üç

41.1K 3.1K 2.6K
                                    

Selamkee

Hâlâ kitaba tam olarak giremedim :/

Medya: Mert

|4127 kelime|

*AYRİSDEN*

"Ya emin misiniz? Ya ağzıma iki tane vurup 'daha ilk günün ne arsız bir şeymişsin sen' derse?" dedim bana bakan Arda, Derin ve Boran üçlüsüne.

Şu an Savaş hocadan çıkmak için izin almam gerekiyordu. İlk günüm olduğu için nöbetim yoktu ama ilk günden erken çıkmama da izin vermezdi bence.

"Haklı. Bence tersleyecek." dedi Arda omuz silkerken. Derin, Ardanın koluna bir şaplak attı.

"Salak salak konuşma Arda. İlk günden azarlamaz kızı. Yani umarım." dedi Derin sona doğru düşen moduyla.

"Ya neyi kutlayacağız ki zaten? Gidip kantinden su alıp tokuşturalım. Kutlamayı ne yapacağız?" dedim bıkkınca. Yani amaç yoktu ortada.

"Biraz kaynaşırız işte. Seni tanırız. Sen bizi tanırsın." dedi Derin. Şu an oflamamak için kendimi tutuyordum. Ya zorlama kardeşim.

"Abim bir şey demez. İzin verir." diyen Borana döndüm. Nasıl bu kadar emin duruyordu?

Bir boklar olduğu belliydi ama ne aga?

"Bak Boranda verir dedi. Hadi git söyle artık." dedi Derin heyecanla. Oflayıp ayağa kalktım.

"Bekleyin burda." dedim ve asansöre doğru yürümeye başladım.

Korkmuyordum. Sadece yüzsüz gibi görünmekten çekiniyordum. Sonuçta ilk günümdü. Gidip erken bir saatte çıkmak istediğimi söylemek garip kaçardı.

Ama Derinin çenesi çekilecek dert değildi ki arkadaş. Harbiden 50 faktörlü mikrofon yutmuş olabileceğine dair şüphelerim var.

Asansöre binip 18. katın tuşuna bastım. Cidden bi insan neden 18. kata oda yaptırırdı ki. İnsanın ömrü çürür bu asansörde be.

Allahtan biz asistanların ortak odası 10. kattaydı da ordan oraya gitmem fazla uzun sürmeyecekti.

Asansör durunca indim. Bugün aslında alışverişe gitmeyi düşünüyordum ama gidemeyecektim galiba. Ayrıca en kısa sürede telefonda almam lazımdı.

Savaş hocanın kapısına gelince bir kaç defa tıklattım. İçerden gelen gür bir gir sesiyle besmele çekip içeri girdim.

Savaş hoca çatık kaşlarıyla elindeki dosyayı inceliyordu. Kafasını dosyadan kaldırmamıştı bile. Ay acaba ayaklarımı götüme vura vura kaçsa mıydım?

"Hocam?" dedim masanın önüne geçip. Anında kafasını dosyadan kaldırıp bana baktı. Gözü koluma takılınca kaşları çatıldı.

"Koluna ne oldu?" dedi hemen. Sorun yok ya. Önce incindi sonra da kahve banyosu yaptı. Tercihi sıcak kahveden yanadır bu arada.

"Önemli bir şey değil. Kahve döküldü sadece." dedim koluma bakarken. Ayağa kalktı ve yanıma geldi.

"Otur şöyle. Bende bakayım bi." dedi. Şu an anırmak istemem normal mi?

Bence değil.

"Teşekkür ederim hocam ama gerek yok. Deniz hoca halletti." dedim hemen. Kaşları daha da derinden çatıldı. Ve beni nazikçe sandalyeye oturtup kolumu incelemeye başladı.

Ne oluyor ayol?

"Bana neden haber vermediniz?" dedi sert bir şekilde.

Dostum bi sakin mi olsan? Şu an tam bir seri katile benziyorsun çünkü.

BarkınlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin