FIND ME |Jackson|

FIND ME -3-

Heyyo!! yeni bölüm en sevdiğim.. Bu bölümü gerçekten yaşayarak yazdım fkdjfdsk. Tüm gece boyunca Jackson ile karşı karşıya oturduğumu söyleyebilirim. Kafayı sıyırdığımı düşünmeyin. En büyük şahidim Divörz.  Kısacası yavrularım, umarım sizde heyecanlı bir şekilde bu bölümü okursunuz. Hadi bakalım! gösterin o muhteşem yorumlarınızı ve desteklerinizi!! Öpüldünüz <3

Keyifli okumalar <3

-Baddiv

Medya : Kalbimi bırakıyorum.

ÖNCEKİ BÖLÜMDE;

Şarkının bitimine doğru gözlerimi tamamen açıp ellerimi rahatlamaya çalışarak iki tarafıma bıraktım. Şarkı bitmişti ve herkes birbirine bakıyordu. Ben de onlara. Uzun süre bakıştık, abartısız. Bana biri bir şey söylemeliydi ki odayı terk edip gideyim. Belki Güney Kore'yi falan terk ederdim hatta. Sadece bekliyordum.

CEO ve JYP aynı anda bana dönerek şaşkın bir ifadeyle yüzüme baktılar.

"B-Bu muazzam bir şey olmuş."

Dizlerimin bağları çözülmüştü.

Odada ki herkes büyülenmiş gözlerle bana bakıyordu. Ne diyeceğimi bilemiyordum. İçten içe çığlıklar atıyordum.

"Siz...Bizim için büyük bir hazinesiniz." dedi JYP.

Nefes kesen iltifattan sonra kendimi toparlamam oldukça zamanı almıştı. Acilen kendime gelmeliydim. Benimle alakalı ilk izlenimlerini böyle rezilce oluşturmalarına izin vermemeliydim. Sonuçta 26 yaşına gelmiş bir kadın olarak karşılarında duruyordum, haddinden fazla heyecan belirtisi göstermem hoş olmazdı.

Karşı koltukta oturan üyelerden Mark yanıma gelerek elini uzattı. Suratında tatlı bir gülümseme vardı.

"Gerçekten tebrik ederim. Birlikte güzel işler başaracağımızı umuyorum."

Aralarından birinin bu ani hareketine karşılık olarak diğer grup üyeleri de destek amacıyla ayaklanarak etrafıma toplandılar. Jackson ummadığım bir şekilde araya girdi:

"Tebrik ederim, Bayan Min Ji. Harikaydı fakat izninizle benim çıkmam gerek, acilen yetişmem gereken bir çekimim var."

Geldiğinden beri ağzını bıçak açmayan; hatta tepki bile vermeyen idolün tebriği beni açıkça hayrete düşürmüştü ki diğer üyelerin de hafiften şaşırdığını görebiliyordum.

"O zaman." diye devam ederek eğildi ve yüzüne yerleştirdiği pek de samimi bir izlenim uyandırmayan gülümsemeyle odadan çıktı.

Şaşkınlığımı elimden geldiğince yansıtmamaya çalışarak JYP ile bakışan üyelere döndüm.

"Derdi ne?" diye sordu Park Jin Young.

"Tatile ihtiyacı var sanırım."

JB'nin cevabından sonra odadaki herkes gülüştü. Kaçamak bir bakış atmıştım kapıya. Aralıklı kalmış stüdyo kapısından Jackson'un kaybolup giden siluetine dalıp gitmiştim. Ne kadar yoruluyorlardır kim bilir? Sonuçta hayat tempolarına yetişmek kolay değildi.

"Bu arada." diyerek araya girdi eski namıyla JR. "Bayan Min Ji de akşamki partimize katılacak mı?"

Sorduğu soru karşısında afallamıştım.