Eight

1.3K 112 59
                                    

Eight

Leticia, hala hastane kanadında baygın bir şekilde yatarken Mila annesinin ayak ucundaki siyah köpeğin başını okşadı.

Annesi o geceden beri bu haldeydi ve sabaha kadar başında bekliyordu. Uyanmamaya ant içmiş olan annesine karşı ne yapacağını bile bilmiyordu. Babası bir müddet beklemişti ama sonra siyah köpeğin içeriye girmesiyle birlikte babası bir daha adımını atmaya cesaret edememişti.

Annesinin ayak ucunda uyuyan bu köpek annesinin koruyucu meleği gibiydi. Ve babasından nefret eden bir tarafı vardı. İçeriye giren Profesör Lupin ile Mila başını o tarafa çevirdi.

"Mila derslerine girmelisin. Annenin yanında ben beklerim."

Mila bir müddet tereddüt etti. O bir kurt adamdı ama annesi ona yardım etmek için çabalıyorsa iyi biri olduğunun göstergesiydi.

"Size güvenebilirim değil mi? Annem uyandığında bana haber vermeniz için..."

Mila elleriyle oynarken, annesine baktı. Sonrasında Profesörden alacağı cevabı bekledi.

"Merak etme Mila. Annen uyandığında hemen haber edeceğim."

Teşekkür edip odadan çıktığında Remus sakince yanındaki tabureye oturdu.

"Onun başında bekleyip, Snape'i kovaladığına inanamıyorum Sirius!"

Sirius animagus formundan çıkıp Remus'a güler bir şekilde baktı. Hemen ardından gözleri Leticia'yı buldu. Ona hala ilk günkü gibi bakıyordu. Duyguları derya deniz misali taşıyordu ama gel gör ki sevdiği kadın başkasını seviyordu.

"Ondan hala çok hoşlanmıyorum diyelim."

"Bazı şeyler hala aynı kalıyor. Değişmiyor."

"Bunu iyi mi algılamalıyım Aylak? On üç seneden sonra benim açımdan bazı şeylerin aynı kalması, fakat diğerlerinin fazlasıyla değişmesi trajikomik geliyor."

Remus derin bir nefes aldı. Sirius ise kendisiyle iç savaştaydı. Sevdiği kadının bir çocuğu vardı. Bu beklediği bir durumdu. Onunla bir geçmişi yoktu. Arkadaşlardı ve böyle devam etmişti. Çocuğunun babasının Snape olması Sirius için içinden çıkılması zor bir hengameye çekmişti.

"Seni anlıyorum Sirius."

"Beni anlayamazsın, o yerde suçsuz yere ben bulundum. Neler çektiğinden haberin var mı senin?"

"Bu durumda tartışmayalım."

"Bence gitmelisin Aylak!"

Remus Sirius'un fazlasıyla sinirli olduğunu anladığında olumlu bir şekilde başını sallayıp ayağa kalktı. Sinirli olmakta haklıydı. Ona inanmamıştı. Leticia ağlayarak Sirius'un bunu yapmayacağını herkese anlatmaya çalışırken, en yakın dostu olarak ona inamamıştı. Remus'un çıkmasıyla birlikte Sirius Leticia'ya döndü.

"Uyanıksın biliyorum. Numara yapmakta berbatsın. Ki, Remus bunu anlamayacak kadar salak."

Leticia gülerek ve hafif yüzünü buruşturarak gözlerini açtığında Sirius özlemle kadına bakıyordu.

"Bir kere de kanmış olsan ne olurdu?"

"Pek bir şey değişmezdi!"

Leticia hafifçe doğrulup yaslandı. Etrafı taradı gözleri ama kızını hiçbir yerde göremedi.

"Kızına baktıysan derslere girmesi gerekiyordu. Snape'e baktıysan onu revire sokmadım."

Sirius yüzünde kendini beğenmiş bir ifadeyle baktığında Leticia olumlu bir şekilde başını salladı.

"Seni tekrar karşımda görmek beni mutlu ediyor. Her ne kadar kaçak olsan da ben suçsuz olduğunu biliyorum. Sen en yakın arkadaşlarına zarar vermezsin."

"Bunu senden duymak beni ayrıca mutlu ediyor."

Leticia, Sirius'a baktı. Onun gözlerinde hala bir değeri olduğunu bilmek kalbini acıtıyordu. Onu hala sevdiğini bilmek gururunu okşasa da keşke kalbine seçme şansı verebilseydi. O zaman Snape yerine kesinlikle Black'i seçerdi.

"Mila tatlı bir kız. Hiç babasına çekmemiş, gerçi Sümsükus ile birlikte olman beni şaşırttı."

"Biz birlikte değiliz. Sadece onu kullandım."

"Bu ilginç işte..."

"Komik bir şekilde, ona aşık olduğumu biliyorsun. Lily ve James'in evlendiği gün, o kadar üzgündü ve sarhoştu ki, aslında işime gelmişti. Tek gecelik bir ilişkiydi. Sabahında birçok hakeretle uyandım ama umrumda değildi. Zaten İngiltere'den ayrılacaktım. Sadece düğün işi bunu ertelettirmişti. Ertesi gün Amerika'ya gitmek için yola çıktım. Sonrasında ise bir ay sonra kendisini belli eden meleğime hamile olduğumu fark ettim. Bunun için pişman değildim, ilk başlarda onu seviyor muyum, yoksa takıntılı mıyım diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum."

Gözlerinin önüne gelen saçlarını hafifçe geriye attı. Sirius ile göz göze geldi.

"Bundan pişman değilim. Mila doğduğunda hayatım daha farklı bir noktaya geldi. Birine tüm sevgini vermek ve onun gülümseyişini görmek çok güzel bir duyguydu. Belki o zamanlar çok cahildim ama şimdi çok iyi bildiğim bir şey var. Kalbime seçim şansı verseydim ve Mila'nın babasının kim olmasını seçebilseydim bu kişi sen olurdun Sirius.

Kalbimi binbir parçaya bölüp, hala bölmeye devam eden birini sevmek aptallıktan başka bir şey değil. Yıllarca geçmişten kaçarak saklandım, meleğimi tüm bu hengameden uzak büyüttüm ama görüyorum ki bunun içine çekiliyoruz."

"Leticia..."

"Okuldan ayrılacağım. Hogwarts asla bana göre bir yer olmadı. Burası Ilvermorny'den çok farklı. Geçmişi insanı çekiyor."

"Peki ne yapacaksın?"

"Önceliğim senin suçsuz olduğunu ispatlamak, sonrasında bir aile olmayı deneyebiliriz. Sen, ben, Mila ve vaftiz oğlun Harry."

Sirius yüzü aydınlanırcasına parladı. On üç seninin ardından böyle mutlu olacağını bilseydi, çektiği ızdıraplara üzülmezdi.

Problem #Daughter of SnapeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin