“Biz içeri girelim anne, sonra konuşun.” dedi Izuku, ve Katsuki ile birlikte Izuku’nun eski odasına girdiler, herşeyin başladığı yere... “Herşey senin sayende oldu.” dedi Izuku bir anda. “Ne?” dedi anlamamış olan Katsuki. “Şuan senin sayende ben bir şarkıcıyım.” diye açıkladı Izuku. “Konserlerime de geldin.” diye ekledi Izuku. “Sen nereden-” derken Katsuki’nin aklına imzalattığı fotoğraf geldi. “Oh...” diye mırıldandı Katsuki. “Şimdi hatırlıyorum da,” dedi Izuku. “Senin hayranın gibi birşeydim.” diye devam etti. “Evet, biliyorum.” dedi Katsuki. Bir anda kapı açıldı ve Sakura içeri girdi. “Birşey sorabilir miyim?” dedi Katsuki çekinerek. “Tabii.” dedi Izuku. Katsuki, Izuku’nun kulağına yakınlaştı ve fısıldadı. “Sevgilin mi, çok yakındınız...” Izuku şaşırmıştı, böyle bir soru beklemiyordu. “Hayır, ablam gibidir!” dedi Izuku gülümseyerek. “Konuşmayı bölüyorum ama, Izuku özür dilerim!” dedi Sakura. “Ne için?” dedi anlamamış olan Izuku. “Boşver...” diye mırıldandı Sakura.
“Birşeyler ister misiniz?” diye sordu Sakura tam odadan çıkacakken. “Yok.” diye yanıtladı Izuku, Sakura’nın sorusuna. “Tamam...” diye mırıldandı Sakura ve odadan çıktı. Izuku, Katsuki’ye baktı ve sırıttı. “Salatalık ister misin?” dedi Izuku. Katsuki başını olumlu anlamda sallayınca Izuku hemen odadan çıkıp mutfağa koştu. Yerini hâlâ hatırladığı çatal, bıçakların bulunduğu çekmeceyi açtı ve bir bıçak aldı. Buzdolabını açıp birkaç tane salatalık çıkarttı ve tek tek yıkadı. Kesme tahtasını da 3. çekmeceden çıkarttı ve salatalıklardan birini kesmek için bıçağa uzandı. “Izuku, tatlım biz Sakura ile alışveriş yapmaya gidiyoruz!” diye bağırdı Inko. Izuku’nun birşey demesini beklemeden dışarıya çıktılar. Izuku, dikkati dağıldığı için kesemediği salatalığa baktı ve yeniden kesmeyi denedi. Bir anda parmağını kesen bıçak ile acı içinde inledi.
“Deku?” diye bağırdı endişeli bir ses tonu ile Katsuki. Koşarak mutfağa girdi ve eli kan içinde öylece duran Izuku'ya baktı. “İyi misin?” dedi endişeyle. Izuku birşey diyememişti, bıçak çok keskindi ve çok acıtmıştı. “Gel, otur...” dedi Katsuki çaresizce. Katsuki, Izuku’nun kolundan tutup salondaki koltuğa oturttu ve mutfağa yeniden gitti. Bir bez bulma umudu ile dolapları karıştırmaya başladı. Sonunda bir sargı bezi bulunca Izuku’nun yanına gidip elini tuttu. “Nasıl başardın?” dedi Katsuki bir yandan bezi sararken. “Ben bilmiyorum.” diye mırıldandı Izuku. “Shh, tamam. Senin hatan değildi.” diye moral vermeye çalıştı Katsuki, fakat başarısız oldu. Izuku’nun ağlaması daha da şiddetlenmişti. “Ağlama tamam!” diye bağırdı Katsuki. İşe yaramıyordu, salya sümük ağlıyordu Izuku.
“Eğer susarsan sana UA’yı gezdiririm.” dedi Katsuki en sonunda. Izuku’nun ağlaması anında kesildi. “Oh, sonunda.” dedi Katsuki ge rahatça bir iç çekti. Katsuki’nin telefonunun çalması ile konuşmaları bölündü. “Yaşlı karı ne istiyorsun?” diye bağırdı Katsuki telefona. “Tamam geliyorum, bağırma!” diye bağırdı bir kere daha ve Izuku’ya döndü. “Ben eve gidiyorum Deku, sen de biryerlerini kesmemeye dikkat et!” dedi ve güldü. “Haha, ne kadar komik..(!)” dedi Izuku ve yere baktı. “Tamam ben gidiyorum, kendine iyi bak.” dedi Katsuki ve kapıya doğru gitti. “Görüşürüz!” dedi Izuku ve Katsuki’nin evden çıkışını izledi. En sonunda Katsuki evden çıkınca kendi odasında girdi ve telefonunu eline aldı. “3 cevapsız arama...” diye mırıldandı. Hepsi Inko’dandı. Inko’yu yeniden arayıp telefonu kulağına yerleştirdi. “Anne, birşey mi oldu?” dedi telefon açılır açılmaz Izuku. “Yok, yok.” dedi Inko.
“Birşey diyecektim.” diye devam etti İnko. “Ne diyecektin anneciğim?” dedi Izuku ve Inko’nun birşey söylemesini bekledi. “Gelmek üzereyiz birşey ister misin diyecektim.” dedi Inko. “Yok anne.” dedi Izuku. “Tamam biz gelmek üzereyiz.” dedi Inko ve telefonu yüzüne kapattı. Yerdeki çantayı görür gözmez Katsuki’nin olduğunu anlamıştı. Yerdeki çantayı eline aldı Izuku ve odasından dışarı çıktı. Katsuki’nin numarası kendinde olmadığı için arayamazdı, bu yüzden evine gidecekti. Küçükken hep buluşurlardı, bazen Katsuki’nin evinde, bazen de Izuku’nun evinde. Izuku ayakkabılarını giyip evinden çıktı ve yürümeye başladı. Kısa bir yürüyüşün ardından eve varmıştı. Kapıyı çalıp açılmasını bekledi. Birkaç saniye sonra bağırışmalar kesildi ve kapı açıldı. “Izuku?” dedi Mitsuki şaşkınlıkla.
“Mitsuki teyze ben Kacchan’a bakmaya gelmiştim.” dedi Izuku. “Odasına kaçtı, dur çağırayım.” dedi Mitsuki ve gülümsedi. “Gerek yok, ben onun odasına giderim.” dedi Izuku. “Tamam, sen bilirsin!” dedi Mitsuki ve kapıyı tamamen açıp içeri geçmesi için işaret etti. Izuku hemen içeri geçti ve yerini asla unutmadığı, -ki bir kere Katsuki hakkında herşeyi unutmuştu..- odaya gitti. “Girebilir miyim?” dedi ve kapıya 3 kere vurdu. “Gel!” dedi Katsuki. Bunu duyduğu an kapı kolunu çekip kapıyı açtı. “Deku, neden buradasın?” dedi şaşkınlıkla Katsuki. “Çantanı unutmuştun, onu getirdim.” dedi Izuku odayı incelerken. “Odan ne kadar değişmiş...” diye mırıldandı Izuku. “Evet, biraz değişti.” dedi Katsuki. Izuku içeri girmeye çalışırken ayağı takıldı ve yere düştü. “Başına gelmeyen kalmadı!” diye dalga geçti Katsuki. “Dalga geçme!” dedi Izuku sinirle. “Düz yolda yürüyemeyen ünlü şarkıcı Deku!” dedi Katsuki ve bir kahkaha attı.
“Izuku, Inko burada!” diyen Mitsuki ile konuşmaları bölündü. Izuku birşey demeden çantayı bıraktı ve koşarak kapıya gitti. “Anne, ne oldu?” dedi Izuku. “Sakura’nın başı ağrıyordu bende geleyim dedim.” dedi Inko. Mitsuki gülerek Inko’nun geçmesi için işaret etti. Inko hemen içeri geçti ve kapı kapandı. “Siz Katsuki ile takılın.” dedi Inko. “Tamam anne.” dedi Izuku ve Katsuki’nin odasına geri döndü. Katsuki’nin yanına oturdu ve onu izlemeye başladı. “Neye bakıyorsun?” dedi Izuku’nun kendine baktığını fark eden Katsuki. “Hiç!” dedi Izuku kekeleyerek. Katsuki de Izuku’ya bakmaya başladı ve Izuku’nun biraz kızardığını gördü. “Utandın mı sen?” dedi Katsuki sırıtırken. “Yo, ne alaka!” dedi Izuku, amacı kendini korumaktı ama her ağzını açışında daha çok batıyordu.
“Tamam, anladım, utangacım!” dedi Izuku bıkkın bir ses ile. “Sonunda kabul ettin!” dedi Katsuki sinirle. “Elin nasıl?” dedi Katsuki. “Hatırlatmasan olmazdı...” diye mırıldandı Izuku ve kafasını öbür tarafa çevirdi. “Evet, olmazdı!” dedi Katsuki. Birkaç dakika böyle didiştiler. “Inko teyze, oğlun ga-” diyroken Izuku ışık hızında hareketler ile Katsuki’nin ağzını kapattı. “Katsuki bana mı se-” ikinci kez böyle bir şeye şahit olan Inko gülümseyerek geri döndü. “Kadın bunu ikinci kez yaşıyor...” diye mırıldandı Katsuki, Izuku’nun eli ağzındayken. “Bırakacağım, ama bağırma.” dedi Izuku sanki Katsuki’yi kaçırmış gibi. “Dekuisinlove, adın neden bu?” dedi Katsuki saçma bir soru olduğunu bilerek. “O zamanlar birine aşıktım, sonra ad hoşuma gitti o yüzden kaldı.” diye yanıtladı Izuku, Katsuki’nin sorusunu. “Anladım...” diye mırıldandı Katsuki. “Hey, Katsuki!” diye bağırdı Mitsuki. “Ne var lan?” diye bağırdı sinirle Katsuki. Yerinden kalkıp kapıyı kırarca açtı Katsuki ve çıktı. Anlaşılmayan birkaç bağırmanın ardından Katsuki geri döndü. “Inko teyze burada kalıyor, eve gidecek misin?” diye sordu Katsuki. “Annem buradaysa bende buradayım.” diye yanıtladı Izuku. Telefonunu açıp ilgilenmeye başladı bir anda Katsuki.
———
TumblrDekuisinlove;
Yeni şarkım yayında! İsteyenler için bir Spotify linki bırakıyorum...
https://open.spotify.com/track/71auphnALEqlMYdLaqzsXP?si=enrOS9PVRKeuYxxoyvUD5Q&utm_source=copy-link
———
Katsuki, Izuku’nun yayınladığı şeyi okudu ve Izuku’ya döndü. “Shatter Me, değil mi?” dedi Katsuki. “Ne?” dedi anlamamış olan Izuku. “Yeni şarkı!” dedi Katsuki bağırarak. “Oh evet.” dedi Izuku. “Dışarı çıkalım mı?” dedi Katsuki iç çekerek. “Olur, neden olmasın!” dedi Izuku enerjik bir ses tonu ile ve Katsuki’nin hazırlanmasını beklemeye başladı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
War of Love - BakuDeku -
Fanfiction"En kusursuz cinayet," dedi yeşil saçlı. "Birinin yaşama sevincini öldürmektir." Sarışın ne olduğunu anlamasına rağmen birşey demedi, diyemedi. Çünkü biliyordu, yeşil saçlı haklıydı.