Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
'Teacher'
Bölüm: 17
Gardırobumdan siyah bol kesim kumaş pantolonumu ve üzerine ise oversize beyaz gömleğimi ütüsünü bozmamaya dikkat ederek çıkarmış ve yatağımın üzerine bırakmıştım. Bugün Taehyung'un bahsettiği buluşma için bir araya gelecektik. Bana anlattığı üzere, arkadaşlarım Taehyung'a ısınamadıkları için küçük bir tanışma yemeğiydi. Aslında hiç fena değildi, çünkü Jungkook sağolsun bir araya geldiğimizde Taehyung'a olan antipatikliğini en iyi şekilde gösteriyordu. Ben ise hiçbir şey diyemiyordum, çünkü bildiğiniz üzere -bilmiyor da olabilirsiniz- Jungkook'un kırılgan bir kalbi vardı. Yoongi hyung dışında onu azarlayan kimse yoktu, ki Yoongi hyung en başından beri Jungkook ile dalga geçmeseydi Jungkook ona da kırılgan tavrını rahatlıkla gösterebilirdi. Sanırım Yoongi hyung kendini baya bir alıştırmıştı.
Üzerimdeki kıyafetleri çıkararak hazırladıklarımı hızlıca giyindiğimde parfümümden sıkmış, ardından ise takı kutumdan, takacağım takıları alarak aynamın karşısına geçmiştim. Gümüş küçük halka küpelerimi ve üzerinde sol anahtarı bulunan gümüş kolyemi takarak dudaklarıma renkli nemlendiricimi sürmüştüm. Saçlarıma da şekil verirken, komodinin üzerindeki telefonumun çaldığını fark etmiştim. Elimi o tarafa uzatarak elime aldığımda, Taehyung'un aradığını gördüm.
"Alo?"
"Hazır mısın canım? Evinin önündeyim şuan."
"Ben de yeni hazırlanmıştım. Hemen geliyorum~" Karşı tarafı dinlemeden yerimden hızla kalkmış ve siyah çantamı aldığım gibi kendimi dışarı atmıştım. Etrafa doğru bakarken, yolun karşısında kornaya basan Taehyung'u fark etmemle oraya ilerlemiştim. Kapıdan girmeden önce açık camdan içeri doğru kafamı sokarak selam vermiş ve sevgilimin güzel kıkırtısıyla birlikte ön koltuğa oturmuştum. Bunu yapmaktan vazgeçemiyordum.
"Çok bekletmedim umarım."
"Seni aradığımda yeni gelmiştim, önemli değil o." gözlerini bedenimde gezdirmeye başladığında ben de aynısını ona yapıyordum. "ne kadar güzel olmuşsun. Çok şirin gözüküyorsun." Alt dudağını ısırdığında, kıkırdamış ve onun mavi kot pantolonunun içine sokulmuş lacivert gömleğine bakmıştım.
"Sen de öylesin. Gerçi.. Bu her zamanki şıklığın sevgilim." Tek elimle kolunu okşamış, ardından ise yaklaşarak küçük bir öpücük bırakmıştım dudağına. Anında gözünü kapatıp gülümsediğinde, ben o sırada kemerimi takıyordum. İşimi bitirip tekrar ona döndüğümde, halen daha o aynı pozisyondaydı. Küçük bir of çekmiş, bacağına dokunup silkelerken konuşmuştum. "Aşkım gitmiyor muyuz?"
