FIND ME -20-

873 95 82
                                    

ÖNCEKİ BÖLÜMDE:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.






ÖNCEKİ BÖLÜMDE:

Ellerimi başımın altına yerleştirip bakışlarımı tavana sabitledim. Gülümsemem tüm yüzüme yayılmıştı. Buraya geldiğim ve böyle bir fırsatı yakaladığım için çok mutluydum. Haftalardır beklediğim an gelip çatmıştı. Üzücü tarafsa, uzun süre beklediğin şeyin kısa sürede son bulması gerçeği vardı. Farkına varamadan burada geçirdiğim zamanın göz açıp kapayıncaya kadar biteceğini düşünmek beni üzüyordu.

Ama anı yaşamam gerektiği için bu düşüncelerden hızlıca kurtulmam gerektiğini farkındaydım. Ayaklarımı heyecanla yatağa vurduktan sonra hızlıca yüz üstü döndüm.

Zamanın değerini bilmeliyim...



Deniz, kum, güneş ve dünyanın yedi harikası. Daha ne isteyebilirdim ki? Denizin ılık suyu çıplak ayaklarıma usulca çarparken bakışlarımı masmavi gökyüzüne kaldırdım. Sabahın erken saatleriydi. Baya erken. Şu an tahminimce evdeki herkes 60. rüyasını görüyordur. Peki ben şuan ne yapıyordum? Tabi ki de kendimi rahatlatmaya çalışıyordum!

Dün akşam neredeyse kafayı yemek üzereydim. Üyelerin ev yaşamlarını canlı kanlı görmüş ve oldukça etkilenmiştim. Tabi ilk sırayı her zaman ki gibi malum kişiye vermiştim.

Jackson Wang.

Doğruyu söylemek gerekirse, içimde yaşadığım ve ona karşı duyduğum ilgi her defasında ikiye katlanıyor ve düşüncelerim, hakim olamayacağım boyuta ulaşıyordu. Aptal aşık gibi davranmamam ve yaşımın vermiş olduğu olgunluğun yok olup gitmesini hesaba katarsak; bu durum ciddi anlamda beni korkutmaya başlamıştı.

O yüzden erken saatte kalkıp, üyelere bir güzellik yaparak kahvaltı sofrası hazırlamış; arta kalan zamanında da kendimi sahile atmıştım. Dün gece fazla vakit geçirmemiş erkenden uyumuştuk. Bugünkü planların ne olacağını tam olarak bilmediğim için sabırsızlıkla uyanmalarını bekliyordum. Ağır adımlarla berrak suyu çıplak ayaklarımla ittirerek yürümeye başladım. Uyandıklarında evde olmadığımı anlayacaklarını sanmıyordum. Büyük ihtimalle uyku sersemliğiyle aşağı indiklerinde kahvaltı sofrasıyla karşılaşıp, normal karşılayarak özenle hazırladığım yiyecekleri yiyeceklerdi. Çok bir şey beklemiyordum zaten. Çok yoruldukları bildiğim için bu kadarını bile yapmak benim için yeterliydi. Sonuçta her ne kadar iş için buraya gelmiş olsak da neticede tatil yapmak içinde güzel bir zamanımız vardı. Park Jin Young öyle söylemişti tabi. Ne çekimi yapacakları konusunda hala bir fikrim olmasa da onlara her türlü yardımı yapmak için kendimi çoktan hazırlamıştım. İster yemek ister temizlik. Elimden her iş geldiği gibi bunları da ustalıkla yapacaktım.

Ayaklarımı sudan çekip kumun üzerinde yürümeye başladım. Evden çok uzaklaşmamıştım. Gerçi ev demeye bin şahit ister. Bildiğin başyapıttı. Bu kadar güzel bir yerde kalacağımız aklımın ucundan bile geçmemişti.

FIND ME |Jackson|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin