ÖNCEKİ BÖLÜMDE:Bıkkınlıkla nefesini dışarı verip kafasını iki yana salladı.
"Nefesimi tüketmeyeceğim." Sözleri dudaklarının arasından fısıldayarak çıkmıştı. Gülümseyip dudağımı ipek gibi yumuşak saçlarının arasında dolaştırdım. Kokusunu seviyordum. Baş döndüren bir etki yaratıyordu bende.
"Uyandığımda gitmiş ol." Kollarımı sıkıca bedenine sarıp iyice kendime çektim. Dudağımı kulağına doğru yaklaştırıp fısıldadım.
"Söz veremem."
Jackson'ın anlatımından
"Jackson bence bunlarla ilgilenmesi gereken kişi sen değilsin." Do Hyung masanın ucuna avuç içini dayayıp ona doğru uzattığım kağıda doğru eğildi.
"Min Ji'den çalındığı ortada. Tek yapılması gereken şirketle irtibat kurup, şarkıyı onlara veren kişiyi bulmak." Parmaklarımın arasında döndürüp durduğum kalemi başparmağım ve işaret parmağımın arasında sabitleyip kalemin arka kısmıyla masanın üstünde ritim atmaya başladım.
"Senin düşüncelerini merak ediyorum. Min Ji'nin böyle bir şey yapmış olmasına inanıyor musun?" diye sorduğumda bakışlarını kağıttan bana kaldırdı.
"Aslında," sandalyeyi kendine doğru çekip oturdu ve dirseklerini masanın üstüne dayayıp bana doğru eğildi. "Ne düşündüğümü bende bilmiyorum. Onunla zaman geçirdim evet ama bilmiyorum. Aklıma farklı şeyler gelmiyor değil."
Dudağımı birbirine bastırıp başımı iki yana salladım.
"Onunla birlikte olduğum için ona inandığımı sanıyorsan eğer yanıldığını söylemeliyim. Şu an önünde duran belgeler Min Ji'nin kasasından aldığım belgeler. Şarkının stüdyoda kaydedilmesinden tut şirketle yaptığı sözleşmede dahil patentinin de içinde bulunduğu tüm belgeler elinde. Sence bu kadar kanıt varken başka bir şirkete şarkıyı satabilir mi?"
Geriye yaslanıp kollarımı göğsümde birleştirdim. Yüz ifadesi şekilden şekle giriyordu. Aklının karıştığını yüzünden okuyabiliyordum. Benim söylediğim tek şey gerçek olan şeylerdi. Aksini iddia etmiyordum. Min Ji'ye güvendiğim kadar şirkete de sadık kalmaya çalışıyordum.
"Bugün Park Jin Young'la konuşacağım. Bu işi bu şekilde boş vermelerine müsaade edemem." Diyerek sandalyeden doğruldum.
"Ne yapmayı düşünüyorsun?" Do Hyung az öncekine göre biraz daha ılımlı bir hale bürünmüştü. Bu biraz içime su serpmişti.
"Şirketten biriyle bağlantıya geçtim ve bir buluşma ayarladım. Bugün görüşmeye gideceğim ama,"
"Tek gitmek istemiyorsun, o yüzden beni yanına alacaksın doğru mudur?" Leb demeden leblebiyi anlaması yüzümü güldürmüştü. Başımı sallayarak onu doğruladığımda belgeyi yavaşça bırakıp parmaklarını şakaklarına bastırdı ve derin bir nefes aldı.
"Oraya hangi vasıfla gittiğimizi sorabilir miyim peki?"
"Ben Team Wang Ceo'su sende yakın arkadaşım. Nasıl ama?" Göz kırptığımda gülümseyip çapkınca sırıttı.
"Beni Şirketine alman şartıyla gelirim Wang PD-nim." Dalga geçen ses tonuna karşılık alaycı bir tavır sergileyip kaşlarımı çattım.
"Bakarız."
"İyi o halde, işimize koyulalım."
Do Hyung ayağa kalkarken belgeyi masanın üzerinden alıp ayaklandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIND ME |Jackson|
Fanfiction*devam ediyor* Jung Min Ji aranjör olarak JYP Entertainment'ta işe başlar ve kısa süre sonra farkında olmadan kendini bir idole kaptırır. |Tür: Genç Kurgu| Story by Baddiv. Başlangıç: 26 Nisan 2020