Fourteenth

1K 76 14
                                    

Fourteenth

"Mila... Seni seviyorum!"

Harry duraksadı. Sesindeki titremeyle birlikte umutsuzca başını eğdi, elleriyle oynamaya başladı. Daha iyisini yapabilir miydi?

Ayna karşısında bunu yaparken bile zorlanıyorsa yüzüne karşı nasıl söyleyecekti ki? Ron alkışlayarak arkadaşına baktı. Harry korkuyla arkasını döndüğünde Ron'u görünce derin bir nefes aldı.

"Sonunda bunu kendine itiraf edebildin."

"Ama yine de bu sandığımdan da zor. Karşımda yokken bile bu çok zor, eğer o yanımda olsa nasıl söylerim hiç bilemiyorum."

"Çok fazla düşünüyorsun. Özellikle de o hediyeden sonra seninle konuşmamaya devam etmesi seni fazlasıyla yıprattı. Bazen Sirius'un tavsiyelerine uysan mı?"

Harry isyan edercesine arkadaşına baktı ve ardından kendisini yatağa bıraktı.

"Tabii ki, sonuçta vaftiz babam onun annesiyle sevgili, hatta çok sürmez evlenirler. Mila ise belli etmese bile anne ve babasının bir arada olmasını istiyor. Tüm bu hengamede ona direkt olarak hislerimi söylemek onun kafasını karıştırmaktan öteye gitmeyecek."

"Harry bu onun aile meselesi, en azından ona destek olmak için yanında olmalıydın ama sen Malfoy'a o kadar takmıştın ki, Mila'nın senin için çabaladığını göremedin. Ee, onunla konuşacak mısın?"

Harry tavana baktı. Kollarını iki yana açıp bir şey kucaklamak ister gibiydi.

"Benimle konuşmuyor. Göz göze bile gelmiyor. Onunla konuşmak istesem bile ne diyeceğimi hiç bilmiyorum. Hata yaptım."

"Hadi onu bulalım."

"Nasıl?"

Ron arkadaşının elini tutup odadan çıkardığında kardeşi Fred ve George'u aramaya başladılar. Onları koridorda konuşurken bulan iki çocuğun ardından Ron Çapulcu Haritasını göstermelerini söyledi. Böylece Mila'nın yerini kolayca bulacaklardı.

"Mila Lestrange, gölün orada. Pansy ile beraber."

"Hadi!"

Ron arkadaşına destek olurcasına ittirdiğinde ikisi de koşarak koridorları geçmeye başlamışlardı. Harry şimdi ona ne söyleyecekti? Ona duyduğu hislerini mi? Yaptığı şeyin pişmanlığını mı?

Ama ikisi de bahçeye çıkıp gölün kenarına yaklaştığında artık bir şeylerin çözülmesi gerektiğinin farkındaydı. Pansy, Harry'nin geldiğini gördüğünde Mila'ya bunu söyledi. Mila ise arkadaşına sorun olmazsa uzaklaşmasını onunla konuşacağını söylediğinde Pansy Harry gelmeden önce yanlarından ayrılmıştı. Ron ise olacakları duymak için bir kenara gizlenmişti.

Mila, belini ağaca yaslamış bacaklarını uzatmış bir şekilde Harry'nin konuşmasını bekliyordu. Ama o da onun gibi sessizce ağaca yaslanmıştı. Onun gözlerine bakmazsa söyleyeceklerini daha kolay ifade edebilirmiş gibi geliyordu.

"Özür dilerim."

Mila göle bakmaya devam etti.

"Hatalıyım, anlamadan senden uzaklaştım. Duygularım karmaşıktı, söylersem neler olacağını bilmiyordum. En iyisi uzaklaşmak diye düşündüm."

"Harry Potter, Draco seni ilk anlattığında seni şımarık birisi olarak adlandırmıştım. Sağ kurtulan çocuk, herkes tarafından bilinen birisi. Ama yanılmıştım, Hermione ve Ron gibi birisiyle arkadaştın, bu seni iyi birisi yapardı. Çok konuşmamız yoktu belki ama uzaktan uzağa baktığımda bir şeylerin değiştiğini fark etmiştim. Seninle arkadaş olmayı istiyordum. O gece söz vermiştim, söz vermiştin. Birbirimizi koruyacağımıza... Yanılmışım. Beni sevmiyorsun değil mi? Sadece vaftiz baban annemle yakın diye bana yakın olmak zorunda değilsin."

Harry Mila'nın sözleriyle ayağa kalkıp kızın önünde durdu. Gözlerini gözlerine kitledi. Duygularını görmesini istiyordu.

"Mila... Yanılıyorsun, seni sevmediğimi nereden çıkardın?"

"Draco bana böyle söyledi. Beni sevmediğini bu yüzden benden uzaklaştığını söyledi."

"Mila..."

Kıza elini uzattı ve onun elini tutmasını bekledi. Mila uzatılan eli kavradığında Harry'nin yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. Yavaşça ayağa kalkan Mila, elini tutan Harry'nin gözlerine bakmaya devam etti.

"Sana bunu düşündürdüğüm için üzgünüm Mila. Ama gerçek şu ki, seni... Seni seviyorum. Sadece duygularıma karşılık bulamam diye senden uzaklaşmıştım ve bir de Malfoy ile olan yakınlığın var tabii..."

Mila hafifçe kıkırdadı. Duydukları onu gülümsetmişti. Mila ona değer veriyordu ve bu değerin karşılık bulması güzeldi.

"Draco arkadaşım Harry, ama sen ondan daha değerlisin. Bilmelisin ki, kim ne söylerse söylesin değişmeyecek bir değer bu. Seni koruyacağım, bedenen yanında olacağım, kalben ise ismini taşıyacağım. Seni seviyorum Harry ve bunu kimse değiştiremeyecek!"

Mila ve Harry birbirlerine sarıldığında Ron dinlediği yerden ayağa kalkıp bağırarak konuştu.

"Sonunda. Teşekkürler Yüce Merlin!"

 Teşekkürler Yüce Merlin!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Problem #Daughter of SnapeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin