" Kolumu tutmadan da yürüyebilirim biliyor musun? "
Bana bakmadığı için yüzünün nasıl bir ifade aldığını göremiyordum kolumu sertçe bıraktı hiçbir şey demeden.
Yapraklarını yağmur tanesi gibi döken ağaçların arasında yürüyorduk. Büyük bir sessizlik hakimdi. Öfkeli bir sessizlik.Yüzünü hâlâ göremiyordum. Alnına düşmüş saç tutamları yetmiyormuş gibi bir de başını sağına çevirmişti. " Gördüklerim de neyin nesiydi Hana? " dedi düz bir sesle.
Bu soruyu ben de sana sormayı çok isterdim Taehyung.
Umursamazca kolumu silktim. Benden bir cevap gelmeyince başını bana çevirdi ve böylelikle yüzünü görebilmiştim. Öfkeliydi hem de çok. Kaşlarını çatıp somurtmuyordu belki ama gözleri her şeyi anlatıyordu. Kaldırımda öylece dikilirken direk gözlerimin içine bakıyordu, bakışlarıyla dövecek gibiydi sanki. Ürkerek önüme döndüm.
Ağzından bir 'hah' çıktı ve güldü birkaç saniyeliğine. Yürümeye devam ederek, " Demek tanımadığın insanlarla dudak dudağa gelmeyi seviyorsun. Bakalım buna annem ne diyecek. "
Gözlerimi devirip normalden biraz daha yüksek çıkan sesimle konuştum, " Birincisi onu tanıyorum, herkes onu tanıyor ve kiminle ' dudak dudağa ' geldiğim seni ilgilendirmez. İkincisi bunu anneme demen beni korkutmayacak gidip kendim de bunu diyebilirim. Üzgünüm 6. yaşından kalma tehditler artık işe yaramıyor Oppa. "
Evimize neredeyse birkaç adım kalmıştı ki beni tutup arka bahçenin girişine yönlendirdi ve evin duvarına sertçe yasladı. Ne yapacağımı şaşırmış halde korkan gözlerle ateş saçan abime baktım. Okul gömleğimin yakasını bir eliyle çekiştitirken dişlerinin arasından tısladı, " Onu tanımıyorsun, kim olduğunu bilmiyorsun sadece dışarıdan gülümseyen tatlı yüzünü görüyorsun ve diğer gerizekalı kızlar gibi kanıyorsun. Yaşın gereği seni böyle tehdit etmek zorunda kalıyorum ama, " Sinirle yüzünü bana daha da yaklaştırdı soluduğu nefesler yüzüme çarpıyordu adeta. "... istersen seni başka yollarla da tehdit edebilirim, anlıyor musun Hana? " Bahçedeki ağaçların gölgesi yüzüne düştüğünden ışık saçan gözleri daha da korkutucuydu.
Elini tutup üzerimden çektim ve sertçe bıraktım. Onun aksine sakin ve umursamazdım nedensizce sinirlenmesi keyif vermişti. Tam o sırada kapı açılma sesi duyuldu ikimiz de oraya baktık. Elinde çöp torbasıyla annem belirivermişti bizi gördüğüne şaşırdı. Taehyung geri çekildi.
" Yine kavga mı ediyorsunuz? " Bir şey demedik ve umursamazca birbirimize bakıp omuz silktik. Annem başını iki yana salladı ve bir şeyler mırıldandı. " Küçük fareler sizi, ne dikiliyorsunuz öyle gelin de bana yardım edin. " Taehyung ifadesizce annemin elindeki poşeti kaptı ve bir şey demeden çöp konteynerine yöneldi. Ben ise içeri girdim.
***
Hava kararmıştı. Masamdan kalkıp kitaplarımı topladım, sınavlar yaklaşıyordu iyi çalışmalıydım. Sandalyeyi geri çektim ayağı kalkıp yorgunlukla esnedim. Ağır adımlarla yatağıma yöneldim, kendimi yatağa atacatım ki telefonuma bildirim gelmesiyle merakla telefonuma uzandım.TaeOppa: Mutlu musun? Link:instagram//
Kaşlarımı çatıp linke tıkladım. Karşımda beliren sayfayı görür görmez ne olduğunu anlamıştım. Bir küfür mırıldanıp oturur pozisyona geçtim uzandığım yerden. Az önce vücuduma giren endişe beni kendime geri getirmiş gibi ellerimi ağzıma götürerek gözlerimi sonuna kadar araladım.
Ne bekliyordun ki? Herkesin bunu konuşacağı aşikardı, aptal!
70 beğenme
Minakyu ve Minatozaki_Sana bu gönderiyi beğendi
![](https://img.wattpad.com/cover/229279007-288-k63659.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CLASSIC LOVE || BTS
Fiksi Penggemar" 𝐶̧𝑢̈𝑛𝑘𝑢̈ 𝚤𝑠̧𝚤𝑘𝑙𝑎𝑟𝚤 𝑘𝑎𝑝𝑎𝑡𝑎𝑐𝑎𝑔̆𝚤𝑧 𝑣𝑒 𝑘𝑖𝑚𝑖 ℎ𝑎𝑦𝑎𝑙 𝑒𝑡𝑚𝑒𝑘 𝑖𝑠𝑡𝑒𝑟𝑠𝑒𝑘 𝑜𝑛𝑢𝑛𝑙𝑎 𝑠𝑒𝑣𝑖𝑠̧𝑒𝑐𝑒𝑔̆𝑖𝑧. " 🔞 • KUZU NO HONKAI animesinden esinlenilmiştir.