》güzel yemekler keyifli sohbetler

1.6K 202 95
                                    

'Teacher'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Teacher'

Bölüm: 19

Hep birlikte gösterişli ve neredeyse yemek odasını komple kaplamış olan masada oturmuş sakin bir şekilde yemeklerimizi yerken, ufak sohbetler taçlandırıyordu kulaklarımızı.

"Nasıl tanıştınız?"
Bay Kim'den yükselen sesle birlikte, hemen yanımdaki Taehyung ile kısa bir anlığına göz göze gelmiş ve gülümsemiştik. Tanıştığımız günü onun ağzından duymak istemiştim nedensizce, bu yüzden söz alması için ona bir işaret yaptım.
Beni onaylayarak yemek masasının baş köşesinde oturmuş olan babasına döndüğünde, çatalı kavramış olan elimi tutmuştu. Bu hareketine karşı kaşlarım kalktığında ise, birşey demeden konuşmasını dinledim.

"Yugyeom'un toplantısı için okula gitmiştim. Onu ilk orada gördüm. Masasına oturmuş, odaklı gözleriyle velilere bir şeyler anlatıyordu. Geç kaldığım için, en arkadaki yere oturdum ve sıranın bana gelmesini bekledim. Tabi beklerken de karşımdaki bu melek gibi insanı seyrettim. O kadar güzel konuşuyordu ki. Herkesten farklıydı. Kelimelerini seçerek konuşuyordu. Birilerini kırmak isteyeceği son şeymiş gibi, her cümlesinden sonra kendini açıklama gereği duyuyordu. Kendimi o an onun yerine koydum. Onun gibi olabilir miydim diye düşündüm. Hayal ettim. Sonra kapalı gözlerimin esiri olarak, uykuya daldım. Aradan çok zaman geçmedi, yanımda beni dürten bir kol hissettim."
Bana doğru döndüğünde, elimi dudaklarına doğru götürüp öpeceğini beklemediğimden şaşırmıştım. Ama bu kısa sürmüştü, çünkü şaşkınlığım kendini yeniden yoğun sevgiye bırakmıştı.
"Gözlerimi açtığımda, karşımda o güzel gülümsemesiyle uyanmamı bekliyordu. O an göğsümün sol tarafının, bedenimden adeta uçup gittiğini hissettim. Kalbimin daha önce hiç bu kadar hızlı atmadığını hatırladım. Ve onunla daha çok konuşmak için çeşitli fırsatlar yakalamaya koyuldum. Çünkü zihnim; onu tekrardan görmek, tekrardan sesini duymak için bedenimden ayrı çalışmaya başlamıştı."

Gözlerim yaşarmak için saniye kovalıyordu, ama hayır. Şuan duygusala bağlayamazdım. Bakışlarım bize doğru şaşkınlık ve yeni uyanmış olmanın verdiği sersemlikle bize doğru bakan Yugyeom'a kaydığında, elindeki kaşığı bırakıp ağzını kapatırken fısıldadı.
"Siz ikiniz.. Anne ve babam gibi mi olacaksınız?"

Taehyung dev bir kahkaha patlattığında, ilk başta yerimde sıçramış, ardından ise toparlanarak gülümsemiştim.

"Aşk yalnızca anne ve babadan oluşmaz Yuggie. Baba ve babadan da oluşur."
Taehyung işaret parmağını annesiyle babasına doğrultarak konuştuğunda, kafamla onu onaylamış ve gözlerimi Kim çiftine çevirmiştim.
Her ikisi de Taehyung'a doğru, gülen gözlerle bakıyordu.

"Senden böyle düşünceleri duymak, çok farklı hissettirdi oğlum. Sanki çocuk ruhun, yetişkin ve sorumluluklarını bilen bir ruha dönüştü gözlerimin önünde. Ve ayrıca.." gözlerini bana çeken Bay Kim'e karşı merakla baktım.
"Oğlumun gözlerini bu denli parlatacak biriyle olan ilişkisinin son derece arkasındayım. Sen de bundan sonra benim oğlumsun Jimin, lütfen bunu unutma olur mu?"

"Tabi efendim, unutmam."
Gülümseyerek yanıtladığımda, yemeklerine devam etmişlerdi.

"Öğretmenim.. Siz artık babamın oğlu olduysanız, size abi diyebilir miyim?"

Bu sefer benden yüksek bir kahkaha geldiğinde, kafamla onaylarken konuşmuştum.
"Okul haricinde, elbette."

Yemeklerimize kaldığımız yerden devam ederken, sıra tatlıya gelmişti. Önümde aşırı lezzetli bir mozaik pasta duruyordu ve ben dayanamayarak çatalımı batırıvermiştim.

"Onu siz film izlerken yaptım. Umarım beğenirsin canım. Daha fazla soğusaydı daha güzel olabilirdi ama bilmiyorum."

Ağzımdaki lokmamı bitirip, henüz yemeye başlamamış olan Bayan Kim'e karşı gözlerimi kocaman açtım.
"Mükemmel.. Diyetimi bozduğuma kesinlikle değen bir tatlı olmuş, elinize sağlık."

"Ahh çok sevindim. Lütfen bana teyze de. Sen bu denli karşımda kibar kibar konuşurken kendimi fazla rahat hissediyorum."

"Peki, nasıl isterseniz- Yani nasıl istersen Cho Hee teyze."
Hafif bir şekilde gülümseyip tabağıma geri döndüğümde, Taehyung'un kafasını eline yaslayarak bana baktığını görmemle kafamı 'ne oldu?' dercesine salladım.

O ise masanın üzerindeki peçeteyi alarak dudağımın kenarını silmişti. Ben ne kadar süredir orası lekeli olduğunu düşünürken suratım gittikçe asılıyordu.
Taehyung bunu anlamışçasına kulağıma doğru eğilmiş, fısıltısının ardından yanağıma sesli bir öpücük bırakarak geri çekilmişti.
"Dudağının kenarını öpmeyi ben de isterdim, suratını asma."

"Ben onu mu-"

"Çay saatine kadar isterseniz yürüyüş yapabilirsiniz gençler. Buranın çok güzel yürüyüş yolu var, deniz kenarında. Ama yine de siz bilirsiniz."
Bay Kim ellerini masanın üzerine yaslayarak konuştuğunda, bana doğru fikrimi soran Taehyung'a karşı 'fark etmez' manasında omzumu silkmiştim.

"O zaman biz biraz dolaşıp gelelim baba."

"Baba ben de gidebilir miyim onlarla?"
Yugyeom heyecanla sorduğunda, Bay Kim ayağa kalkarak oğluna doğru adımlamış ve tek hamlede kucağına almıştı.

"Biz seninle çizgi film izleyelim, ne dersin?"

"Ama baba-"

"Gumball varken bu sıkıcı herifleri mi seçeceksin gerçekten oğlum? Ben de seni zevk sahibi sanıyordum."

"Doğru. Ama uyumayacağına söz ver baba~ Sonra tek başıma izlemek zorunda kalıyorum."

Bay Kim gülerek kafasını salladı.
"Söz."

×

Hellooğ

Bölümü nasıl buldunuz?
Umarım hoşunuza gitmiştir🤍

Teacher | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin