“Onları hemen bıraksan iyi edersin” Yavaşça arkamı döndüğümde duşa kabinin perdesinden kafasını uzatmış piçi gördüm. Benim tipim de pek manidardı. O böyle deyince diğer perdeler de açıldı ve kafalarını uzatan bir sürü erkek vardı. Evet, sıçmıştım ve sıçmaya devam ediyordum. Çantaları askılarından boynuma asmıştım ve yaklaşık 6-7 tane çanta boynumdan asılıydı. Onlara en ibnece gülümsememi gönderdim ve
“Görüşürüz zengin piçler” diye bağırıp koşmaya başladım. Sahaya çıktığımda sahada bizimkiler dışında kimse yoktu.
“Kamerayı açtın hemen” dediğimde kızların hepsi kameralarını açtılar. İçerden koşturma ve bağırış sesleri geliyordu. Allah’ım cidden geliyorlardı. Birkaç kişi içeri girdiğinde ellerindeki baş havlularıyla birerlerini örtmeyi denemişlerdi. Sadece mahrem yerlerini örtmeye yetecek kadar olan minnacık baş havlularıyla içeri girdiler. Gri piç en önde girmişti fakat kızların ellerindeki kamerayı görmesiyle afalladı. Arkadaki 2-3 arkadaşı da geri dönüp kaçmışlardı. Gri piç;
“Bunu… Bunu çok fena ödeyeceksiniz.” Dedi ve geri geri kaçtı. Ben kahkaha atarken kızlar kameralarıyla bizi çekiyordu biri videoya almış diğer ikisi ise fotoğraf çekiyorlardı. Videoya alan Burçak,
“Bu güzel plan için arkadaşımız Buse’ye çok teşekkürler” dedi ve gülüp videoyu kapattı. Erkekler ağzı açık gülerlerken biz de çakıştık. “Hadi bunu Doğaç’a göstermek için sabırsızlanıyorum” dedi Cansu. Bu arada Cansu ve Doğaç’ın arasındaki çekimi gören tek ben miyim?
“Hadi gidelim. Bu arada şunları da bırakalım. Nasıl olsa alacağımızı aldık” dedim ve kızlarla beraber sessizce soyunma odasının önüne gittik. Konuşmaları dinliyordum.
“O orospulara haddini bildirmemiz gerekiyor” dedi bir oğlan. Hemen ardından o tanıdık ve ürpertici bir o kadar da can acıtıcı ses kulaklarım doldurdu.
“Her şey sırayla Özgür. Önce şu kızıl sürtüğün icabına bakacağım. O kendini ne zannediyor, küçük orospu.” Kanım birden bire donmuştu. Korkmuş muydum? Hayır. Peki ya ne olmuştu. Canım mı acımıştı? Kesinlikle evet. Neden kaynaklanıyor biliyor muyum peki? Kahretsin hayır!
“Yankı, kendini kaybetme. Kızın gözlerinde çocukluk vardı. Bence bu yaptığı gayet normal, arkadaşının ayağını kırdım” dedi biri. Bu sözlerinden de anlaşıldığı gibi Doğaç’ın ayağını kıran çocuktu. Demek ki bizim adi piçin adı Yankı’ydı ne güze bir isim. Birden bire sert bir ses çıktı. Gözümü uzatıp içeriye baktığımda Yankı adındaki oğlan Doğaç’ın bacağını kıran oğlanı dolap kapaklarından birine yaslamış ve boğazını tutuyordu. Yankı’nın altında büyük bir havlu vardı. Bir dakika ya onu nereden bulmuştu? Diğer oğlanların altında da vardı. Hassiktir ya, bir dakika madem havluları vardı neden içeri öyle girdiler? Belki de sonradan bulmuşlardır.
“Oğlum ne saçmalıyorsun sen? Ya o kız bunu internet sayfasına koyarsa? Ne olur biliyor musun? Hayatım kararır Rüzgâr hayatım kararır. Ve sizinki de” dedi ve arkasındaki oğlanlara baktı. Yankı, çok teşekkür ederim. Bana müthiş bir fikir verdin canım benim. Yankı adı Rüzgâr olan oğlanı bıraktı. Ben de sessizce geri çekildim. Kızlar meraklı gözlerle bana bakıyordu. Elimi ağzıma götürdüm ve ses çıkartmamaya özen gösterdim. Çünkü içeride de dışarıda da ses çıkmıyordu. Birden bire kulağımı Eminem ft. Rihanna – The Monster doldurdu. Kahretsin, siktir telefonum çalıyor. Hemen çantaları olduğum yere bıraktım. Kızlar da bıraktı ve koşmaya başladık. Arkamızdan bağırışlar geliyordu.
“Sizi küçük orospular. Ne sikim yapıyorsunuz” bu Yankı’nın sesiydi. Biz kaçarken onlar bizi kovalamıyordu bile sadece çantalarıyla hasret gideriyorlardı. Arkamı döndüm ve bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Egoist ♕
HumorTamam, ben gidiyorum Kaç bakalım Yankı Efendi nereye kadar kaçacaksın Hadi görüşürüz Buse Görüşürüz Echo Echo ne lan Yankı’nın İngilizcesi pis cahil See you leter Kiss Kiss mi? Beğenmedin mi? Hoş olmuş hadi görüşürüz. Önce sen kapa Oğlum mal mısın s...