunda oldu karanlıkta düşünce kalkıp koşmaya başladı kız uzun , ürpertici agaçların arasında arkasını dönmüş...