5.bölüm

50.9K 2.2K 337
                                    


ÖNCE PARLAT⭐️SONRA OKU! 🖤

İntiharın günahı, cehennem olmamalıydı..

Ölüm kadar sessizdi ona gelen ihanet..Kalbine kırk yerden kırbaç yedi Arslanoğlu,duyguları alaşağı olurken ruhen çöktüğünü de hissetti.Utandı, rezil bir şekilde kendinden tiksindi şu an.

Babaannesi biliyor muydu? Onun için mi bu kadar ısrarcıydı? Düşünüyor, düşündükçe zihni allak bullak oluyordu.

Resmen amcası oğlunun dokunduğu kadını alıp onun karısı yapmışlardı... Yüzünü buruşturdu, midesi bulandı.

Düşündükçe irdeledi irdeledikçe emin oldu, kesinlikle Esma hanımın haberinin olduğundan. Çünkü zaafını en iyi kendisi biliyordu.

Ulan anlatmak çok mu zordu?

Yalnızca dakikalar önce kulağına fısıldamış kadınım demişti..Bundan sonra baharı birlikte geçireceğiz demişti.. Korkmamıştı Dila. Tebessüm etmişti yalnızca bedenleri bir olurken..

Ellerini saçlarından geçirip bir sigara daha yaktı. Hazmetmek kolay mıydı böyle bir şeyi? Omuzları çökerken, içindeki tüm duygular şiddetli bir sarsıntıyla yıkıldı bir bir..

Ve o enkazın altında  sarı saçlı masum masum bakan o kız tek kaldı..

"Anlat!" Dedi kendini sakin kalmaya zorlayarak...
Göz ucuyla anlık baktı yatağın kenarına sinmiş kadına.Yüzüne bakmak dahi istemedi..

Sessiz kaldı Dila. Az önce kalbi o güzel sözlere inandığı için kendi kendine kızdı durdu.. Şimdi tüm hıncını yine kendinden çıkarıp diline yedi kilit vuracak konuşmayacaktı.

'O çok sevdiğin papatyalar gibisin kadın, dokunsam incinecekmişsin gibi dokunsam solacakmış gibi...çok narinsin Dila.'

Dakikalar öncesi ruhunu okşayan cümleler şimdi bir bir ruhunu kanatıyordu... İnanmıştı çünkü..

Çarşafı farkettiği an kaşları çatılmış hemen sormamıştı Mirhan.. Beklemişti. Dila'nın gözlerine bakıp bir ifade, bir nasıl olur böyle bir şey diye şaşırmasını aramıştı.. Ama Dila öylece durup ağlayınca anlamıştı tabii kandırıldığını ...

Feleğin sillesi ağırdı.

Büyük odanın içinde yalnızca Arslanoğlu'nun sert soluğu çarpıyordu duvarlara. Dila'nın sessiz sessiz ağlama sesini dahi bastırıyordu o öfkeli soluk.

Çıplak ayaklarla parke zeminin dövülen sesini işitti kulakları. Dizlerini birbirine bastırıp karnına doğru çekmiş küçülttükçe küçültmüştü kendini. Kollarını da bağlayarak alnını üzerine bastırmıştı. Bakmıyordu yüzüne lakin hissediyordu ona doğru yaklaştığını.

Karısının karşısındaki duvara sırtını dayayarak yere oturdu Mirhan,bir ayağını uzatıp diğerini dizinden kırıp tabanını yere bastı..Bir kolunu o kırdığı dizinin üzerinden sarkıtırken diğeriyle yudum yudum sigarasını içti..

"O.." dedi, durdu..Kendi kanından canından olan şahısın adını bile söylemek istemiyordu. "Yani babaannem biliyor muydu?" Diye sordu bıçak gibi keskin bir sesle..

Hayır de diye içinde kıyametler koparttı. Namusumuz namusumuz derken bunun için olmamasını diledi.

Botan için bir kez daha yakılmayı kaldıramazdı yüreği.

Tepki vermeyen kadınla daha da gerildi bedeni.

"O biliyor muydu ulan?" Dedi kükreyerek. Sesiyle dizlerini biraz daha kendine bastırdı Dila. "Anlat lan anlat planlarınızı anlat?"

MECRUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin