》düşünme yetisinin kayboluşu

2.6K 297 166
                                    

'Teacher'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Teacher'

Bölüm: 11

Bana yaklaşmasına devam ederken, kendimi geri çekemeyecek kadar çivilenmiş hissetmiştim.

Eli çenemdeki yerini korurken, biraz sıkmış ve yüzümü kendi yüzüne yaklaştırarak dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı.
Gözlerim kocaman olurken, bir tepki veremiyordum. Ya da vermek mi istemiyordum, bilmiyordum.

Dönme dolap en tepeye kadar çıktığında, Taehyung dudaklarını dudaklarım üzerinde hareket ettirmeye başlamıştı. Diğer eli de anında yüzümü bulup naif bir şekilde okşarken, ellerim yeni işleve geçermiş gibi onu göğsünden itmişti.

Dudakları hâlen daha 'u' şeklinde olup bana bakarken, nefeslerimi zar zor düzene sokmuş ve ne yapacağımı bilmeyen bir hâlde fısıltı gibi çıkan sesimle konuşmuştum.
"Çocuk uyuyor.."

Gözleri hâlen daha bende sabitliyken, kalp atışlarımı dizginlemek amacıyla etrafımda göz gezdirmeye başlamıştım.
Umarım suratım kızarmazdı. Çünkü lanet olsun ki çok utanıyordum.
Beni bir anda.. Tanrım! Ah.. kalbim, sanki yerinden çıkacakmış gibi..
Gözlerim tekrar onu bulduğunda, hâlen daha bana baktığını fark etmemle hızla kafamı öne eğmiştim.

"Gözlerini çekebilir misin.. lütfen?"

Saçlarımı elimle tarayarak gözlerimi kapatırken, kendimi ağlayacakmışım gibi hissediyordum. Ama ağlama isteği de yoktu ki.. Tanrım bu nasıl bir his böyle?
"Jimin.. sen utanı-"

"Şey.. telefonum çantamla birlikte arabadaydı değil mi?"
Mümkün oldukça ona bakmayarak konuşurken, bir kıkırtı duymuştum. Ama ona bakmayı düşünmüyordum.
Keşke şuan bir anda eve ışınlanmak mümkün olsaydı.. en doğru zaman bu zamandı Tanrı aşkına.

Dönme dolap yavaşlamaya başladığında, etrafta bir göz gezdirmiş ve yere çok yakın olduğumuzu fark etmiştim. Bir anda kalkacağım sırada Yugyeom'u hatırlamış ve ona doğru dönerek hafifçe dürtmüştüm.
"Yugyeom.. hadi uyan gidiyoruz kuzu.."

Yugyeom hafif mırıltılar eşliğinde uyandığında, sarsak adımlarla inmiş ve peşinden de Taehyung ile ben inmiştik.
Onun ellerinden tutarak otoparka doğru ilerlerken, Taehyung'un bana baktığını fark edebiliyordum. Ve bu şuan o kadar utandırıyordu ki beni.. Bir an önce eve gitmek istiyordum.
Arabanın önüne geldiğimizde, Yugyeom'u arka koltuğa bindirmiş ve arabanın arkasından dolanıp kapıyı açacağım sırada bileğimdeki el bunu durdurmuştu.
Taehyung yavaşça beni kendine doğru çekerken, hâlen daha etrafa bakmamı sürdürüyordum.
"Jimin.."

Şöyle seslenmese olur mu?

"Jimin, bana bakar mısın lütfen?"
Yutkunarak ışıklara doğru bakan gözlerimi ona çevirdiğimde, hafifçe gülümsemiş ve elini yavaş bir şekilde saçıma atarak, kulağımın arkasına doğru düzeltmişti.

"Taehyung."
Kafamı elinden uzaklaştırmaya çalışırken, gülüşünün aniden solmasıyla birlikte gözlerimi çekemedim ondan.

"Dokunmam seni rahatsız mı ediyor?"
Sakin olan sesi, beni rahatlatıyordu ama bu iki saniye falan sürüyordu. Çünkü aklıma hemen dönme dolapta beni öptüğü geliyor ve bu yine nefesimin düzensizleşmesini sağlıyordu.

"Taehyung, beni neden öptün?"
Mantıklı düşünemiyor ve dolayısıyla mantıklı sorular soramıyordum.
Ama, bunu öğrenmek de istiyordum.

Cevap bekler bir şekilde suratına bakarken, aramızdaki boşluğu tekrar kapatmıştı.
Ben bir ayaklarına bir ona bakarken, elleri tekrar yüzüme doğru yaklaşmış ve yanaklarımı kavramıştı.
"Sen, o kadar güzeldin ki.. Ve o kadar güzelsin ki.."
Göğsüm tekrardan sıkışmaya başladığında, yüzünde olan ve çiçekleri andıran gülümseme tekrardan açmıştı.
"Ben bir anda seni öpmek istedim. Sanki, düşünme yetimi kaybetmiş gibi.."
Yüzümün her bir yerinde dolaşan gözleri, sonunda gözlerimde buluştuğunda, suçunu ifade eden bir çocuk gibi fısıldamıştı.
"Seni öpmek istedim evet, çok uzun bir süredir seni öpmek istiyorum."

Ağzım şaşkınlıkla açıldığında, dudaklarımdan yanlızca birkaç kelime dökülmüştü.
"Nasıl bu kadar rahat olabilirsin?"

"Sadece içimdeki hisleri saklamayı iyi biliyorum."
Bana yine oradaki gibi yaklaştığında, tam az bir mesafe kalmıştı ki, nefesini vura vura konuşmasını sürdürmüştü.
"Güzelliğin karşısında hayallere dalıp uyuyabilirim, seni ilk gördüğüm o toplantıda olduğu gibi. Naif kalbin ile o kadar şaşırtıyorsun ki beni, dünyada yanlızca sayılı insanlardan biriymişsin gibi.. Çocuklara bakışın o kadar masum ki, çocuklar bana günahkâr geliyor bakışlarından sonra.. Jimin, beni her şeyinle o kadar etkiliyorsun ki.."
Cümlesi biter bitmez kendimden asla beklemediğim hareketi yapıp ellerimle yüzünü kavradığım gibi kendime çektiğimde, anında dudaklarımızı birleştirmiştim. Bu hareketim karşısında kolları yüzümden düştüğünde, yanaklarını daha sıkı kavrayıp öpmeme devam ederken parmak ucumda yükselmiştim.
O karşılıksız bir şekilde öylece dururken, yavaşça ayrılmıştım dudaklarından.

Yutkunarak nefesimi düzeltme çabalarımdan sonra ona doğru kaldırdığım başımla bakarken, kapalı gözlerini açmış ve tek eliyle arabaya tutunmuştu.
"Başım.. döndü, bir dakika.."

Kafamı eğerek ayaklarıma bakarken, utançla karışık bir şekilde gülümsüyordum.

"Sen.. ah Jimin.. Tam şuan eve gitmeliyiz. Çünkü araba kullanamayacak hale gelebilirim."
Kendi kendine konuşarak şoför koltuğuna doğru ilerlediğinde, ben de arkasından ayaklanmış ve hemen yanındaki koltuğa oturmuştum.
Kemerimi bağlarken arkaya bir göz atmış ve mışıl mışıl uyuyan Yugyeom'a doğru yarım bir şekilde dönmüştüm. Taehyung da benim gibi ona bakarken, gözlerimiz buluşmuş ve yüzümüzde hafif ama etkili bir gülüş oluşmuştu.

Kalbim çok uzun süredir, ilk defa bu denli hızlı atıyordu ve ben sebebi olan o kişiyi kaybetmeyi hiç ama hiç istemiyordum.

¤

OMGGG🐻🌈🐤

Neler yapıyor yazarınız böyle aman aman

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Neler yapıyor yazarınız böyle aman aman

Neler yapıyor yazarınız böyle aman aman

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tae sen ne yapıyorsun¿

Teacher | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin