30.Bölüm

52K 1.7K 1.5K
                                    



ÖNCE PARLAT⭐️

Yorum sınırı: 2K

Bölüm şarkısı: Senin için Değer...



Bilesin ki; atın iyisine doru,yiğidin iyisine deli derler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Bilesin ki; atın iyisine doru,yiğidin iyisine deli derler...
-Şeyh Edebali -

Ne demişlerdi; kul plân yaparken, kader gülermiş. Ademoğlu kendi hayatı ile ilgili ne türlü plân ve programlar yaparsa yapsın ne şekilde hayaller kurarsa kursun nitekim her şey kaderin çizdiği yol doğrultusunda ilerliyordu..

'Yaşam, bizim plan ve hayallerimizin değil kaderin tecellisinde başımıza gelenlerdi.'

Yiğit Arslanoğlu daha saat geçmemişti ki konuşmasının ardından kaderini kendi eliyle durdurmuş,gitmesine mâni olmuştu. Bu ağır darbeye, beklenilmezliğe, tahmin edilemezliğe alışması zor olsa da, zaman; 'hayat böyle bir şeymiş işte ' demeyi öğretecekti onlara. 

Hare'nin amcası;kumar masasına yatırdığı şerefi ve servetini kaybettiği yetmezmiş gibi bir de borç yapıp, senet imzalamıştı. Ödeyemeceğini bildiği bu yüklü para karşılığında da yeğenini öne sürmüştü. Ee tabi böylesine su gibi güzelliği gören adamında dibi düşmüş ne para gelmişti aklına ne de senetleri.

Hare ne kadar reddedip istemediğini dile getirse de ne mümkündü baş edebilmesi? En son çareyi de tebeşir tozu içip ateşini çıkararak hastaneye gelme de bulmuştu. Böylelikle kaçma planını işleve geçirecek gidecekti.

Ta ki tökezleyene kadar.

Karşısında ki adamların ölümcül bakışlarına aynı sertlikle karşılık verse de Yiğit'in de kasılan bedeninden gerginliğini anlıyordu. Satıldığı adam sorduğu sorunun cevabını almış olmanın öfkesiyle onlara karşı bir adım attı. Keza Hare ona defalarca başka birini seviyorum,ilişkimiz var,beni kaçırıp kurtaracak elinizden demiş bir umut vazgeçmesini beklemişti.

"Demek o it,bu it öyle..-"

"Höst lan yavaş gel, sikerim belanı, it senin soyundur!" Diyerek Yiğit de öne atılmıştı ki Hare tanımadığı bu yabancı adama bir zarar gelmesin diye önüne geçerek siper etti kendini. Hoş zararın en büyüğünü başına kalarak vermişti de farkında değildi garibim.

"Özür dilerim!" Diye fısıldadığında Yiğit daha da kaşlarını çattı. Neyin özürüydü, neyin aşığıydı anlamış değildi. Sadece üzerine gelen bu adamlara karşı savunmasız durmayacağını
biliyordu gayriihtiyari dürtüsüyle.

MECRUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin