36.Bölüm

32.4K 1.2K 2.9K
                                    


ÖNCE 👉🏻⭐️ 👈🏻 PARLAT

Satır arası yorum sınırı: 2,5K




Piraye'ye yazdığı mektubu şöyle sonlandırıyor Nâzım: "Senin bana nasip olman, şahsi hayatımın en değer biçilmez tarihidir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Piraye'ye yazdığı mektubu şöyle sonlandırıyor Nâzım:
"Senin bana nasip olman, şahsi hayatımın en değer biçilmez tarihidir."

.
.

Gelen numaraya tekrar tekrar bakıp iyicene inceledi kutuyu Mirhan..Bu kutunun kaç yıl sonra tekrar önüne gelmesi işkillendirse de yine o mesajı atan kişiye, "kimsin?" diye yazıp gönderdi. Böyle basit oyunlara gelecek bir adam değildi Arslanoğlu. En nihayetinde o kutunun içinde her ne olursa olsun dönüp karısına onun hesabını da soracak değildi..

"İyi misin sevgilim?" Diyen incecik sese gülümseyerek baktığında gözlerini birbirine bastırarak onayladı.

"Hadi sen bir git bak onlara, ben de bi' iki mail atmışlardı onları halledip geliyorum hemen." Dedi dibine gelmiş karısının şakağına dudaklarını bastırırken. Bakışlarının dibinden farklı şeyler sezsede Dila bir şey demeyerek dediğine itaat edip çıktı mutfaktan. Dila'nın çıkmasıyla mesaj atan numaranın üzerine dokunup aradı.. Ama kapalıydı. Tekrar mesaj attı.

İstediğin miktarı söyle bana ve bir hesap numarası at, şirketimin adresini biliyorsan da kutuyu oraya gönder veyahut istediğin yerden gelip alabilirim.

Para için yaptığı bariz bir şekilde ortadaydı nitekim yıllardır ne diye saklayıp şimdi ortaya çıkarsındı? Mirhan da oltasını atar düşmelerini beklerdi, elbette istedikleri miktarın dudak uçuklatacak bir miktarda olacağını da tahmin etmişti.. Lakin Arslanoğlu verir miydi o parayı muamma. Adı gibi biliyordu ki o kutunun içindekiler de canını sıkacak şeylerle değiştirilmişti. Yani Dila'ya ait eskiye dair hiç bir şey kalmamıştı muhtemelen..

Telefonu kotunun arka cebine koyarak dışarıdan kahkahalarla gülen oğulları ve karısının sesi kulaklarını doldurunca gözlerini saliselik kapatıp içini saran huzurun tadını çıkardı. Görüş alanına giren Mirkan'ın çırptığı elleri ve yerinde zıplayışı, Mirhat'ın ise annesinin kucağındayken gülüşüne hayran hayran bakıp yanaklarını saran tombik elleriyle okşamasıydı kıkırtıları eşliğinde..

Murat sinirle savurdu elini Yiğit'in yaptığı oyunbazlığı kabul etmeyerek. Yiğit her seferinde farklı farklı hileler yapıp tüm oyun boyunca Muratı ebe duvarına geçiriyordu. Bu uzun eşşek oynadıklarında da böyleydi, bu farfarafilli yafilli oyununda böyleydi, oynadıkları diğer tüm oyunlarda
da...

Dila yanağını saran oğlunun avuç içlerini öperken ne ara yanına geldiğini bilmediği, şakağına dudaklarını bastıran adama daha çok dayandı. Kendisi yorulmasın diye oğlunu kendi kucağına alırken oturma grubunu gösterdi kaşlarıyla, kardeşleri kavga ededursunlardı.

MECRUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin