SELAMLAR HEPİNİZE GECİKME İÇİN ÖZÜR DİLERİM KUSURA BAKMAYIN LÜTFEN. ÖNCELİKLE UZUN BİR BÖLÜM OLDU BUNU DA BELİRTEYİM. NEYSE SİZİ DAHA FAZLA MERAK ETMEDEN BÖLÜME GEÇELİM.
-İYİ OKUMALAR-
İçime doğan ani bir irkilmeyle uyandım. Gözlerimi açmaya cesaretim yoktu. Şuan kollarımı sardığım sıcak şeyin yorgan olma ihtimali yüksekti. Ne zaman gece birlikte uyusak sabah kalktığımda yorganıma sarılmış bir şekilde buluyordum kendimi.
Gözkapaklarımın üstünden gözlerimi yakan bir ışık yoktu. Demek ki hala geceydi. Saat kaçtı o zaman? Zaman kavramım kaybolmuştu. Derin bir nefes alıp gözlerimi açtım. Karşımda kollarımı sardığım Yankı duruyordu. Duruyordu.
İçimin rahatlamasıyla beraber gülümsedim. Kolunun tekini bana sarmış diğerini kafasının arkasına koymuştu. Ben iki kolumu da beline dolamıştım. Ellerimi biraz yukarı kaldırdığımda dövmesine dokunduğumu hissettim.
Parmak uçlarımla yavaşça sırtını keşfe koyuldum suratına bakınca kalbimin acısından odaklanamayacağım için suratına bakmayı reddediyordum. Parmak uçlarım yanıyordu. Hafif bir homurtu eşiğinde sırtında olan ellerimi çekti ve beni ters döndürüp sırtımı göğsüne yasladı. Ellerini de belime koydu.
Bu süre zarfında hem korkudan hem telaştan ellerim ve ayaklarım buz kesmiş kalbim sanki mümkünmüş gibi daha da hızlı atmaya başlamıştı.
Gözüm karanlığa alıştığı için etraftaki nesneleri seçmeye başlamıştım. Ellerimi bileğindeki dövmeye dokundurunca irkildim. Bizim adımızın yazdığı dövme, derisine kazımıştı.
“Rahat dur da uyuyalım” dedi boğuk bir sesle. Kafamı kaldırıp yukarı bakarken kalbim sökülecekmiş gibi atıyordu. Killi sakalları ve kapanmış gözleri çok seksiydi itiraf ediyorum. Yakalanmak mı daha çok heyecan vermişti yoksa sesini duymak mı karar veremiyordum.
“Öküz gibi sıkma da uyuyalım” dedim kendimi üste çıkartma umuduyla.
“Son yarım saattir beni taciz ediyorsun Buse haklı olmaya çalışma” dedi uykulu kıkırtısı eşliğinde. Suratına yeniden baktığımda gözlerini hafif aralamıştı. Ve karanlığa rağmen yemin ederim gözleri ay gibi parlıyordu. Bi an süper güçleri olup olmadığı konusunda şüpheye düştüm.
“Peki” dedim ve sırtımı iyice göğsüne yaslayarak gözlerimi kapattım.
“Buse?”
“Hıh?”
“Biz neyiz?” kalbim sanki mümkünmüş gibi daha hızlı atıyordu. Soruyu idrak edeyim derken o kadar zaman kaybetmiştim ki uyuya kalmış olabilirdi.
“Bilmiyorum, geceleri yan yana yatıyoruz sabahları uyanıyorum yoksun. Aynı arabaya biniyoruz okulda yabancı gibiyiz eve geliyoruz pes atıyoruz yatağa giriyorum 2-3 dakika sonra sen de geliyorsun ve uyuyoruz. Ne olduğumuzu bilmiyorum.” Neredeyse tek nefeste demiştim hepsini. Sesim sinirli ve yüksek çıkmıştı ama şimdiden pişman olmuştum.
Cevap vermedi. Uyumadığını sırtımda hissettiğim düzensiz kalp atışlarından anladım.
“Sanırım yatak arkadaşıyız” dedi gülerken. Komik bir durum yoktu. Aksine kötü bir isim olmuştu. Moralim bozulmuştu.
“Yanlış bir tabir oldu Yankı” dediğimde neyi kastettiğimi anlamışçasına kafasını kafama gömdü.
“Sence de ne olduğumuzu öğrenme vakti gelmedi mi?” bu sefer sanırım kalbim durdu. Ya da az önce kalbimi sıçtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Egoist ♕
HumorTamam, ben gidiyorum Kaç bakalım Yankı Efendi nereye kadar kaçacaksın Hadi görüşürüz Buse Görüşürüz Echo Echo ne lan Yankı’nın İngilizcesi pis cahil See you leter Kiss Kiss mi? Beğenmedin mi? Hoş olmuş hadi görüşürüz. Önce sen kapa Oğlum mal mısın s...