BU BÖLÜMÜ DAHA ÖNCEDEN DE PAYLAŞMIŞTIM FAKAT BEN WATTPAD'İ KARIŞTARIYIM DERKEN SİLİNMİŞ ^_^ ÖZÜR DİLERİM. YENİ BÖLÜM YARIN :)))
"Abimin yanına, kardeşimin yanına. Onlar için" Ne yalan söyleyeyim kadın bayılsa yeridir. Yani dediğim gibi nemim kızım da bunları yapsa ben de bayılırdım.
"Kızım bu, bu da nereden çıktı" annem sorusunu yineledi. İnan anne ben de o pislik herifin evine gitmeye kadar razı değilim fakat kardeşlerim orada.
"Dün partide abimi gördüm. İlk başta anlamadım abim olduğunu fakat sonradan anladım. Bana onunla gitmemi teklif etti. Ben de kabul ettim." Annemin gözleri dolmuştu. O anda kapı çaldı. İkimiz de dona kalmıştık. Ben kapıya yürüdüm ve kapıyı açtım. Karşımda bütün o güzelliği ile abim duruyordu. Şebelek gibi sırıtıyordu. Bence hep böyle sırıtsın.
"Hazır mısın prenses?" gülümseyip anneme döndüm.
"Merak etme anne sık sık uğrayacağım. Ama şimdi gidip eşyalarımı toplamam lazım..." Buğra'ya döndüm.
"Benimle gelir misin?" kafasını olumlu anlamda salladı fakat gergin olduğunu görebiliyordum. Onu kolundan tutup yukarı kata çıkarttım -sürükledim- odamın kapısını açtığımda gayet düzgün bir odam vardı. Tamam, dağınıktı ama düzgündü. Bu nasıl oluyor biliyor musunuz? Yani adam akıllı bir odam var fakat düzenli değil. Kitaplığım taşmıştı bu yüzden yerde dâhil olmak üzere masamda, yatağımda, yatağımın yanındaki çekmecelerin üstünde, kitaplığımın tepesinde ve kapımın arkasında bir sürü kitap vardı. Evet, biliyorum tam bir ameleyim. Ya da oda toplama özürlüsü de diyebilirsiniz siz. Kıyafetlerim yerleri öpüyordu. Kahve bardakları ise masamda bir kabile oluşturmuştu. Genelde kahve bardaklarımı yıkamam. Çok zahmetli ya yok götür yok makineye yerleştir yok o yok bu falan ya.
"Oha be kızım burası da ne? Eğer bizim evde de böyle olacaksan hiç gelme." Diye dalga geçti. Ben de dolabımın içinden valize benzeyen çantamı çıkarttım ve kıyafetlerimi içine sokuşturdum. Ön gözüne laptopumu ve şarj aletleri koydum. Yerden Sevgilimden Son Mektup -genelde böyle aşk kokan şeyler okumam fakat yorumlamam gereken bir blog var- kitabını aldım ve çantama attım. Bir kitap daha almalıyım diye düşünüp kitaplığa yürüdüm. Elime 4 kitap daha alıp çantaya soktum. Ne yani her gün bir tane bitirsem kitap kıtlığı çekerdim. Sonuçta bir hafta belki de daha fazla kalacaktım.
"Kızım sefere çıkmıyoruz. Hem bizim evde de roman var. Şey annem de roman okumayı çok sever" son cümlesi kısık bir sesle çıkmıştı. Bu surum beni de üzmüştü yani annesinden bahsediyordu ve benden çekiniyordu. Bence benden çekinmesi gereken kişi o ve annesi değil benim piç babam olmalıydı.
"Hadi gidelim o zaman. Ben her şeyimi topladım" dedim ve çantamı sırtıma taktım. Buğra önden ben arkadan aşağıya inip annemin karşısına geçtik. Buğra anneme bakamıyordu. Sebebi ise çok açıktı, çekiniyordu, utanıyordu, üzülüyordu. Sanki onun elindeymiş gibi pişmandı.
"Kararısın, gidiyorsun yani?" bunu bildiği için değil, soru sorduğu için söylemişti. Ama cevabımın kesin olduğunu biliyordu. Ee o zaman niye sormuştu ki? Allah'ım ya kafayı yiyeceğim bir gün ama ne zaman bakalım.
"Kararlıyım, gidiyorum" dedim sert ve soğuk bir sesle.
"İyi o zaman, her gün lanet ettiğin babanın evine git" dedi alıngan bir şekilde. Şuan bildiğiniz atar yapıyordu. Ergen işte. Kaç yaşına gelse de hala ergen ya bu kadın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Egoist ♕
HumorTamam, ben gidiyorum Kaç bakalım Yankı Efendi nereye kadar kaçacaksın Hadi görüşürüz Buse Görüşürüz Echo Echo ne lan Yankı’nın İngilizcesi pis cahil See you leter Kiss Kiss mi? Beğenmedin mi? Hoş olmuş hadi görüşürüz. Önce sen kapa Oğlum mal mısın s...