Misafir

415 27 10
                                    

Tom'dan

Yüzüme konan öpücükler ile sırıttım. Anne, erken kalkıp kahvaltı hazırlamış olmalıydı. Anne'ın evde iş yaptığını görmek Merlin'i görmek gibi bir şeydi.

"Günaydın sevgilim." Duyduğum ses ile kaşlarım çatıldı. Anne, olmadığını o zaman anladım. Anne, artık kendi başınaydı.

"Günaydın."

"Bugün huysuzlanmana izin vermeyeceğim aşkım. Çok mutluyum!"

"Potter, ölmediği sürece mutlu olmamı bekleme." Dedim düz bir sesle ve rahat yataktan kalktım.

"Merak etme o da çok yakın." Kaşlarımı çatıp suratına baktım.

"Büyük Nott çocuğunu kızı öldürmesi için yolladım şimdiye işi bitmiştir." Dediği şeyle nefesim kesildi.

"Ne?!" Diye bağırdım. Roxanne, ölmüş müydü?

"Hayatım-"

"Benden habersiz nasıl bunu yaparsın!" Sinirden tüm vücudum kitlenmişti. Nefes alamıyor gibi hissediyordum. Onun alması gereken nefesten çalıyor gibi hissediyordum. Tüm dünyanın nefesini kesmek istiyordum. Sadece o nefes alsın istiyordum. Ama istediğim hiçbir şeyi yapamıyordum. Titreyen ellerimi saçlarından geçirdim, bana korku dolu gözler ile bakan kadınının nefesini kesecektim.

"Efendim, efendi Nott sizi çağırıyor." Kapının arkasından gelen cin sesiyle gözlerimi yumdum.

"Dua et Isabella, Potter çocuğuna olduğu gibi bir mucize olmuş olsun ve Anne hâlâ nefes alıyor olsun yoksa seni bu yaptığın şeye pişman ederim!" Dolan mavi gözleri yüzümde geziniyordu. Bir umut arıyor gibiydi ama aradığını bulamayacaktı. Kim olduğu umrumda değildi kimse benim emrim olmadan haraket edemezdi.

Hızla üzerimi giyinip aşşağı indim. Ian Nott her zaman ölüm yiyenler ile toplantı yaptığımız salondaydı.

"Kızı öldürdün mü?" Diye tısladım asam ile üstüne yürürken.

"Ha-hayır." Hayatım boyunca ilk defa bu kadar rahatlamış hissediyordum. Omuzlarım çöktü, asamı Nott'un üzerinden çektim.

"Bundan sonra bu evde sadece benim emirlerime uyulacak!"

"Ama-" Isabella'nın sözünü kestim.

"Kendini fazla değerli görüyorsun Isabella, kendine Leydi falan demen seni güçlü yapmıyor bir hiçsin ben olmasam bir hiçsin!" Bağırmam ile yerinden sıçradı. Mavi gözleri sinirle ve göz yaşları ile parlıyordu.

"Onu öldürmeden nasıl durduracaksın! Eninde sonunda Potter, ile tanışacak. O küçük kalbini kırdığın için savunmasız da tabii kesin aşık olur hemen. Kibar ve tatlı bir çocuğa kim aşık olmaz ki! Sonra yakınlaşırlar ve bum bir bakmışsın senin sonunu getirmişler."

Vücudundan bir ürperti geçti. Anne ve Potter'ın yakınlaşmasını düşünmek bile o kadar kötüydü ki bu olursa ne olurdu bilemiyordum.

"Kızı buraya getir!" Diye emir verdim hala önümde dikilen genç çocuğa.

"Onu zindana mı atacaksın?" Dedi Isabella sırıtarak.

"Hayır, onun için güzel bir oda hazırlat Nott. Hanımefendi uzun süre misafirimiz olacak."

Sadece Tom'un son cümlesinden sonra Isabella'nın suratını düşünün :))))

Bir günde üç bölüm attığıma göre üç ay falan bölüm atmam gibi kagdkw

Serial Killer | Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin