Büyük biri bilinmezlik...
4 yaşında babasını 7 yaşındaysa annesini kaybeden sevgiye muhtaç bir kız...
İkizinden büyük bir darbe almasının acısını sindiremezken, düştüğü Bu 4 duvarlı odanın, ne kadar sakin görünsede içinde katillerin çam ağaçlarını...
Medyada; Pinhani Dünyadan uzak. Açmanızı tavsiye ederim. Bölümle çok uyumlu.
Selam Başrol'lerim🌙 Biraz duygu yüklü bir bölüm oldu. Uzun bir aradan sonra uzuun bir bölümle karşınızdayım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüme başlamdan önce çalıkuşu dizisinden bir söz paylaşmak istiyorum;
" Sana ihanet etmiş sayılmam için hakikatte sevgili olmamız gerkiyor..."
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Bana yorumlarda fikirler verirseni sizinde istediğiniz bir hikaye yayınlanmış olur.
İyi okumalar🥰🌙
☆☆☆☆☆☆
Kuruyan dudaklarımı ıslatarak zorlukla konuştum; "Sen kimsin?" Kafasını diğer tarafa çevirerek: "Bana beni sorma." Dedi. Sözlerinde bir duygu aradım acı,mutluluk,hüzün?
Duygusuz çıkıyordu sesi. Acılarını bu duygusuzluk sayesinde saklıyordu. Yada nasıl saklayabiliyordu? Umursamaz davranmakta bir marifetti içinde yangınlar yanarken.
Yangına körükle gittim;
"O zaman ben ne yapmalıyım? Seni tanıyor muyum emin bilr değilim."
Ani çıkışına bir an duraksadı. Gözlerini gözlerime kenetleyerek,
"Ben bile kendimi tanıyamazken, sen beni nasıl tanıyabilirsinki?"
Sözcükleri zihnimde tekrar ederken acı acı gülümsedim. Yada acılarım bana gülüyordu...
Sesini tekrar duydum;
"Uyu artık. Ormanda değiliz,güvendeyiz."
Verdiği komutla yatağı arşınladım. Yeşillerim siyahlarına bürünürken tekrar ettiğim sözcükler aynıydı; 'Ben bile...'
••••••••••
Kafamı siyah yatağa gömülmüş Bora'ya çevirdim. Siyahlara bürünmüştü. Her zaman böyle giyinirdi zaten. Sanki siyah kendisiymiş gibi içine hapsederdi. O'nun için siyah bir renk değil kabustu. Ve O kabuslarına sımsıkı sarılarak her gece uyurdu.
Benim içinse siyah... Oydu. Ben O gün bir şeyi fark etmiştim. Acıyla yanan yüreğim buna bir delil gibi hızla atıyordu.
Ben Siyah'ıma aşık olmuştum...
Ben umuduma aşık olmuştum...
Odada yanıp sönen los ışık yakisikli yüzünü aydınlatıyordu. Saçlarını hafifçe okşadım. Benim bilmediğim ne kadar acı çekmişti? Belkide unutmaya çalışıyordu... Vazgeçmişte olabilirdi, acılarıyla boğulmaktan.
Kendisini siyah'ın ellerine bıraktığını sanıyordu. Şunu bilmiyorduki; siyah kendisiydi.