00.16 [F]

619 42 12
                                        

4 Ay Sonra

PyeongChang civarı Kore'nin en soğuk bölgesiydi. Hana iki katlı krem rengi evin en ucundaki balkonlu odayı almıştı. Yağmur yağarken bahçedeki çukurda oluşan küçük gölü keyifle izliyordu. Yaz bitmiş sonbahar gelmişti. Ama Hana hâlâ buradaydı, istediği gibi. Ve istediği gibi annesini buraya gelmeye ikna etmişti. Ya da Taehyung da etmiş olabilirdi.

Hiçbir şeyi özlemiyordu, burada olmaktan mutluluk duyuyordu sadece. Aklını kemiren tek şey Jungkook'a yaptığı haksızlık olabilirdi. Biraz fazla kızmıştı ona sanki. Hana'yı yarı yoldu bırakması Jungkook'un suçu değildi bunu şimdi iyi anlıyordu. Yerinde kendisi olsaydı aynı şeyi yapardı. Sevdiğine itaat ederdi. Tabii o zaman için geçerliydi bu. Şimdi asla böyle bir şey yapamazdı. Hana özgürdü artık. İtaat etmiyordu kimseye. Taehyung mevsim gibi geçip gitmişti içinde. Aklında var olsa da kalbinden çıkarabilmişti onu. Aslında şimdi anlıyordu da onu unutması için bu kadar uzağa gitmesine hiç gerek yokmuş. O gece onu öptüğünde duygularını sımsıcacık etmişti  terk eder gibi kapıya doğrulmasıyla buz gibi dondurmuştu ve kapıyı kapatmasıyla parça pinçik etmişti o hisleri. Böylelikle bitmişti her şey. İçini kavurup yakan acı son bulmuştu.

Ama Jungkook'a olan hisleri tam tersiydi, onun için üzülüyor onu merak ediyordu. Kısa bir zaman da olsa bir zamanlar aynı yoldaydılar, aynı şeyleri hissediyor aynı şeyleri hayal ediyordular. Dosttu onlar bedenleri dahi her şeylerini paylaşmışlardı. Yatakta yan yana yatarken aptalca sırlarını birbirlerine dökmüşlerdi. Aralarında kaçınışmaz bir bağ oluşmuştu artık.  Onun şu an ne yaptığını merak ediyordu. Hâlâ aynı evde mi, odasındaki kırmızı gece lambası hâlâ orada mı, hâlâ okul başkanlığında mı... Bunun gibi bir sürü soru vardı kafasında. Zamanında Jungkook kendisini çok aramıştı günlerce hatta haftalarca ama Hana sonrasında öfkesi geçtiğinde açmadığına pişman olmuştu.  Cesaret edip kendisi onu aradığında telefonunun kullanıma kapalı olduğunu fark edince büyük bir hayal kırıklığına uğradı.

Instagramdan yazmak aklına geldiyse de sonrasında onu rahatsız etmek istemedi. Belki de hayaline kavuşmuştu, belki de mutlu ve huzurluydu o da. Onu tanıdığı en iyi dost olarak kabul etti ve içindeki tüm iyi dilekleri ona iletti.

Bir gün, annesinin yanına gelmesine bir hafta kala okuldan eve gelirken görmeyi çok istediği biriyle karşılaştı. Yolda kendine tuttuğu şemsiyeyle yürüken arkasından biri, " Hana, " diye seslendi. Sesin sahibinin kim olduğunu kavrayamadan sert rüzgarı karşısına alarak arkasını döndüğünde ayakları yerden kesildi. Şaşkınlıkla çığlık attı. Onu belinden yakalayıp ayaklarını kesen şeyin, kişinin, kim olduğunda baktığında bir kez daha ama bu sefer daha normal bir sesle çığlık attı.

" Jungkook! "

" Sen nasıl- " Heyecanla bir şeyler söylerken Jungkook çoktan onu köşeye çekip dudaklarına yapışmıştı. Hana elindeki şemsiyeyi düşürdü şaşkınlıkla, boşta kalan elini onun yüzüne götürdü ve büyük bir istekle karşılık verdi. Onu ne kadar özlediği şimdi daha çok anlamıştı. Jungkook elleriyle Hana'nın ıslak saçlarına dokundu gülümsedi. " Uzamış. " Alnını öptü. Hana parmak uçlarına yükselip Jungkook'un saçlarına dokundu. " Seninkiler de." Sonra gülümseyerek ona bakarken gözleri doldu bir anda. Başını boynuna gömdü. " Ah seni çok özlemişim! "  Kollarıyla belini sımsıkı sardı. Yağmur damlaları göz yaşlarına karışırken Jungkook da ondam farksız halde değildi. Boynuna gömülen başı tekrar tekrar öptü, ben de diye sayıkladı durdu.

" Telefonlarımın hiçbirine cevap vermedin Hana, sana o kadar çok söyleyecek şeyim vardı ki. Ama şimdi sadece tek bir cümleyle her şeyi özetleyebilirim, her şeyi enine boyuna düşünme fırsatım oldu."

Ellerini Hana'nın omzuna koydu ona bakmasını sağladı ikisi de yaşlı gözlerle birbirine bakıyordu. Jungkook Hana'nın yüzünü ellerinin arasına aldı. Ona her şeyden önce söylemesi gereken şeyi sonunda söylemişti, itiraf etmişti.

" Ben o odada hiçbir zaman senden başkasını hayal edemedim. "

****





Kuzu no honkai yi izledikten sonra sinirden çok ağlamıştım içimde bir yarası vardı en azından böyle bir şey yazdıktan sonra içimdeki öfke yavaşça eridiğini hissediyorum şahsen ben bu kitabı içim huzur bulsun diye yazdım çünkü çok saçma bir şekilde bitmişti buradan bu animeyi kurgulayanın götünü sikeyim. Bilerek bu kadar kısa yazdım naaıl olsa daha çoook yazaacağım bekleyin beni 💋 umarım beğenmişsinizdir hoşçakalıııınnn.

CLASSIC LOVE || BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin