00.01

1.2K 112 77
                                    

" Kapıyı çarpmayın öyle! "

Mutfaktaki annemin dediği şeyi umursamayarak yukarı çıktım ve odama girip o kapıyı da sertçe kapattım.

" Ne oldu, Hana? Yine ne yaptın Taehyung? " Azarlar gibi çıkan sesi yukarıdaki odamdan bile duyuluyordu.

" Ben bir şey yapmadım, sulu göz işte her şeye ağlıyor." Sesinde gram duygu olmayan abimin odasına gitmek için yukarı çıktığını anladım adım seslerinden. Kapının önünde diz çökmüş ağlamaklı bir sesle fısıldıyordum. " Haksızlık, haksızlık. "

Annemden çok onun sözü geçiyordu evde ne kadar da saçma. O daha reşit bile değildi. Her şeye karışıp duruyordu.
Burnumu çekip ayağı kalktım ve üzerimi değiştirdim. Sinirle bir şeyler mırıldandım.

" Pislik! Sırf rahat rahat eğlenebilsin diye beni istemiyor. Gideceğim, görecek. Umrumda değil. "

Tam şortumu giyerken kapının açılmasıyla irkildim ve istemsizce bir yere saklanmaya çalıştım.

" Hana? Tatlım, ne oldu söyler misin?"

Annemin olduğunu gördüğümde rahatladım ve şortumu tam anlamıyla giyindim. Başımı sağa sola salladım.

" Bir şey yok anne. Her zamanki gibi işte kavga ettik. " Derin bir nefes verdi, yakınır gibi bir şeyler mırıldandı.

" Ben de kötü bir şey oldu sandım. "  Yavaşça kapıdan çıkarken dayanamayıp sesimi yükselttim.

" Bu kötü bir şey değil mi? Evin reisiymiş gibi her şeye burnunu sokuyor. Ben neden her seferinde bir şey için ondan izin almak zorundayım? Ona izin verip vermeme hakkını kim verdi? "

Kapı sertçe duvara çarptığında ikimizde irkilip aynı yere baktık.

"   Kendim verdim var mı bir diyeceğin? "

" Çocuklar sakin olun. "

Annem aramıza girerek kendini tehlikeye attı bir nevi. İki canavarın biribirini parçlamasına engel olmak istiyor gibiydi.  Kollarını birleştirip duvara yaslandı çatık kaşlarıyla bana baktı.

" Kendini ne zannediyorsun sen ha? İstediğim yere giderim buna karışamazsın abi bozuntusu ukala! "

Taehyung'un üzerine gittikçe annem bir şeyler mırıldanıp beni nazikçe geri itiyordu. Taehyung bu sefer daha da sinirlenmişti dişlerini sıktığı ağzı kapalıyken bile belli oluyordu. Hızlıca üzerime yürüyüp annemi atlattı ve kolumu tutup sıktı.

" Sana, bana sesini yükseltmemeni söyledim. "  Yüzüme doğru sertçe dediği şeyden sonra kimsenin çıtı çıkmamıştı. Dişlerimi sıkarak başımı eğdim ve kolumu ondan kurtarmaya çalıştım. Ama daha da sıktı.

" Taehyung yeter! "

Annem abimin beni tutan elini  kendine çekiyordu. Ağlamamak için titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım. Kaşlarını yukarı kaldırdı ve benim aksime benden gözlerini ayırmayarak konuşmaya başladı. Sesi şimdi daha kısık ve sinsiceydi.

" Seni orada görürsem mahvederim Hana, yemin ediyorum mahvederim. Gitmeyeceksin dediysem gitmeyeceksin. "

Beni duvara ittirip kolumu bıraktı ve arkasını dönüp kapıya doğruldu. Ama çıkmadan önce durdu ve yüzünü çevirmeden acımasız bir soğuklukla " Ayrıca ona anne demeyi kes. O senin annen değil benim annem, " diyerek gözden kayboldu.

Dediği onca şey arasında en çok bu canımı yakmıştı sanırsam. Kalbim yerinden sökülüp ateşe atılmış gibiydi. Hâlâ hissediyordum kalbimi ama yanımda değildi sanki, yanıyordu. Sonuna kadar araladığım gözlerimden usulca yaşlar süzülüyordu. Duvardan kayıp yere oturdum. Karşımdaki kadının ayaklarını görebiliyordum sadece. O da şoka uğramış gibiydi.

CLASSIC LOVE || BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin