Novena Parte🦄

177 13 16
                                    

*yukarıya koyduğum şarkıları bölümleri yazarken dinliyorum. bence bölümün ruhu onlar*

Yatmam ile kalkmamın arasında saniyeler varmış gibi hissettiren bir gün geride kalmıştı. Burnuma gelen güzel kokularla banyoya doğru ilerledim. Yüzümü yıkarken biri kapıya vurup beni rahatsız etti

"Ömür boyu uyuyamazsın Natasha"

"Kes sesini Clint kalktım"

"Gözlerine inanamayacaksın. Tony erkenden kalkıp kahvaltı hazırlamış" 

Yüzümü havluya kurularken sırıtıyordum Tony ve kahvaltı hazırlamak birbirinden oldukça uzak iki şey. Üzerime kahverengi bir ceket atıp merdivenleri ağır ağır indim. Mutfakta önlük ile kahvaltı hazırlayan Tony, ona bulaşan Clint ve ikisini sırıtarak izleyen Steve yüzümde kocaman bir gülücük oluşturdu. Onları saatlerce izlemek istiyordum ki Steve beni fark edip gülümsedi.

"Günaydın"

Gülümseyip aynı şekilde karşılık verecek iken Tony elindeki kaşık ile bana döndü. Önce Steve'e sonra bana boş boş bakıp kaşlarını çattı.

"Günaydın mı? Öğlen oldu. Erkek arkadaşın sabah koşusunu yapalı beş saat oluyor" bana dönüp fısıldayarak "O kasların nasıl oluştuğu belli oldu" dedi ve gülerek önünde döndü.

 Tam o benim erkek arkadaşım değil diyerek itiraz edecektim ki Steve konuşmaya başladı

"İstersen senin de kas yapmana yardımcı olabilirim Tony"

"Almayayım canım" Clint'e dönüp gözlerini devirdi "Belli ki bu oğlan çocuğu henüz benim kaslarımı görmemiş"

Herkes mutluydu kimse şikayet etmiyordu ama biliyorum başımızın büyük bir belada olduğunun farkındalar. Öyle ki Tony bile gergin. 

Kahvaltı için masaya oturduk. Yemek yenirken neredeyse kimse konuşmadı. Ancak sonrasında, bir sürü sorunla karşı karşıya olduğumuzu ve konuşmamız gerektiğinin farkına vardık.

"Tony" söze başlaması gereken kişi bendim ya da en azından öyle düşünüyordum "bize bir şeyler anlatman gerekmiyor mu?"

"Bize bir şeyler anlatması gereken kişi Barton" dedi arkasına yaslanarak

Clint sessizdi. Konuşmaya niyeti yok gibiydi.

"Peki" dedi Steve sessizce "madde madde ilerleyelim. İlk olarak bu adamlar kim ve niye peşimizde"

Bu soruya cevap verecek tek kişiydi Clint. Cevap vermeyeceğini düşünmüştüm ancak konuşmaya başladı

"Her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmaya çalışacağım ama cümlem bitmeden lütfen beni bölmeyin olur mu?"

Clint'in yanında oturan Tony elini omzuna koydu

"Dilediğin kadar zamanın var dostum"

Steve ve ben de başımızı salladık. Burada güvendeydik ne olursa olsun.

"En başından anlatmam gerekecek. Steve'in nasıl bir insanla komşu olduğunu bilmesi gerek" gülümsedi ve devam etti "Hırsızım ben"

"Hırsız değilsin" dedi Tony "senin yaptığın şeyin adı iyilik. Olsa olsa adalet olur ama hırsızlık değil"

Clint başını eğdi bizde ona biraz zaman verdik.

"Aşırı zengin olan ve bu zenginliği tamamen kötü yollarla kazanan insanların evinden bir şeyler araklıyorum. Bazen buna iyi insanların canını yakanlar da dahil oluyor. Maria isminde bir arkadaşım var bazen soygun yapacağım kişiler hakkında bana bilgi verir. Her zaman yaptığım şeyi yapacaktım. Sessiz bir şekilde eve girecektim işi bitirip çıkacaktım ama bu adam diğerleri gibi değildi. Adı Paul, Paul Brown. Hayatınız boyunca görebileceğiniz en iğrenç insan. Aklınıza gelecek tüm kötülükler yapmış" Suyundan bir yudum alıp devam etti "Manhattan'ın çıkış yerinde kocaman bir malikanesi var. Oldukça zeki biri. Astrofizikle uğraşıyordu yanlış hatırlamıyorsam dimi?" Tony'e bakıp onay aldı "Eve girdim ve yatak odasının duvarında asılı olan tabloyu aldım. Her şey planlıydı. Paul o gece bir davetteydi ve evde yalnızca karısıyla bir kaç hizmetli vardı. Her şey kolay olacaktı ve oldu da ama..."

Romanogers //Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin