16.bölüm

50.5K 2K 1.8K
                                    

ÖNCE ⭐️ PARLAT, SONRA OKU🫧







Tırnakları yenmiş bir hayatın
kanayan parmak ucundaydı Umutlar...

Mirhan elini sert bir şekilde savurunca bir adım geriledi Dila. Bir anda içeri iki adamın kavgaya gelir gibi hazırlanmış bir vaziyette girişini izledi korkuyla. Adamlardan biri sandalyeyi tuttuğu gibi Mirhan'a yaklaşınca büyük bir çığlık attı kocasının adını telafuz ederek.

"Mirhan dikkat et." Diye boğazı yırtılana kadar bağırırken Arslanoğlu karısına bakamadan sırtına aldığı darbeyle öne doğru savruldu.

"Siktirr!" Diyerek yüzünü buruşturdu. Ama düşmedi.

Demek ki bunlar da bu piçin sahipleriydi.. Güzel.. Şimdi sıra onlara da gelecekti.. Ki zaten yerdeki adam paket olmuştu artık..Murat, abisine gelen darbeyi hazmedemezken ayaklandı hemen. Diğer adamın da hedefinde Murat vardı. Mirhan'a vuran adam elindeki sandalyeyi kaldırıp bir tane daha vuracağı sırada "Mirhan!" Diye tekrar bağırdı Dila, masadan bir şişe aldığı gibi kocasına el kaldıran kafaya geçirdi. Başında patlayan şişenin etkisiyle sandalyeyle birlikte dengesini kaybederek arkaya doğru titrek bir adım atıp Dila'nın ayaklarının ucuna düştü adam.

  Adamdaki kanları gördüğü an gözleri irice açılıp bir çığlık daha atmıştı yüzünü kapatarak.. Korktu Mirhan hamile karısının çığlıklarından, sırtına saplanan keskin ağrıya rağmen elini yere vererek kalktı.Karısına doğru adımlayacağı sırada kardeşine saldıran adamın elini cebine atmasıyla bıçak çıkaracağını sezdi ve adamın arkasına geçip elini arkadan kavradığı gibi kırdı o eli. Acıyla bağıran adama karşı yüzünü buruşturdu, o sırada Murat; bir yumruk daha geçirdi suratına.

"Bir Arslanoğlu'na bıçak çekmek itin çakalın harcı değil. Ya senin gibi elinden olur ya canından.." Diyerek biraz daha geriye doğru çekti kırılan eli,bayılana kadar bağırtacaktı. Tekrar gözleri Dila'ya değerken Elif'in onu sakinleştirmeye çalıştığını görünce gür sesi mekanda yankılandı.

"OTURTSANA ONU LAN. HAMİLE O, HAMİLE!" Dedi,damarlarını patlatacak cinstendi haykırışı. Diz kapağıyla adamın bel boşluğuna sert bir darbe geçirdiği gibi onu da  hamam böceği gibi yere yapıştırdı. Ama hırsı dinmemişti hele karısının yere dolan kanlara olan bakışlarını görünce daha da hırslanıp yerdeki adamlardan birine daha sardı..

Vurdukça adamın ağzından burnundan akan kanlar eklem yerlerine bulaşıyordu.Lakin bunları umursamayacak kadar gözü dönmüştü şu an.

  Bir anda Mirza'nın da canhıraş bir şekilde içeri dalmasıyla ona baktı Dila. Ona da burada oldukları haberini, ayırmaya çalışıp ama ayıramayan ve bir kaç darbeden nasibini alan müdürler vermişti.  Etrafa bir göz attı. Restaurant restaurantlıktan çıkmıştı adeta. Savaş alanına dönmüştü. Camlar ne ara kırılmış masa ve sandalyeler ne ara yerlere düşürülmüş hiç bir şey görmemişlerdi. İnsanların kaçışlarını bile..

Yiğit ile dayısı meydanda yan yana oturduğu için onlara bir şey demeden fırlamıştı anında buraya.. Yerde adamları vuran kuzenine doğru adımlarken gözleri anlık Dila'yı buldu, titreyerek oturuyor Elif'te dizlerinin önüne çökmüş bileklerini ovuşturuyordu..

Ne işi vardı burada?

  Öğrenirdi elbet. Kuzeninin koluna yapıştığı gibi kaldırmaya çalıştı.
"Adam elinde ölecek bra.. Yeter artık."dedi kaldırmaya çalışarak..

Dönüp bakmazken Mirza'ya, tüm gücüyle kaldırmaya çalışıyordu onu, dişlerinin arasından tıslayarak konuştu hâlâ vurmaya da devam ederken.

MECRUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin