Ninth

1.2K 92 12
                                    

Ninth

"Anne ayrılmak istediğine emin misin?"

Mila annesinin eşyalarını toparlamasına yardım ederken, suskun annesini konuşturma peşindeydi.

"Aslında hiç gelmemeliydik. Ama belki de senin için en iyisi buydu!"

Mila annesinin kitabını raftan indirirken, Leticia düşünür bir şekilde koltuğuna oturdu.

"Baban ile yaptığım kavgaların seni yıprattığının farkındayım. Sana ona duyduğum nefretten dolayı, hakkında yanlış şeyler söyledim."

"Aslında ondan nefret etmiyorsun değil mi anne?"

Leticia Mila'nın sözleri üzerine şaşkınlıkla baktı. Kızının nasıl büyüdüğünü anladı. Ne kadar zeki ve güzel bir kız olduğunun farkındaydı.

"Kalbimi kırdı ve kırmaya devam ediyor Mila. Onu sevemem."

Mila annesinin gözlerine baktı. Babasının onu sevmesini o kadar çok isterdi ki. Bir aile olmayı, gerçek bir aile... Fakat babası annesine asla o şekilde bakmamıştı. Mila için belki ilgi gösteriyor olabilirdi ama yalnız kaldıkları her anda birbirlerini öldürecekmiş gibi davranıyorlardı.

"Dumbledore ile çoktan konuşmuştum. Hatta birini bile önerdim ona. Sybill Trelawney. Onu seversiniz biraz garip olsa bile. Bunu çok önceden planlamıştım, belki de burada hiç olmamalıydım. Belki de gerçekleri hiç öğrenmemeliydin."

"Anne babamla her ne yaşamış olursan ol, yine de o benim babam. Bunu benden gizlemen oldukça kötüydü zaten."

"Umrumda değil. Sen bir Lestrange'sin. Asla onun soyismini kullanmayacaksın. Asla ona başkasının yanında baba demeyeceksin beni duyuyor musun Mila. Seni korumalıyım. Seni kendi akrabalarımdan korumalıyım. Kardeşlerimden korumalıyım. Sen benim her şeyimsin. Duyuyor musun beni? Kimse bilmeyecek."

Mila annesinin korkusunu iliklerine kadar hissediyordu. Kaybetmek istememenin verdiği o malum korku. Gözleri titriyordu. Leticia kızının kollarını sıkıca tutuyordu. Elinden kayıp gitmemesi için. Mila ise canı yansa dahi bunun hakkında tek kelime etmiyordu.

Kimse bilmeyecekti ama o gece Harry, Ron ve Hermione öğrenmişti.

"Ama o gece..."

Leticia bir an durdu. Kızının ne söylemeye çalıştığını az buçuk tahmin edebiliyordu.

"Onlara güveniyor musun?"

"Güveniyorum onlar asla söylemez!"

"O zaman bende güveniyorum."

Annesi sıkıca sarıldı ta ki, kapı açılıp başını uzatan babası yüzünden tüm bu durum bozuluvermişti.

"Leticia seninle konuşmam gerekiyor gelebilir miyim?"

Mila annesine ve babasına baktı. Özel durumlarda ne yapılacağını bilen Mila annesini öpüp sessizce odadan çıktı. Severus içeriye girip Leticia ile baş başa kaldığında bir müddet sadece sustular. Eskiyi dönen anılarıyla baş başa kaldılar.

"Senden bir şey istemiyorum. Kızımda istemiyor, sadece toplum içinde mesafeli olmanız yeterli."

"O benimde kızım, ona bir yabancı gibi davranmamı isteyemezsin."

"Öyle davranmalısın! Davranmak zorundasın. Neden benden nefret ettiğin gibi ondan da nefret etmiyorsun ki?"

"Yüce Merlin aşkına, senden hiç nefret etmedim, o gün uyandığımda yaptığımız şey hataydı, sen benim arkadaşımdın ve biliyorsun Lily..."

"Ben senin arkadaşın değildim Severus, senin Lily'e karşı hissettiklerine karşılık ben sana aynı şekilde hissediyordum. Ama artık öyle düşünmüyorum. O gece bilerek seninle oldum. O gecenin sabahında bana hakaretler etmen hiç de umrumda değildi. O gece senden hamile kalacağımı biliyordum. Ben o küçük cahil aklımla sadece sevdiğim adamın çocuğunu taşıyacağıma inandırdım kendimi, gerisi umrumda değildi. Ona her baktığımda seni görecektin. Sen ister Lily'e aşık ol ister başkasına. Senden bir parça ve benden bir parça daima karşımda olacaktı."

"Leticia..."

"Artık umrumda değil! Hâlâ ölü birine aşık olan sen, umrumda değilsin. Ben kızım için varım. Ve senin kızımdan uzak durmanı emrediyorum Severus. Çünkü onu korumak için çok şey yaşadım ve o öğrenilirse daha çok şey yaşarım. Rabastan ve Rodophus onun safkan olduğuna inanırsa ona zarar vermezler ama bir melez olduğunu anladıklarında onu öldürürler bunu kaldıramam. Kızımı korumalıyım ve sen onun hiçbir şeyi olarak durabilirsin ancak yanında."

"Soyadını taşımak onu daha da tehlikeye atmaz mı?"

"O ve onunun saçma ölümyiyen tarikatının kızımdan haberi yok kimsenin yok. Abilerimin haberi olduğunda onun sadece safkan olduğunu söyleyeceğim bunların hiçbirine bulaşmayacak. Onu korumak için o kadar koruma büyüsü öğrendim ki, yüce Merlin görse hayretle bakardı. Ona dokunamayacaklar Severus. Ama sen planlarım için bir tehditsin."

Snape karşısında eski arkadaşından eser göremiyordu o değişmişti. O çok değişmişti. Mila onu fazlasıyla korkulası koruyucu bir insan haline getirmişti. Snape onun yaşadıklarını göz önüne aldığında çok daha iyi anlıyordu. Leticia'nın Sirius ile arkadaş olması abileri için fazlasıyla kabul edilemez bir durumdu. Yaptığı baskıları hatırlıyordu ve kendisine anlattıklarını. Mezun olduktan sonra evleneceği kişiden kaçtığını öğrendiğinde ortalık fazlasıyla karışmıştı. Ailesi onu gördüğü yerde öldürecekti. Sonra Lily ve James'in düğün gününde ortaya çıkmış ama ertesi günün öğle vaktinde yine ortadan kaybolmuştu. Snape o zaman kendini suçladı. Ona söylediği sözler bir insanın kaldırabileceği sözler değildi. Leticia'da kaldıramamıştı. Onu on üç sene sonra Diagon yolunda gördüğünde şaşırmıştı.

"O benim kızım Leticia, onu yanında daima koruyabilirsin ama Hogwarts'tan ayrılacaksın. Bırakta onu uzaktan uzağa koruyayım. Ben onun babasıyım ve sen istesen de istemesen de bunu yapacağım."

Düşüncelerini tartar bir şekildeydi. Mila'yı babasından uzaklaştırma hakkına sahip değildi. Yıllarca onun baba özlemine içerlemişti ve bunu tekrar kızına yaşatamazdı.

"Sen onun babasısın ama onu tehlikeye sürükleyecek tek bir anda onu senden kopartırım Severus Snape."

Leticia ve Severus birbirlerine asla aynı bakmayan iki insandı. Belki de roller değişmişti. Şimdi ise içlerinden birisi aşık diğeri ise arkadaş olacaktı.

Problem #Daughter of SnapeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin