Suç mahali/2.bölüm

141 113 63
                                    

Hayat bir bisiklete binmek gibidir. Dengenizi korumak için hareket etmeye devam etmelisiniz.
Albert Einstein

'Hiç sordunuz mu birine,bisiklete binmeyi biliyor musun?' diye.

Aslında bende hiç sormadım. Belki dengemi hiç koruyamamisimdir.
'Benim şuanda hareket etmeye bile halim yok' dersin ama yine ve yine denersin. Sonunda ölüm olsada. Birgün birisi bana;

"Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun?" diye sormuştu. İçinden 'Boşuna' demiş.

"..." Susmuştum. Ona diyememiştim'ki
"Öleceğini bile bil yaşıyorsun oysaki.
Ya sen? Sen neden vazgeçmiyorsun?"

Ya sen? Sen neden vazgeçmiyorsun?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İyi okumalarrr!

☆☆☆☆☆☆

Burçin'den;

Elimdeki silahı yavaşça çantamın içine atmıştim'ki odaya Burcu girmişti. Herzamanki neşesiyle; "Uyan,Ey uyuyan!" dediğinde gözgöze gelmiştik.
"Bugün erkencisin."

'Evet' anlamında başımı sallamakla yetinmiştim. Burcu'yla ne kadar aynı gözüksekte aynı değildik işte. Burcu her zaman boynuna fular takardı. Kimse nedenini bilmezdi bir ben hariç. Annemin öldüğü günden kalan acı bir anıydı boynundaki o yara. O neşeliydi benim tersime,Ben soğuktum.

"Yine ve yine, beni hiç takmıyorsun."

"Alışamıyorsun" dedim dalgaya vurarak.

"Alışmam!" dedi ellerini beline koyarken. Gün yeni başlamıştı ama bugünün hiç iyi geçeceğini sanmıyordum.

"Geometri hocası bıyıklı olan mıydı?"
dedim, konuyu değiştirmeye çalışarak.

" Ya! Bir ayda nasıl hepsini unutabilirsin? Ay boyunca ben gölgeyim, hatırlatıyım."

"Tamam,tamam" dedim. Kapıya doğru yol almışken Burcu'nun kınayan sesini duyuyordum; "Aye! Son bi kere tekrar edelim." dediğinde herzamanki gibi kafamı salladım; "Başla."

"Fizikçi bıyıklı, kimyacı sarı sakallı, coğrafyacı kel," dedi, hafif bir bıkkınlıkla. Arkamı dönmüşken sessiz ama sinsi sesini duyabiliyordum; "En önemlisi... Rehber hocası, onu coğrafyacıyla karıştırma. Oyar valla seni." dedi.

Annem... O gece devlete göre annem ve Burcu Özer ölmüştü. Yani, tek yumurta ikizim. Ama sorun şuyduki; Burcu ölmemişti. Boynunda tek yanık iziyle o günü atlatmıştı. Tek kimlik ama iki farklı hayat vardı. Burçin Özer kimliği altında Burcu Özer'de yer alıyordu. Bu yüzdende bir ay aralıklı okula dönüşümlü olarak gidiyorduk. Okul benim soğukluğuma zıt neşeli olan Burcu'yu kişilik bozukluğum var olarak algılıyordu. Burcu dışarıdakilere göre Burçin'di.

"Anladım. Coğrafyacı sarı bıyıklı."
dememle alaylı bir kahkaha attım...

Akşam üstü Burçin;

BaşrolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin