Egoist -26-

11.4K 498 188
                                    

SELAM ‘SEN HALA NE KONUŞUYON LAN YB VER BİZE’ DEDİĞİNİZİ DUYAR GİBİYİM KISA KESİYORUM ÇOMÇOK SORRY YANKI DA SİZİ ÖZLEDİ EVET HADİ BAKALIM BÖLÜM SONUNDA GÖRÜŞLERİNİZİ BELLİ ETMEYİ UNUTMAYIN SFKJDLKS

*İYİ OKUMALAR*

“Yankı ver şu gözlüğü ya.”

“Buğra, geleceğiz Allah’ın izniyle.”

“Yankı lan bavulumu al.”

“Ya kapat şu bavulu.”

“Yankı kırma lan üstüne çıkma kıracaksın, al kırdın valla çat diye ses çıktı. Kesin kırdın.”

“Yankı indir şu bavulu merdivenlerden”

“Tamam Buğra bağırma geliyoruz işte.”

“Durun durun. Telefon şarjımı unuttum.”

“Geldim. Tamam gidebiliriz”

Bunu dememle nihayet havaalanına doğru yolculuğumuz başlamıştı. İlk defa abimlerin tayfasıyla tatile gideceğim için üzülüyordum. Her sene Uluç’la kısa tuttuğumuz tatilleri şimdiden özlemiştim.

Takside arkada cam kenarında oturup Atatürk Havaalanına gidişimizi izliyordum. Yanımda ise abimle onun masum sevgilisinin tatlı bir sohbet içerisinde olduğuna şahit oluyordum. Galiba annesi ile tanıştıracakmış Miray’ı.

Yankı da önde oturuyordu. Kulaklıklarımdan çok kısık sesle gelen müzik bile huzur vermiyordu bana. Tatile çıkıyoruz ya huzur olmalı diye düşündüm. Ama yok. Aklıma Yankı’nın kızlar ile su savaşı yaptığı düşüncesi gelip gelip duruyordu. Bu sinirimi bozuyordu. Ben 16 veya 17 –tam çözemedim- yaşında bir genç kızdım. Neden bir erkeğe bağlandım.

Eskiden ne kadar da güzeldi. Egom ve ben çok uyumlu bir çifttik. Simdi ise mal Yankı aramıza girip aşkımla aramızı bozmuştu.

“Buse, geldik.” Dedi Buğra kolumu dürterken. Şu aralar zaten çok dalıyorum herkes beni bi dürtüyor. Hayırdır inşallah.

Aşağıya inip şoförün bagajı açmasını izledim. İki büyük iki de orta boy valizi çıkartıp kenara koydu. Kendi valizim tabii ki de büyük olandı. Yani yazlık tüm bluz ve şortlarımı almıştım.

Valizi çekmekte zorlanıyordum yani yuh. Yankı zaten neredeyse patlatıyordu valizi üstüne çıkıp güzel ezmişti yani kısa bir tebriki hak etmedi değil.

“Buse biraz daha oyalanırsan geç kalacağız.” Kafamı hemen önümde ilerleyen Rüzgâr’a çevirdim. Sanki benim elimde salaksınız lan ben burada kocaman valizi taşıyorum ama biriniz de gelip yardım etmiyor sonra Buse uyuşuk oluyor. Hani nerede sizin centilmenliğiniz beyler.

“Of Buse ver şu valizi bana” diye Bora valizi elimden çekti. Bu çocuk işte aradığım centilmenlik. Hızlıca sürü gibi uçağın kalkacağı alana ilerledik. Biletleri kontrolden geçirdikten sonra valizleri etiketlendirip konulması gereken yere bıraktık.

Kendimi uçaktaki yere attım. Yanımda Bora vardı. Cam kenarını almıştım önümde tam benim oturduğum yerde Yankı vardı. Buradan saçları gözüküyordu. Muhteşem olan ama dikkat çekmek istiyorum. O saçlar mükemmeldi.

Yanına da Selay geçmişti. Bak bu kıza uyuz olmaya başladım. Hayır, sevmediğimden değil her an Yankı’ya yakın olması beni sinirlendiriyordu. Geçen gün kravatını takıp, yolda aynı kulaklıktan müzik dinlemeler, şimdi de kafasını Yankı’nın omuzuna koymalar falan. Bu neden yani niye bu samimiyet?

“Kalkışa geçiyoruz lütfen kemerlerinizi bağlayın” hostes gelip uyarısını yapmıştı. Sinirle kemerimi takıp uçaktan dışarı baktım. oturduğum yerin kenarında bir broşür buldum ve açtım. Telefon uçak modunda serbestmiş. İyiymiş.

Egoist ♕Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin