"Bu yaptığın saçmalık romanoff"
Steve natasha'nın yanında yürüyebilmek için çok çaba sarf ediyordu. Genç kız bir kaplan kadar hızlı koşuyor,
yürüyordu.
"Bak steve" genç kız aniden durunca, steve ile burun buruna geldiler. Steve 1 adım geri çekildi ve natasha konuşmaya devam etti.
"Bu seni ilgilendiren bir mesele değil. Ben kendim çözebilirim. Çocuk değilim"
"Çocuk değilsin ama aptalsın"
Natasha gözlerini kısıp sinirle steve'e baktı. Arkasını dönüp yürüdü ama artık koşmuyordu.
Ormanda bu kadar ileri daha önce hiç gitmemişti genç kız. Köşede duran kulübeyi de ilk defa görüyordu"Şurada bir kulübe var" dedi steve. Natasha gözlerini devirdi
"Kör değilim"
Sessiz adımlarla kulübeye ilerlediler. Steve camlardan içeri bakarken, natasha da kilitli olan kapıyı açmaya çalışıyordu.
Kilit çok sağlamdı ve eliyle de açamayacak gibi gözüküyordu. Derin bir nefes alıp sertce bir tekme attı ve kapının kilidi yere düştü. Zafer gülümsemesi atarken steve ona deliymiş gibi bakıyordu."Burada seni yiyecek kimse yok steve. İçeri girebilirsin"
"Oçoro gorobolorson"
Son bir kez etrafına bakıp kapıdan içeri girdi..
Steve
Tozlu ve eski bir evin içindeydik. Clint'i nereye götürdükleri hakkında bir fikrim olmasa bile natasha ile gelmiştim. Bir yanım yanından ayrılmamam gerektiğini söylüyordu.
"Öylece suratıma bakmaya devam mı edeceksin??"
"Hı?" Dedim şaşkınca.
"Bir soru sordum. Gidecek miyiz burda mı kalacağız"
"Delirdin mi natasha? Burada nasıl kalabiliriz" mahvolmuş evi gösterdim.
Koltuğa oturup çantasını eline aldı.
"Ben buradayım steve. Gelmek isteyen sendin. Gidebilirsin" son kelimesine vurgu mu yaptı bana mı öyle geldi?
Bende yanına oturdum.
"Kalıyorum"
Ben oturunca zafer gülümsemesi ile ayağa kalktı.
"Şimdi şu evi adam edelim"
Yarım saat önce hıçkırarak ağlayan kızın, şimdi sevinç nâraları atması garip geliyordu. İşte onu tanıdığım kadarı ile her işin tam olmasını isteyen biri.
"Ya bu evin bir sahibi varsa"
"Umrumda değil"
Kafamı salladım.
"Clint'i bulmak için aramamız gerekmez mi nat? Az önce ağlıyordun çünkü"
Aniden ciddileşti ve gözlerini gözlerime dikti."Mantıklı düşünemiyordum. Daha az önce kaçırılan birini aramak aptallıktan başka bir şey olmaz. Tony.." gözlerini başka bir tarafa dikti.
"Tony de bize yardım etmez. Clint'in iyi olduğunu öğrenmemiz lazım. Şimdilik sadece bu"
"Daha sonra?" Diye sordum hayranlıkla.
"Sonrasını sonra düşünürüz. Hava kararıyor. Yapabilecek bir şeyimiz yok steve. Yarın olunca yapabileceklerimize bakacağız"
Kafamı tekrar salladım.
Günün geri kalanında nat ile evi inceledik. Neler yapabileceğimizi konuştuk..
Yarın için hem korku hem heyecan duyuyordum.
Aşk böyle bir şey mi? Korku ve heyecan.
🍀
💌
💛
🍀