*devam ediyor* Jung Min Ji aranjör olarak JYP Entertainment'ta işe başlar ve kısa süre sonra farkında olmadan kendini bir idole kaptırır.
|Tür: Genç Kurgu|
Story by Baddiv.
Başlangıç: 26 Nisan 2020
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Keyifli Okumalar!
ÖNCEKİ BÖLÜMDE:
"Her şeyi bu kadar hızlı yaşamak istemiyorum. Evet seni şu an deli gibi istiyorum, Min Ji. Ama durmalıyım." dediğinde duraksadım. Gözlerimde biriken yaşlar usulca kendini bırakmış, yanaklarımdan aşağı süzülüyorlardı. Jackson'ın görüntüsü buğulandığı için mimiklerini görmekte zorlanıyordum. Gözlerimi bir kaç defa kırpıştırıp görüşümü düzelttikten sonra ona baktım.
"Çok güzelsin ve benim için çok özelsin." dedikten sonra anlıma minik bir öpücük kondurdu. Yavaşça parmağını çeneme götürüp başımı yukarıya doğru kaldırdı. Burnunu benimkine dayadığı sırada yüzümü avuçlarının içine aldı.
"O yüzden şu an durmalıyım."
Elimde ki siyah dolma kalemi parmaklarımın arasında döndürüp duruyordum. Ta ki Do Hyung'un güçlü sesini duyana kadar...
"En sevdiğim şey sizinle kayıt almak!" Do Hyung'un hitabında Got7 üyeleri vardı. Üyeler stüdyonun içinde neşeli bir şekilde homurdanırken kaçamak bakışlarımı Jackson'a çevirdim. Sağ elini saçlarının arasına daldırmış parmakları yardımıyla saçlarıyla oynuyordu. Ona baktığımı fark ettiği an yüzüme bıyık altı bir gülümseme ekleyip hızla bakışlarını benden uzaklaştırdı.
Yaşadığımız nefes kesici ve bir o kadar da sinir bozucu şekilde yarım kalan gecenin üzerinden tam tamına bir hafta geçmişti. O bir hafta içerisinde sürekli stüdyoda kayıt alıp albümü tamamlamaya çalışmıştık. Stüdyo haricinde vakit geçirdiğimiz söylenemezdi, fakat onunla 24 saat burada zaman geçirmekte benim için yeterliydi. Ah tabi tek sorun, yakınlaşamıyorduk.
Elimde ki kalemi yavaşça önümde ki dosyanın üzerine bırakıp bakışlarımı hemen karşımda ki, camla kaplı ses geçirmez duvarların ortasında; gülüşüyle tüm stüdyoyu aydınlatan Jin Young'a çevirdim.
"Harikaydın Jin Young-ah!" Yugyeom, enerjik bir şekilde bağırıp alkışlamaya başladığında sırıttım.
Onlarla burada vakit geçirmeyi özlemiştim. Tabi öncelerde benim için her şey çok farklıydı. Jackson'la adeta düşmanmışçasına atışıp duruyorduk. Daha doğrusu Jackson atışıyordu. Fakat şu an ki durumu anlatmama gerek yoktu. Zaten her şey ortadaydı. Sürekli aklımı kurcalayıp duran o akşamı düşündükçe düşüncelerimin içinde boğuluyordum. O yüzden düşünmemeyi tercih edip, tüm fikirlerimi ve hislerimi sessizce içime gömmüştüm.
