Neden?!/7.bölüm

112 102 41
                                    


Bazen hayat duruyor sanki.

Bazen etrafında neler döndüğünü anlayamıyorsun.

Bazen terk edilmişliģo öyle bir hissediyorsunki çoktan ruh8n bedeninden ayrılmış oluyor.

Bazen terk edilmişliģo öyle bir hissediyorsunki çoktan ruh8n bedeninden ayrılmış oluyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Umudunuz için yaşayın...
Eğer bor umudunuz varsa katrankarasinda bile ciliz bir sokak lambası aydinlatır yalnızlığınızı🌙

Uzun bir bölüm oldu. Neredeyse 3 bölüme tekabul ediyor. İyi okumalar🖤

☆☆☆☆☆☆

1Numara'nın adını öğreneli tam bir hafta oluyordu. Ve gizli bir depoda saklı kılıç ve yaylar bulmuştuk. Bunlarla ne yapacağımızı bilemiyordum. Şuanda bile tam olarak ne yaptığımı bilemiyorum.

"Bora"
Ters gözlerle beni süzdü. Şaşırmış gözlerimde oyalandı bir süre;
"Ne oldu?"
Elimdeki çiğ balığı göstererek;
"Bunları çiğ çiğ mi yiyeceğiz?"
"Seni yer diye mi korktun?"
"Hayır korkmadım ama bu balık bana bakıyor sanki."
Ateşin üzerine balıkları koyarkenki ciddiyeti beni güldürüyordu.
Dudaklarımı gülmemek için birbirine bastırdığımda ortaya çıkan garip sesler çok korkunçtu.
"Gülüyor musun?"
"Hayır."
"Niye gülüyorsun?"
"Gülmüyorum dedim ya!"
"Devam et sen."
Kafamı sallayarak parmaklarınla kumlara yazı yazmaya devam ettim;
'Bora Yalnız'. Bu ismi binlerce kez yazarak siliyordum. O'nun neden burada neden olduğunu düşündüm bir an.
"Bir adamı döverek komalık ettiğin için mi hapise girecektin?"
"Bunuda nereden çıkarttın?"
"Yani... bir adamı dövdüğün için mi hapise girecektin'de senide buraya getirdiler?"
"Hayır."
Gözleri sözlerimi onaylamadığını fazlası ile belli ediyordu. Başımı hafifçe eğdim ve yazdığım ismi bir kez daha sildim. Ve tekrar yazmaya devam ettim.
"Adımı artık ezberlediğini sanıyordum."
"Ne?"
"İsmimi binlerce kez yazarak silmenin sadece iki nedeni olabilir.1.Neden;
'Adımı fazlası ile beğendin.'"
Kafamı onaylamazca salladım. Cevap bu değildi! Sorusuna devam etti. Yada bildiğini sandığı ama gerçekte cevabını bilemediği sorulara;
"2. Neden' ki bu gerçek nedeni;
'Bana acıdın.'"
Kafamı onaylamazca sallamadim bu defa
.
"Bu doğru cevap değil mi?"

Umursamazca başını gökyüzüne çevirdi.

"Cevap vermediğine göre."

Kendini çok güçlü ve umursamaz sanıyordu ama öyle olmadığının ikimizde farkındaydık. Tamam benden ve burdaki çoğu kişiden güçlü olduğuda bir gerçekti. Ama duygusal yönden etrafına bir duvar değil bir kale ve onun içinede silahlı süvariler yerleştirmişti. Bu onun kulesiydi. Gerçekte O bu kalenin herkes tarafından sevilen Kral'ı değil; yalnız prens'iydi.
Filmlerdeki güçlü Kral'dı. Romanlardaki Kara şövalye. Gerçek dünyada reis. Ama kendi kalesinin içinde yalnız...Yapayalnız...

Başımı kendime çektiğim dizlerime gömdüm adeta.

"Korkma söyle. Bana acıdığın için binlerce kez... sindirmek için ismimi yazıp sildiğini."
Dahada sessizleştim.
"Cevap versene!"
Bağırmıştı. Çaylağı olan bana ve yine hiçbir ise yaramayan sadece peşinde dolaşan aptal bana.

BaşrolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin