Origin
Mila hazırlanırken, annesi geç kalmamalarını tekrar hatırlattı. Amerika'da geçirdiğini on üç senesinin ardından umutsuzca tüm arkadaşlarını bırakarak İngiltere'ye gitmek doğru gelmiyordu ama sözde annesinin akıl hocası Hogwarts müdürü Albus Dumbledore onu tekrar yanına çağırıyordu.
Bir yandan annesinin okuduğu okulda okuyabileceği için şanslıydı. Annesinin İngiltere'nin safkan ailelerinden olup neden Amerika'da olduğunu hep merak etmişti ama annesinin hiç cevap vermemesi ardından bir süreden sonra sorgulamayı unutmuştu.
"Meleğim, gitmemiz gerekiyor."
Annesinin biricik meleği, babası ise kimdi bilmiyordu. Bunun hakkında konuşmazlardı. Aslında annesinin geçmişi hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyordu.
O sadece Mila Lestrange'di.
Umutsuzca araştırdığı geçmişte annesinin iki erkek kardeşi olduğunu biliyordu. Fakat başka bir bilgisi yoktu. İsimleri, onlar hakkında bilgileri... Hiçbir şey.
Valizini toparlayıp ayağa kalktığında odasına son kez baktı. Onu daha güzel bir ev beklediğini söylemişti. Daha güzel bir oda, yeni arkadaşlıklar. Hatta annesinin tahminlerine göre binası bile belliydi. Slytherin. Hogwarts'a gideceklerini öğrendikleri günün akşamına annesinin genç iken binasının bu olduğunu anlatmıştı. Onlar hakkında bilgi vermişti ve asla ve asla sınıf ayrımı yapmaması gerektiğini hatırlatmıştı. Ne muggle, ne melez, ne de safkan olmak önemli değildi annesi için. O Ilvermorny'de profesör iken bile tüm öğrencilerine daima eşit davranırdı.
Görevini tuhaf bulan öğrenciler olsa bile sevilen bir öğretmen olması, annesinin işini ne kadar sevdiğini göstermesinden kaynaklanıyordu.
Merdivenlerin başına getirdiği valizini annesi tek asa hareketiyle rahatça kaldırmış ve diğer valizlerin arasına bırakmıştı.
"Tüm eşyalar sihirle yollacağım. Biz ise bir gemi turu yapacağız. Biraz tatil yapmak ikimize de iyi gelecektir."
Annesinin çok düşündüğünü fark etmişti. Anlayamayacağını düşünüyordu ama dalıp gitmesi ardındaki tek gerçek buydu. Annesi geçmişinden kurtulamamıştı ve şimdi büyük ihtimalle geçmişi onu kovalıyordu.
"Hadi meleğim, aşmamız gereken yüzlerce deniz mili mesafe var. Ve büyük ihtimalle okyanustan nefret edeceksin."
Annesinin acıklı gülümsemesine yalnızca gülümsemekle karşılık verebilirdi. O hiçbir şeyden haberi olmayan küçük bir kızdı. Annesi ile birlikte sağa sola sallanıp duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Problem #Daughter of Snape
FanfictionMila her zaman annesine babasını sorduğunda onun hakkında bir şeyler söylemesini istemişti. Ama öyle olmadı...Onu asla öğrenemedi. Mila aşk çocuğu değildi, fakat annesinin bir tanecik meleği olduğunu biliyordu. İşlerin sarpa sarmaya başladığı nokta...