26.bölüm

44.4K 1.8K 1.6K
                                    




06.02.2023

Yaşadığımız felaketin hâlâ üzüntüsü içerisindeyiz. Öylesine kötü bir ana denk geldi ki; hem uykuda yakaladı hem de yerlerde buz tutmuş karlar, üzerine sağanak yağmur ve eksi derece soğukluk daha da çaresizleştirdi insanı. Hele ki çocuk olunca! Can havliyle kaçışlarımız, şebeke sorunundan birbirimize ulaşabilme çabalarımız, insanların bağrışlarla kaçışları cidden mahşer anıydı! Haftalarca gözümüzden yaş eksilmediğini biliyorum.. Evlerimize giremedik..Evet Diyarbakır, depremin merkez üssü kadar etkilenmese de burada da 400 den fazla canımızı kaybetmenin üzüntüsünü yaşadık.. Gerçekten felaketti.. Hâlâ geçtiğimiz yollarda o binaların enkazları duruyor, her baktığımızda o günü tekrar tekrar yaşıyoruz..

O psikolojiyi atlatamadan ikinci bir doğa felaketine şahit olduk. Sel!
Biz ne yaşıyoruz, nasıl bir döneme denk geldik inanın bilmiyorum.Ha toparlanabilir miyiz onu da bilmiyorum.. Tek temennimiz dua! Rabbim bir daha yaşatmasın.
Giden canlarımıza rahmet, kalanlara da sabır diliyorum...




OY VEREN 👆🏻 DERT GÖRMESİN

Hadi bakalım parlatın ⭐️









Yüreğinden sevdiğin insan sana ev değil

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Yüreğinden sevdiğin insan sana ev değil.
Memleket olur!

Ellerini yüzüne bastırmış, avludaki taşın üzerinde oturmuş bekliyordu Mirhan'ın fakülteden dönüşünü. Kendisi ise bugün okula gitmemiş bir heyecanla annesiyle köye gelmişti. Çünkü Mirhan ona yeni bir yer keşfettiğini ve o yerde de bir sürü papatyalar olduğunu söylemişti. Hatta üzerine söz de vermişti götürecekti oraya. Lakin bugün de Mirhan efendinin gelmeyeceği tutmuştu.. Dersten çıkış saati çoktan geçmiş olmasına rağmen hâlâ yoktu ortalarda.. Yanaklarını şişirerek ofladı, çimen yeşili gözlerini şehir yoluna çevirip siyah arabanın geleceği anı bekledi.. Ha şimdi görünecek oradan, ha şimdi diye diye! Tam o esnada da kuvvetli bir şimşek çaktı şiddetli sağanak yağışın geleceğinin haberini vererek..

"Dila keçamin?" Diyen Esma hanıma dönerek omuzunun üzerinden baktı Dila. 'Hıı?' der gibi kafasını salladı. "De hadi içeri geç. Bak hava iyicene bozdu." Demesine omuzlarını silkti. Gelmiyorum dercesine de kafasını iki yana salladı. Girmeyecekti. O Mirhan gelmeyene kadar içeri girmek yoktu! Hem onun için okula gitmemişti hem de Mirhan efendi köye geleceğini bile bile ekmişti onu. Yanına bırakır mıydı hiç Dila? Asla..

"O torununun bana sözü vardı Esma ana! Şimdi de ekti beni, ve ben, o gelmeyene kadar da girmeyeceğim içeri.. Vicdan azabından kudursun dursun sonra." Daha küçücükken bilirlerdi onu şimdi de; kararlılığı adeta sesinden akıyordu..

MECRUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin