14. Bölüm

56.5K 2.2K 1.5K
                                    


ÖNCE ⭐️ PARLAT,SONRA OKU💧
Satır arası yorumlarınızı da bekliyorum.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Gülümsedi ve dedi ki;
  -"Kanatların nerde Peki?"
Elini tutup omuzuma koydum "burada" dedim.
-"KIRILMIŞLAR," dedi..
- Halil Cibran -

İnsana sormuşlar aslında nereye aitsin diye; o da gönlümün inkar etmediği yere diye cevap vermiş. İnkar etmiyordu Dila.. Onu hasta edip yataklara düşürende, yine yarasına merhemi olanda Mirhan'dı. Çok beklemişti onu. Yıllarca geçtiği yollardan geçmiş, oturduğu sandalyede oturmuş , dokunduğu yerlere dokunmuştu, yalnızca kokusunu bir nefeslik soluyabilmek için sadece beklemişti. Ama gelmemişti Arslanoğlu. Öyle bir gitmişti ki bir daha ayak basmamış görünmemişti bu topraklarda. Öyle bir gitmişti ki o eylem bile gurur duymuştu kendi sıfatından..

Geldikleri alana baktı Dila, istemsizce yüzünde hafif bir tebessüm belirirken başını çevirip kocasına dikti zümrüdi harelerini. "Yaa biliyor musun burada çalışıyordum ben bir ara, işten çıktıktan sonra da gelmemiştim hiç." Dedi heyecanlı sesiyle eskiyi yad eder gibi. Başını salladı Mirhan, gülünce içi de gülen zümrütlerin girdabına dalarken, durdurdu arabayı.

Bilmiş bir tavırla yarım ağız gülümsedi. "Yıllardır gelmesem bile burada olup biten her şey kulağıma geliyordu. Buna çalışmanda dahil." Dudaklarını ısırdı Dila. Madem her şey kulağına gidiyordu bir gün bile sorup sormaz mıydı? Tamam kendisi çizgisini çizmiş reddetmişti lakin o da geçmişlerinin hatırına bile saymayıp gitmiş bir daha da gelmemişti..

Kucağındaki buketleri oturduğu koltuğa bırakıp aynı anda arabadan indiler..  Mirhan arabanın etrafından dolanarak karısıyla aynı hizaya geldiğinde belinden kavrayıp kendine bastırdı. Geri çekilmeye çalıştı Dila lakin, "hşşş söz verdin Dila unutma, her şeyi sil baştan yaşayacağız," diye kulağında hissettiği  fısıltıyla rahat bıraktı kendini. Restaurant çalışanları rezervasyon saatini bildiklerinden hemen karşılamak için koşmuşlardı kapıya. Ama Dila'nın gözü tek bir kişideydi kocaman sırıtışıyla.

"Elif'im!"

"Yaa kurban olurum,çiçeğim?!" Diyen kıza hızlı adımlarla yürüyüp sıkı sıkı sarıldı. Onu sarıp sarmalayan kız bir kız kardeşten farksızdı Dila için, ilk okuldan beri aynı sırada oturup şu zamana kadar da ayrılmamışlardı. Yani araya biraz zaman girse de dostlukları hâlâ ilk günkü gibi tazeydi. Mirhan'dan çekinen kız, arkadaşından ayrılırken Mirhan'a da başıyla selam verdi. Diğer restaurant çalışanları ve müdürleri de kapıda karşılamışlardı genç Arslanoğlu'nu.

MECRUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin