"Ben aptal değilim Poyraz. Aramızda ki çekimin de farkındayım. Ama bir şeyler eksik anlıyor musun? Bir şeyler yanlış gidiyor. Ben seni anlayamıyorum. Tuhafsın. Bana net bir şekilde yaklaşmıyorsun ve sen böyle yapınca ben arafta kalıyorum."
Sağ eliy...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu bölüm, Şehit Esma Akgül'e ithaf edilmiştir.
DİLDÂDE | 9 🕊
Yanımda oturan adama kaçamak bakışlar atıyordum. Mutluydum. Sanırım hiç olmadığım kadar mutluydum.
Başımı cama doğru çevirip yolu izledim. Yağmur başlamıştı. Şiddetli bir şekilde yağan yağmurun arabanın camına vuruşunu izledim bir süre. Yağmur damlalarını yarıştırdım. Geride olan damla önde olan damlaya karıştı ve bir oldular. Yarışın kazananı olmadı.
Radyodan gelen kısık sesli 'Man o to' şarkısıyla başımı çevirdim ve geniş bir gülümsemeyle Poyraz'a baktım. O ise yola odaklanmıştı.
"Ben bu şarkıyı çok severim!" dediğimde yeşil harelerini elalarımla buluşturdu.
"Bende çok severim. Aklıma seni getiriyor. Gerçi," deyip yüzüne eşsiz bir gülümseme kondurdu. "Ne yapsam aklıma sen geliyorsun."
Kızaran yanaklarımı gizlemeye çalıştım fakat bütün bedenim alev alıyordu resmen! Dudaklarımda ki gülümsemeyi gizleyemiyordum.
"Gül. Saklama benden gülüşünü. Sana fazlasıyla yakışıyor." deyip elimi kavradı. Derin bir iç çekip gözlerimi kaçırdım. Utanıyordum ne yapabilirim!
Çalan telefonumun sesiyle ateşte dokunmuş gibi çektim hemen elimi eli arasından. Telefonuma baktığımda karşılaştığım 'Sürekli Tartıştığım Kadın' yazısıyla dudaklarımı dişlemeye başlamıştım bile. Ne diyecektim?
"Açsana niye bekliyorsun?" Poyraz'ın sesiyle irkilip yüzüne baktım. Gayet rahat görünüyordu. Onun tuzu kuruydu tabii!
"Ne diyeceğim açıp? 'Ah annecim canım Poyraz abim aşkını ilan edince, eh benimde göynüm hafiften ona yanık olunca bende gitmedim.' mi diyeceğim? Tabii annem de kucak açıp beni tebrik etmeyeceğine göre yalan dolan halledeceğim bir şekil." deyip sıkıntıyla soludum. Annemin en katı kurallarından biride mesleğimi elime almadan hayatıma birini almamamdı. Önce kariyer sonra özel hayat, diyordu. Haklıydı da bir yerde.
Yalandan düşünür gibi yapıp "acaba beni tekrar otogara mı bıraksan?" dedim. Kaşlarını çatıp kısık gözleriyle yüzüme baktı.
"Saçmalama!"
"Sadece şakaydı." deyip kıkırdadım. Onu sinir etmek eğlenceliydi.
"Ne kadar gizleyeceğiz?" demesiyle şaşkınlıkla bakakaldım. Poyraz'a kalsa yıldırım nikâhı kıyacak gibi görünüyordu burdan bakınca.
"Ben daha hazmedememişim kime ne söyleyeyim." deyip hala çalmakta olan telefona baktım. Icimden söyleyebilceğim en tutarlı yalanları hesaplıyordum.