FIND ME -51-

522 58 47
                                    



Keyifli Okumalar!

ÖNCEKİ BÖLÜMDE:

Yu Jin'in kolunu tutsam da benden kurtuluyordu. O esnada çevik bir hareketle öne atılıp Do Hyung'un saçına yapıştı ve çekmeye başladı. Çığlık atıp Yu Jin'i tutmak için hamle yaptığım sırada Jin Young ve Jackson'da devreye girdi. Fakat Yu Jin'in ellerinden Do Hyung'u alamıyorduk.

"YA! BIRAKSANA DELİ KARI!?" Do Hyung acıdan çığlık attığı sırada bir anda Yu Jin'in saçına yapışıp o da çekmeye başladı.

İkisinin liseli kızlar gibi saç baş girdiğine inanamıyorum. Yu Jin Do Hyung'un saçlarını öyle bir çekiyordu ki, Do Hyung'un saçları uzun olsaydı eminim ki Yu Jin'in avuçlarının içinde kalırdı.

"YA! ÖLMEK Mİ İSTİYORSUN!?"





Gözlerine baktığım an kaybolduğumu farkında olduğunu biliyordum. Çünkü bana bakarken ki çarpık gülümsemesi bu durumu açıkça dile getiriyordu. Yüzüme düşen birkaç saç tutamını nazikçe ince parmaklarının arasına alıp kulağımın arkasına sıkıştırdı. Saçlarımdan yüzüme doğru inen parmaklarının oluşturduğu yol haritasını hissederken gözlerimi yavaşça yumup gülümsedim.

Tarifsiz bir duyguydu. Onun kollarında uyumak ve güne onun varlığıyla uyanmanın verdiği mutluluğu tarif edebileceğim ne bir kelimem ne de bir cümlem vardı. Gözlerimi araladığımda kusursuz tenini ve yüzünde ki her ince ayrıntıya kadar inceledim. Bunu defalarca yaptığım için kirpiklerine kadar onu ezberlemiştim.

"Uyanmak ve buradan gitmek istemediğini biliyorum. Bende aynı duygu ve düşünceler içerisindeyim ama gitmemiz gerekiyor." Ses tonunda ki ikna etme tınısını duyduğum an kaşlarımı çatıp hayır dercesine başımı iki yana salladım.

"Bu kadar erken bitmesini istemiyorum." Dedikten sonra nefesimi sıkıntıyla dışarıya verdim.

"O zaman bugün son kez kısa tatilimizin tadını çıkartalım." Dedikten sonra parmaklarını çenemin altına yerleştirip destek alarak yukarı doğru kaldırdı. Bakışlarım onunkileri bulduğunda gözlerinin yavaşça dudaklarıma kaydığını fark ettim. Ondan hamle beklediğim için kıpırdamamış öylece ona bakmaya devam ediyordum. Fakat beklediğim hamleyi gerçekleştirmeden dudaklarını alnıma götürdü ve minik bir öpücük bıraktı.

"Hadi kalk." Dedikten sonra yataktan hızlı bir kalkış yapıp beni öylece bıraktı. Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırırken başımı iki yana sallayıp isteksizce ayaklarımı yataktan sarkıttım.

"Umarım yine Do Hyung ve Yu Jin saç baş girişmez." Jackson Tişörtünü üstünden hızla sıyırırken gözlerim bir anda çıplak bedenine kaymış ve dalıp gitmiştim. Bana doğru döndüğü sırada gözlerimi kırpıştırıp sanat eseri kaslarından gözlerimi ayırdım ve ayağa kalktım.

"Konu Yu Jin olunca emin olamıyorum." Diyerek banyoya yöneldim. Gerçekten dün tam anlamıyla rezil olmuştuk. Do Hyung ve Yu Jin'i güç bela etraftaki insanların yardımıyla ayırmıştık. Neden bu kadar vahşileştikleri konusunda fikrim yoktu. Fakat oldukça şüphe uyandırıcı hareketlerde bulundukları da su götürmez bir gerçekti.

"Birbirlerinden hoşlanma olasılıkları var mıdır sence?" Yüzümü yıkamak için musluğa doğru eğildiğim sırada Jackson içeriye girmişti.

"İmkanı yok." diyerek akan suyun içine ellerimi uzattım ve soğuk suyla yüzümün her noktasını ıslattım.

"Ben öyle düşünmüyorum... Bugün gözlemleyeceğim. Bu kadar garip davranmaları gerçekten normal değil." Sesinde alaycı bir ton vardı.

FIND ME |Jackson|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin