Anne

1.6K 61 26
                                    

15 Haziran 1996
Amerika - Teksas

Titreyen ellerimi durdurmak için deri ceketimin cebine soktum. Tüm vücudum ihtiyaç ile kıvranırken bunu saklamakta zorlanıyordum. Uyuşturucuta ihtiyacım vardı, Ethan'dan istemeyi düşündüm ama cebimde beş kuruş yokken bana madde vereceğini sanmıyordum. Kendimi bir binanın duvarına yasladım, gözlerimi kapadım biraz uzaklaşmak istiyordum sadece.

Gecenin soğuğunda ceketime daha sarıldım. Yaz olmasına rağmen havalar esiyordu, en azından kışı sağ salim atlattığım için mutluydum.

Kendimi zar zor toparladıktan sonra Ethan'ın mekanına doğru yürümeye devam ettim. Titriyordum, soğuktan mı yoksa madde ihtiyacımdan mı emin değildim.

Bir yerde bayılıp kalmadan mekana geldiğimde Ethan'ın arkadaşı olduğum için kimse bir şey demeden içeri girdim.

İçki ve ter kokusu zaten bulanan midemi daha da kötü yaparken kusmamaya çalıştım. Garsonun elindeki tepsilerden birinden bir içki aldım, içkiyi düşünmeden kafama diktim. Sadece biraz rahatlamaya ihtiyacım vardı.

Dönen başımı umursamadan başka bir tepsiden başka bir içecek aldım. Bunu da hiç düşünmeden kafama diktim. Etrafı bulanık görüyordum, umursamadım. Arka odalara doğru ilerledim.

Ethan'ın kendisi için özel olarak ayırtığı bir odaya düşünmeden daldım. Ethan'ı bir kızla iş üstünde gördüğümde düşünmeden kendimi koltuğa attım. Ethan'da beni umursamadan işine devam etti.

"Rox ne var? Ah geliyorum Tanrım!" İnlemeleriyle yüzümü buruşturdum. "Uyuşturucuya ihtiyacım var." Uzatmadan söyledim. Biraz daha istediğime kavuşamazsam ölecek gibi hissediyordum.

Kızdan ayrıldı ve kıyafetlerini eline verip onu dışarı attı. Üzerime gelmeye başlayınca mümkünmüş gibi koltukta biraz daha küçüldüm.

"Paran var mı?" İçkili nefesi suratıma vuruyordu. Kusmak istiyorum.

"Hayır ama söz-" tokadı ile sözüm kesildi. Yanağım sızlarken o bunu umursamadı ve bağırmaya başladı;

"Söz mü?! Her seferinde söz veriyorsun Rox!?" Korkuyla titremeye başladım. Ethan ne kadar arkadaşım olsada dengesiz biriydi. Beni burada öldürse kimsenin haberinin olmayacağını biliyordum. Hayatımı sevdiğim söylenemezdi ama ölmekte istemiyordum.

Elini saçlarıma doladı, acıyla bir inleme döküldü dudaklarımdan. Saçlarımdan tutarak yüzüme baktı. Elini yüzümde şefkatle gezdirdi.

"Ah benim güzel Rox'um. Ne kadarda çaresizsin ve ben bu haline bayılıyorum." Yanağıma sulu bir öpücük bıraktığı zaman kapı şiddetle açıldı. Ethan beni kenera fırlattı.

"Tanrım, kapı çalmak nedir bilmez misin?!" Daha ne olduğunu anlamadan Ethan'ın bedeni yere düştü. Ağzımdan bir çığlık kaçtı. Bedenin yanına gittiğimde bir yaşam belirtisi aradım ama aradığım şeyi bulamadım.

Kafamı kaldırdım ve ona bunu yapan kişiye baktım. Uzun boyluydu, siyah saçları geriye yatırılmıştı, gözlerinde kırmızı bir ışık gördüğüme yemin edebilirim. O ise beni yeni fark etmiş gibiydi. Kapıyı sertçe kapadı. Üzerime gelmeye başladığında geri geri gitmeye çalıştım.

"Hiç kimseye bir şey söylemem yemin ederim!" Tanrım eğer varsan lütfen bana yardım et.

Bir şey söylemedi, elindeki çubuk gibi bir şeyi bana doğrultu. Kendimi koruyacak bir şeyler aradım. Komidinin üzerinde bir vazo gördüm, bana oldukça uzak kalıyordu. Hadi dedi içimden bir ses lütfen bu tuhaflık işe yarasın. Vazo harket etmeye başladı. Sadece biraz gitmiştiki yere düşüp kırıldı. Yabancı şaşkınlık ile bir bana bir vazoya bakıyordu.

Serial Killer | Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin