Jungkook'un yatağını da gözyaşlarımla ıslatırken o da bir yandan dehşetle beni dinliyor diğer yandan dolabını düzenliyordu. Taehyung'la o gece son konuşmamızı naklettiğimde Jungkook'un yüzünde hafif bir şaşkınlık emaresi belirdi ve işini bırakıp yanıma oturdu. Nefes alamıyordum.
Hıçkırıkların arasından zar zor sayıklayabildim. " Bencil herif! "
Jungkook beni sakinleştirmeye çalışyordu ellerini yanağımda gezdirdi. Yanıma uzandı. Kollaryla bedenimi sardı. Ama ben sakinleşemiyordum. O kadar dokunmuştu ki söylediği sözler 3 gün geçmesine rağmen içimdeki öfke daha da büyüyordu sanki. Bir insan bu kadar duygusuz olamaz, hayır inanmıyorum." Birazcık olsun benim ne hissettiğimi düşnümüyor. Aptallık yapmamı istemiyor sadece. Başına iş açmayayım, ayağına takılmayayım yeter. " Ağlamam daha da şiddetlendi. Jungkook o an bende birini öldürebilme potansiyelini görmüş olacak ki korkuyla geri çekildi, hakkı da vardı deliriyordum. Biraz sessizleşmemi bekledi ve ardından hiç bir kuşkusu yokmuş gibi bakarak kesin bir ifadeyle, " Sen Taehyung'u sevmiyorsun, " dedi.
Ona Ne diyorsun sen allahın belası bakışı attığımda dudakları tek çizgi bana ciddiyetle bakıyordu. " Taehyung'u istiyorsun, " diye devam etti. " Sevmekle istemek aynı şey değil. " dedi bilgiç bir tavırla. Anlamaya çalışırcasına birkaç saniye durakladım sonra başımı kararlı bir tavırla sağa sola salladım. " Hayır. Hayır sen anlamıyorsun. " Sırtımı ona döndüm. Başımı tekrar salladım, " Hiç kimse onu beni sevdiğim kadar sevemez. "
" Öyle diyorsun ama onu öldürmek istiyorsun Hana. "
Gözlerimi kapattım, dudaklarım titriyordu. " Bir anlığına sadece. Sonra... Sinirim geçiyor. Bana her istediğini yaptırıyor nasıl böyle söylersin? Beni en çok sen görmüyor musun, ne haldeyim bak. Haftalardan beri tek bildiğim şey aptal gibi ağlamak yapacak hiçbir şeyim yokmuş gibi sadece onu düşünüyorum ve ağlıyorum. Hiç bir şey yapamıyorum hiç... O Yeri'yle gezmeye gidiyor gözümün önünde onun için hazırlanıyor sonra da bana kendisini sevdiğimi bildiğini söylüyor hıck* delireceğim. " Ellerimi yüzümle kapattım, ağlayamıyordum günlük kotamı doldurmuşum gibi akmıyordu.
Başını sırtımda hissettim ardından kollarını belimde. Yapmak istediğini sandım genelde bu yüzden yaklaşır. Düğmelerimi tek tek çözüyordum ki eliyle engelledi. Sorarcasına ona baktım. " A-ah, bu haldeyken seni beceremem. Hele de sen Taehyung'a böyle öfkeliyken. Beni onun yerine koyup öldürmeni istemem. " Göz devirdim, güldü. Koluyla ağırlığını verip beni yatırdı ardından yanıma sokuldu. Okuldan kaçmıştık, son haftalarda herkes kaçardı. Üstüne çıktım başını omzuma koydum.
" Sen niye Yeri için ağlamıyorsun? "
" Neden ağlayayım? "
Kaşlarımı çattım. " Bu nasıl bir soru böyle? İnsan sevdiği için ağlar. "
"Ben ona bağlıyım, büyü gibi. Bu sevginin ötesinde bir şey. İstediğini yaparım, istemediğini yapmam. Peşinde koşmamı istediği için koşuyorum. Eğer onun için ağlamamı istemezse ağlamam. İsterse ağlarım hepsi bu. "
Dediği şeyi anlamamıştım dudaklarımı aralayarak başımı yukarı kaldırdım. Herkesin aşkı tanımlayışı farklıdır evet, ama bu nasıl bir saçmalık böyle.
" O zaman sana beni sevme derse dediğini yapmak zorundasın. "
Yarım ağız gülümsedi. " O asla böyle bir şey demez. "
" Pff! " Gözlerimi devirdim. Kendi kendine saçma bir sistem kurmuştu hepsi bu kadar. Sustuk ve uyuduk. Jungkook da en az benim kadar şapşaldı.
***
Mina ve Sana'yla eskisi kadar konuşmuyordum. Diğer kızlarla da. Gittikçe daha da asosyal olduğumu fark ettim ama ne yapacağımı bilmiyordum. Kimseyle konuşmak istemiyordum. Jungkook'la bu aptallığa başlamamızın neredeyse üçüncü ayı. Işıkları kapatıp kimi istersek onunla sevişeceğiz demiştik ama ben sanırım o kuralı çiğnedim.Taehyung'u düşünmek bir yana sanki Taehyung'dan kaçmak için Jungkook'la yatıyor gibiyim. Jungkook ne yapıyor bilmiyorum hayal dünyasını pek tanımıyorum her neyse istediği gibi takılabilir. Şu an onun odasındayız, sevişiyoruz. Parmakları kalçamda yukarı aşağı hareket etmemde yardım ediyor. Belli aralıklarla dudaklarımdan inilti kopuyor ilk defa üstteyim. Göğüsü göğüsüme sürtünüyor, çok yumuşak. Kulağıma boğuk inlemeler bırakıyor. " Hızlan. "
Dediğini yapıyorum dudaklarıma yapışıyor. Omuzlarını daha sıkı tutuyorum bırakırsam düşecekmişim gibi. O da aynı sertlikle kalçalarımı kavrıyor acıyla zevk arasındayım. Sonunda istediğim yere vuruyorum titreyip omzuna düşüyorum. Aynı anda geldik. Başını yastığa koyuyor üstünde, ona sarılıyım. Başımı boynuna gömüyorum. Uyku modunu aldığım sırada sorduğu şeyle gözlerimi aralıyorum.
" Taehyung'u düşündün mü? "
Ne diyeceğimi bilemedim. Hayır dersem garip olurdu o zaman onu düşündüğümü anlayacaktı, ki bu da garip olacaktı, yanlış anlayabilirdi. O yüzden, " Evet, " dedim. " Neden sordun? "
" Hiç. " Kestirip attı.
" Sen Yeri'yi düşündün mü? " Sorma amacımı dahi düşünmeden soruverdim.
" Evet, tabii ki. "
Esnedim. Ona uzun bir süre uğrayamayacağımı daha önceden bilebilseydim uyumazdım herhalde. Ne de olsa ona alıştım, bu benim için çok zor oldu.
__________________
Vninboku tkp et kşr 🧀
![](https://img.wattpad.com/cover/229279007-288-k63659.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CLASSIC LOVE || BTS
Fanfiction" 𝐶̧𝑢̈𝑛𝑘𝑢̈ 𝚤𝑠̧𝚤𝑘𝑙𝑎𝑟𝚤 𝑘𝑎𝑝𝑎𝑡𝑎𝑐𝑎𝑔̆𝚤𝑧 𝑣𝑒 𝑘𝑖𝑚𝑖 ℎ𝑎𝑦𝑎𝑙 𝑒𝑡𝑚𝑒𝑘 𝑖𝑠𝑡𝑒𝑟𝑠𝑒𝑘 𝑜𝑛𝑢𝑛𝑙𝑎 𝑠𝑒𝑣𝑖𝑠̧𝑒𝑐𝑒𝑔̆𝑖𝑧. " 🔞 • KUZU NO HONKAI animesinden esinlenilmiştir.